Cumhurbaşkanı Erdoğan 17-19 Nisan tarihleri arasında sokağa çıkma yasağını duyurduğu toplantıda şöyle bir cümle kurmuştu:

“Yaptığınız işin adı gazetecilik değil, şeamet tellallığıdır”

Arapça kökenli “Şeamet” ne ola ki?

“Uğursuzluk” demekmiş.

Önceki gün bu ifadeyi yineledi.

Bu kez muhatap, gazeteciler değil uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları ve finans çevreleriydi…

★★★

Geçtiğimiz 15 Haziran günü düzenlenen  Uluslararası İslam Ekonomisi ve Finansı Konferansı  (IIEFC) telekonferansında konuşan Erdoğan “Şeamet tellallarını daha önce defalarca olduğu gibi yine hüsrana uğratacağız” diyordu.

Nasıl?

İslami ekonomiyle...

★★★

Erdoğan konferansta İslami finans kurumlarının 2002 yılında sektörden aldığı payı 3 kat artışla yüzde 6.3’e yükselttiklerini, 2025 yılında da yüzde 20 hedefini yakalamayı hedeflediklerini vurguluyor.

2015 itibarıyla katılım finans sistemine kamudan Ziraat Katılım, Vakıf Katılım ve Türkiye Emlak Katılım’ın girmesiyle, “faizsiz bankacılık” yapan finans kurumlarının sayıları 6’ya ulaştı.

Türkiye Hazinesi tarafından ihraç edilen ürünler arasına sukuk da katıldı.

Katılım finans kuruluşlarının 2005 yılında 10 milyar lira olan aktif büyüklüğü, 2020 yılı mart ayı itibarıyla 319 milyar liraya ulaştı.

Merkez Bankası’nın (MB) 2009 yılından beri üyesi olduğu (IIEFC),  Covid-19 sonrası dünya düzeni tartışmalarına dini bir boyut getiriyor!

İslami ekonomi; “yolsuzlukla mücadele” ya da “israftan kaçınma” arayışımızı kapsıyor mu?

Asıl soru şu; faiz getirisi yerine, kar payı ve kira getirisi sağlamak üzere varlığa dayalı bir menkul kıymet (VDMK) çeşidi olan sukuk, sigortacılıkta karşılığını bulan tekafül (dayanışma) veya İslami kredi modeli olarak uygulanan murabaha (vadeli satışı-kiralama) küresel finans sisteminde payı nedir?

Cevap veriyorum. Yüzde 1....

Bu yıl Hazine sukuk ihraç etmedi. Tekstil firması Defacto geçtiğimiz günlerde HSBC’nin koordinatörlüğünde uluslararası 4 İslami banka ile 53.2 milyon dolarlık murabaha işlemi gerçekleştirdi.

★★★

Dünya Bankası Küresel İslami Finans Geliştirme Merkezi”, 2013 yılında dönemin Başbakan Yardımcısı ve DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve Dünya Bankası Başkanı Dr. Jim Yong Kim’in katılımıyla Borsa İstanbul’da açılmıştı.

★★★

Kuruluşu 30 yıl öncesine dayanan “Faizsiz Finans ve Katılım Finans Sistemi” Aralık 2014’te yayımlanan 10. Kalkınma Planı bileşenleri arasına girdi.

Küresel İslami finans sektörü 2019 yılı itibarıyla 2.44 trilyon ABD Doları aktif büyüklüğe ulaştı.

Büyük ölçüde Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Umman, Katar ve Bahreyn’in içinde olduğu Körfez İşbirliği Teşkilatı (GCC) ülkeleri ve Malezya gibi belirli bölgelerle sınırlı kaldı.

★★★

İslami ekonomi alanında en çok yazıp çizen akademisyenlerden; Malezya, Lüksemburg ve Münih  üniversitelerinde de dersler veren, Konya Ticaret Odası Vakfı’nın kurduğu Karatay Üniversitesi İslam Ekonomisi ve Finans Bölümü akademisyenlerinden “Prof. Dr. Murat Çizakça” adına, 1989 yılında dönemin Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Profesörlerinden Tansu Çiller ile yazdığı kitapta rastlamıştım.

Çizakça’nın “İslam Ekonomisi ve Finansına Giriş” ve “İslam Dünyasında Vakıflar” kitapları bu konuyu derinleştiriyor.

★★★

Eski başbakanlardan Çiller henüz siyasete atılmamış (1990), İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve İstanbul Sanayi Odası (İSO) gibi iş dünyası kurumlarına danışmanlık veriyordu.

Çizakça ile yazdığı “Türk Finans Kesiminde Sorunlar ve Reform Önerileri “ kitabı da İSO ve İTO yayınlarından piyasaya çıkmıştı.

Çiller DYP’ye katılmadan önce Turgut Özal başbakanlığında kurulan hükümetlerin, 1987 yılından sonraki uygulamalarını en keskin eleştiren hocalardan biriydi...

★★★

Son bir soru, Ortadoğu’da Mısır ve İran’ın ağırlıkta olduğu İslami ekonominin lideri hangi ülke olacak?

Şeamet tellallığı sayılmazsa müsaadenizle şu yorumu yapacağım:

Koronavirüs sürecinde Türkiye 125 ülkeye yardım gönderdi: Birleşmiş Milletler üyesi 196 ülke var; oraya varamayız!