12. yüzyılda çiçek...13. yüzyılda cüzzam... 14. yüzyılda veba...15. yüzyılda frengi... 16. yüzyılda dizanteri... 17. yüzyılda tüberküloz... 18. yüzyılda tifo... 19. yüzyılda kolera... 20. yüzyıldaHIV/AIDS... Ki buna Ebola virüsü, Kuş gribi, Kırım Kongo Kanamalı Ateşi, Deli dana hastalığı, Domuz gribi, Batı Nil (West Nile) virüsü vs. ekleyebiliriz...

21. yüzyılın “yıldızı” şimdilik “COV 19” deniyor! (“Şimdilik”) diyorum, “bulaşıcı hastalıkların arkası gelecek” deniyor. Buna... Kimine göre doğanın katledilmesiyle virüslerin- bakterilerin hızlı mutasyonu; ve kimine göre ise insan eliyle biyolojik savaş araçlarını çoğaltma sebep olacak... Endüstriyel gıdalar, ilaçların yan etkileri, olumsuz çevre koşulları vs. bağışıklık sistemini darmadağın ettiği için –tıpkı kronik hastalıklarda olduğu gibi- insanlar salgın hastalıkları yenmekte hayli zorlanacak.)

Ama... Meselenin ideolojik yönüne gelmek istiyorum:

Yüzyıla damgasını vuran salgınlar, dünyada nasıl köklü iktisadi-idari değişimlere yol açtı? Rönesans’ın doğumunda salgının etkisi oldu mu?

Peki... Dünyayı “kilitleyen” COV 19 nasıl bir ideolojik dönüşüme sebep olacak?

Bazılarına göre, COV 19 salgınının bu derece abartılmasının temelinde sert bir yapısal dönüşüme insanları hazırlamak var!

Deniyor ki:

-“COV 19 yüzünden dünyada 200 bini aşkın insan hayatını kaybetti. Dünyada -son beş yıla bakarsak- her sene ortalama 50 milyon kişi ölüyor. Bunun 1-1,5 milyonu enfeksiyon/grip hastalığından! Mesele COV 19 salgınının çok ötesinde...”

COV 19, abartılıyor ya da abartılmıyor ayrı tartışma... Asıl konumuz, önümüzdeki dönem bizleri neyin beklediği merakı...

Örneğin... 2008 yılı finans kriziyle hızla çöküşe geçen neoliberalizm/kapitalizm bu kez neye “evrilecek/ dönüşecek?”

ALMAN EKONOMİST


Distopya...

Ütopya’nın anti tezi... Totaliter/baskıcı devlet modelini tanımlamak için kullanılan kavram. George Orwell’ın “Bin Dokuz Yüz Seksen Dört” romanında anlatılan toplum buna örnek.

Norbert Haring, Almanya’nın tanınmış ekonomist yazarı. Düsseldorf merkezli günlük ekonomi gazetesi Handelsblatt’ta yazıyor. Keza: Dünya Ekonomi Derneği (WEA) kurucusu ve World Economic Review dergisinin ortak genel yayın yönetmeni...

İngilizce, Çince, Korece, İtalyanca ve Japonca’ya çevrilen “Ökonomie 2.0” kitabı, kimi çevrelerce çok beğenilip ödül verildi ve fakat kimi çevreler tarafından kıyasıya eleştirildi. Kitap Almanya’nın en çok satan kitaplarından oldu...

Häring, küresel para politikalarını sert eleştiren bir ekonomist; ve hatta bankalar, akademi ve diğer kurumlardan gelen 15 ekonomi uzmanıyla Avrupa Merkez Bankası’na alternatif “gölge konsey” oluşturdu. Uzatmayayım...

Geçtiğimiz 11 Nisan’da yazdığı makalenin başlığı şuydu:

“Dünya Ekonomik Forumu’nun Totaliter Distopyası Gerçekleşiyor.”

Makale... Kendisinin de katıldığı Davos 2018 yılı Dünya Ekonomik Forumu’nda anlaşmaya varılan bir projeyle ilgiliydi.

Özetlemeye çalışayım...

DÜNYA “JANDARMA” TEŞKİLATI


Davos’taki projenin konusu “kimlik” idi.

Dendi ki: Kimlik kavramı, doğumla verilen nüfus cüzdanı ya da pasaport bilgisinden çok öteye taşınmalı...

Daha özel bilgilerin/verilerin bulunduğu “dijital kimlik” oluşturma hedeflenmeli...

İnsanlar artık ülkelerinin değil, küresel dünyanın vatandaşı olmalı... Örneğin... Uluslararası seyahatinizde sadece güvenlik değil, geçmişteki her adımınızı –politik tavrınız gibi- gösteren tüm veriler dikkate alınmalı...

Buna göre... Bütün özel bilgileriniz Microsoft, Apple, Google gibi çok uluslu şirketlerin bulunduğu World Wide Web Konsorsiyumu (W3C) elinde olacaktı! Örneğin... İstatistiksel olarak sorun yaratabilecek durumda olduğunuzda –itaatkâr olmayan işgücü  gibi- sistem sizi etkisiz hale getirecekti!

Aşıyı tüm boyutlarıyla tartışmanızın artık hiçbir önemi kalmayacak; ABD’nin dayattığı tüm aşıları yaptırmadığınız takdirde –örneğin bankada bile- hiçbir işlem yaptıramayacaksınız... İnsanı yapay zekâya dönüştürmek amaçlanıyor aslında!

Dünya Ekonomik Forumu’nun 2018 toplantısından üç ay sonra 21 ülke “Avrupa Blockchain Ortaklığı” kurdu. Ancak işler istenildiği hıza ulaşmadı.

Norbert Haring, “dijital kimlik” projesini kontrol ve gözetim amaçlayan totaliter distopya’ya örnek gösterip ekledi: “COVID 19 bu işleri daha da hızlandıracak!”

COV 19,  ölümü gösterip sıtmaya razı etme projesi mi?  Sadece “dijital kimlik” değil; daha neleri kabul etmeye -gönüllülük esasıyla- bizleri mecbur edecekler göreceğiz...