Kadınlar iş gücüne dönemiyor, en az ücreti alıyor, kayıtsız işlerde çalıştırılıyor, erken yaşta evlendiriliyor.

Geçtiğimiz ağustos ayında Uluslararası Para Fonu (IMF) Strateji, Politika ve İnceleme Dairesi Başkanlığı’na atanan ekonomist Ceyla Pazarbaşıoğlu, Sabancı Üniversitesi (SU) Kurumsal Yönetim Forumu tarafından bu yıl 8’incisi düzenlenen çevrimiçi “Türkiye Kadın Direktörler Konferansı”nın konuşmacısıydı.

Dünyamız için verdiği iyi haber; pandemi süresince 41 ülke, kadınların ekonomik güvenliğini koruyacak toplumsal cinsiyet odaklı politikalar geliştirmiş.

Kötü haber; Fransa, İtalya, Portekiz, Slovenya ve Togo’nun yer aldığı bu ligde Türkiye’nin adı yok!

Latin Amerikalı kadın liderler de “Kadınların Ekonomik Yönden Güçlenmeleri İçin Eylem Koalisyonu” kurdu.

Ceyla Pazarbaşıoğlu


★★★

Kapsayıcı ve Eşitlikçi Bir Gelecek” başlığında; Akbank, IFC, Limak Yatırım ve Zorlu Holding desteğiyle 19 Kasım’da çevrimiçi gerçekleşen konferansta, “2020 Yönetim Kurulunda Kadın Türkiye Raporu” da açıklandı.

Buna göre, 2020’de BIST şirketleri yönetim kurullarında yüzde 15.9 olan kadın oranı yüzde 17’ye yükseldi, kadın direktör (genel müdür) yüzde 5.3 oranında arttı.

BIST şirketlerinin yalnızca 37’sinin yönetim kurulu başkanı kadın olurken, kadın CEO oranı çok çok düşük; yüzde 2.5’te kalmayı sürdürüyor...

SPK’nın önerdiği yönetim kurulunda minimum yüzde 25 olan kadın üye oranını yakalayan 116 şirket var. Tüm şirketlerin 3’te 1’i bile değil.

2020’de 397 şirketin 134’ünün yönetim kurullarının tamamı erkeklerden oluşuyor.



★★★

Raporu yorumlayan SU Kurumsal Yönetim Forumu Direktörü Melsa Ararat, yaptığı konuşmada “Türkiye’de politika üretenler, devlet kontrolünde ve halka açık şirketlerde kadınların temsili için kararlı olmazlarsa, Türkiye ile Avrupa Birliği ve diğer gelişmiş ülkeler arasındaki ayrışma daha da artacak. Kadınların karar mekanizmalarında temsili için hedef konulması, politikalar geliştirilmesi ve raporlama yapılması hem şirketlerin geleceği hem de ülke ekonomisi için elzem” diyor.

★★★

Aynı konferansta açıklanan “Kadınlarla Güçlendirilmiş Yönetim Kurulları Endeksi”nde; üç ödülün de toplumsal cinsiyet eşitliği savunuculuğu yapan Aksa Akrilik Kimya, Koç Holding ve Tekfen Holding’e gitmesi sürpriz değil.

BIST’in “Yıldız Pazar” endeksinde ise en yüksek puanı, Türk Prysmian Kablo ve Sistemleri aldı.

Halka açık yerli ve milli şirketlerden “yıldız” çıkaramadık!

Cep telefonu var ama...

Birleşmiş Milletler Genel Sekreterliği Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerinin Dijital Finansman Görev Gücü kapsamındaki görevine de değinen Pazarbaşıoğlu, dijital teknolojilerin yaygınlaşmasının, finansal katılımı arttırma ve cinsiyet eşitliği sağlama fırsatları sunduğunu söylüyor.

Türkiye’de yaklaşık 10 kadından 9’unun cep telefonu var; bu da onların dijitalleşmenin getirdiği dönüşüm fırsatlarını yakalamalarını mümkün kılıyor” diyor.

Dijital altyapı ile eşzamanlı olarak sayısal ve finansal okur-yazarlığın geliştirilmesine de yatırım yapılması gerektiğinin altını çiziyor.

Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi ve eski bakanlardan  Prof. Dr. Işın Çelebi’nin “2021 Yılı Mali Bütçe tasarısında,  dijitalleşmeye yatırım stratejisi göremiyoruz” eleştirisini hatırlatayım.

Kadınlar “iyi” bankacı

Pazarbaşıoğlu, önümüzdeki dik yokuşa işaret eden 2017 yılı IMF araştırma sonuçlarını paylaşıyor:

- Yönetim kurullarında daha fazla sayıda kadın üye bulunan bankalarda diğerlerine oranla sorunlu kredi oranı daha az ve finansal strese karşı daha dirençliler.

- Banka düzenleme, denetleme, risk kurullarında kadın üyelerin bulunmasıyla, bankaların istikrarı arasında bağlantı bulunuyor.

- 34 Avrupa ülkesindeki 2 milyon firmada üst düzey pozisyonlarda toplumsal cinsiyet eşitliği ve çeşitliliğin yüksek olmasıyla firmaların kârlılığı artıyor.

Erkekler işe dönüyor kadınlar evde kalıyor!

Kadınlar, Covid-19 krizi ile birlikte toplumsal cinsiyet eşitliği odaklı politikaların ana akımlaştırılmamasının ağır bedellerini ödemek zorunda bırakılıyorlar. Kadınların yüz yüze işlerde çalışma oranı erkeklerden yüksek.

ABD’de kadınların yaklaşık yüzde 54’ü uzaktan yapılamayan işlerde çalışıyor. Brezilya’da bu oran yüzde 67 olurken, Türkiye’de de mevcut durum aynı karşılaştırmanın uzağına düşmüyor.

IMF’nin araştırmalarına göre, düşük gelirli ülkelerde çalışan nüfusun yüzde 88’i, uzaktan çalışamaya olanak vermeyen işlerde çalışan emekçilerden oluşuyor. Pazarbaşıoğlu, “Genellikle nakit ödeme yapılan kayıt dışı istihdam; kadınların düşük ücret almasına, emeklilik- sağlık sigortası gibi sosyal korumalardan yoksun kalmalarına neden oluyor” diyor.

Covid-19 krizi başlamadan önceki dönemde bile kadınların erkeklere göre gün başına ortalama 2.7 saat daha az ücret aldıklarına değiniyor.

★★★

Okulların kapanması ve yaşlıların korunması için alınan önemlerle birlikte kadınların üzerindeki ev işi yükü arttı. Kısıtlama kalktıktan sonra da kadınların çalışma hayatına dönmeleri yavaş olduğundan, bu durum ülkelerin kalkınmasının önünde ciddi tehdit oluşturuyor. 6 yaşın altında en az bir çocuğu olan ebeveynler arasında erkeklerin işe dönme olasılığı, kadınlara göre üç kat fazla oluyor.

ERKEN YAŞTA EVLİLİKLER ARTIYOR

Pandemi sürecinde kız çocuklarının eğitim hayatından çekildiğine dikkat çeken Pazarbaşıoğlu, terör örgütü Taliban tarafından vurulan Pakistanlı kadın/insan hakları savunucusu ve 2014 yılı Nobel Barış Ödülü sahibi Malala Yusufzay’ın “Yarımız geride bırakılırken hepimiz başarılı olamayız” cümlesini alıntılıyor.

- Pandemi, insan sermayesi açısından bakıldığında da kadınları büyük bir riskle karşı karşıya bırakıyor. Gelişmekte olan birçok ülkede kız çocukları okullarını bırakıp, aile bütçesine destek için çalışmaya zorlanıyor.

- Malala Fund raporuna göre, Liberya’da Ebola krizinden sonra okulu bırakan kız çocuklarının oranı 3 katına çıktı; Gine’de kızların yeniden okula başlama oranı erkeklerden yüzde 25 daha az oldu.

- Hindistan’da kız çocukları olan ailelerin evlilik web sitelerine yaptığı yeni kayıtlar yüzde 30 artış gösterdi.

- Eğitim alamayan kız çocukları, geri dönüşü olmayan insan sermayesi birikimine yol açıyor. Verimlilik artışı engelleniyor ve kadınlar arasında yoksulluk döngüsü devam ediyor.

Türkiye’de kadınların yarısının bir banka hesabı bulunmuyor

Türkiye’nin en büyük bankacılık krizinin yaşandığı 2001-2003 yılları arasında Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulu (BDDK) Başkan Yardımcılığı görevini yapan ve IMF’de 23 yıllık kariyeri olan Pazarbaşıoğlu, 2018 yılı Dünya Bankası kaynaklı Türkiye verilerini paylaşıyor: “Erkeklerin yüzde 83’ünün banka hesabı olurken, kadınlarda bu oran yüzde 54... Cinsiyetler arasında banka hesaplarında ortaya çıkan yüzde 29’luk fark, gelişmekte olan ekonomilerin 3 katına ulaşıyor. Banka hesabı olmayan kadınların yüzde 89’u iş gücüne katılmıyor. Aynı durum banka hesabı olmayan erkekler için de geçerli.”

Alınması gereken önlemler

Pandeminin kadınlar üzerinde derin izler bırakan etkilerini sınırlandırmak için alınması gereken önlemler:

- Savunmasız, bakıma muhtaç aile bireylerine gelir desteği sunulmalı.

- İstihdam bağlantıları korunmalı.

- İş ve aile bakım sorumluluklarını dengelemek için teşvikler sağlanmalı.

- Sağlık hizmetleri ve aile planlaması olanaklarına erişim artırılmalı.

- Küçük işletmelerin ve serbest meslek sahibi kadınların finansman olanaklarına erişimi artırılmalı ve kamu bütçelerinde kadın-erkek eşitsizliği giderilmeli.