İnsanlık bağlamında aykırılıkları nedeniyle kararanlar, insanlıkdışı düşenlerdir. İnsanın insana ettiğini, tutum ve yöneliş kötülüklerini, sakıncalı anlayışlarla yaradılış-yapılanma durumlarına bağlamak gerekiyor. Aldığı eğitime, öğrenim düzeyine karşın insanlık bağlamında çirkinlikleri, kötülükleri ve ağır kusurlarıyla öne çıkanların değişik bozuklukları yaşam karanlıklarının belirtisidir. Toplumsal ilişkileri sarsıp yıkan, aile ve meslek yapılarında yıkıma neden olan tutumlar bu kapsamdadır. Birlikteliğin, dayanışmanın, yakınlığın değerini bilmeyenler, tadını almamış olanlar bir yana, kimi seçkinler ve saygınlar bile zaman zaman sakınca ve kusurda direnmekle ilişkileri bozmaktadırlar. Yalanın, abartının, kıskançlık ve görgüsüzlüğün neden olduğu ilkellik insanlık öğelerine ve değerlerine saygısızlıktan öte insanlıkdışı düşmektir.

Kimsenin istediği kadar az ya da çok olmadığı yaşam sürecini gölgeleyip karatmanın anlamsızlığı açıktır. Buna karşın yaşam konusunda gereken anlayış ve özenin gösterilmediği de bir gerçektir. Özellikle kendi yaşamını gözetip başkalarının yaşamını gözardı etmenin bencillik ve ilkelliği utandırıcı ve karalayıcıdır. Bu bağlamda akrabalık, arkadaşlık ve dostluk bağları büyük önem taşımaktadır. Toplumsal yaşamın bu bağlarına değer vermek topluma, katkının ve hizmetin koşullarından biridir. Birlikte yaşamanın besleyici ve güçlendirici bağları ulusal yaşamın esenliği için de gözetilmelidir. Bu nedenlerle toplumsal barışın ve dayanışmanın olumlu katkıları unutulmamalı, hangi nedenle, özellikle siyasetle yaratılan ayrılık ve karşıtlıklara asla olanak tanınmamalı, ayrıştırma ve öteleme sakıncaları önlenmelidir.

Her yurttaşı temsil durumunda olanların toplumun bir kesimini temsil sıfatı taşıması, öbür kesimine karşıtlığı ve hele saldırması asla uygun değildir. Ağır ve çirkin partizanlıkla ayrıştırma, hele bulunduğu katın, gereklerine aykırı tutum ve davranış asla bağışlanamaz. Yurdun ve ulusal bölünmezliğini yapay ayrıştırmalarla geçersiz ve anlamsız kılma çabaları “Vatana ihanet” sayılacak kalkışmalardır. Particiliği düşmanlık tutumuna düşüren kötülükler bağışlanacak türden değildir.

Her şey, herkes eleştirilebilir. Yeter ki ölçü kaçırılmasın, gerçek dışına çıkılmasın, kurallara aykırılık olmasın. Son zamanlarda yargıya yönelik eleştirilere karşı AKP liderinin yargıyı göreve çağırması da bir yönlendirme ve etkileme olarak tartışılabilir. Kimi işlem ve kararların, kimi tutum ve soruşturmaların, kimi yargılama aykırılıklarının söz konusu olması ilgili herkesi uyarmalı, yargıya ilişkin tartışmalar önlenmeli, kuşkular giderilmelidir. “Adalet devletin temelidir” sözü boşuna söylenmemiş, mahkemelerin duvarlarına boşuna yazılmamıştır. Adaletin olmadığı yerde karanlık ve yıkım vardır. Bunu asla unutmayalım: Adalet, insanlığın, özgürlüğün, eşitliğin, güvenliğin, barışın ve mutluluğun kaynağı, yaşamın güneşidir.