Toplumsal yapının da kişisel durumlar gibi düzey ve nitelik belirtisi olan durumları vardır. Bunların en önemlileri de olağanüstü koşullarda yaşama düzeni ve özenidir. Koronavirüs nedeniyle yönetimin ulusal düzeyde uygulamaya geçirdiği sokağa çıkma yasağı, ulusumuzun pek alışık olmadığı bir yaşam biçimi olarak gerçekleşmiştir. Kimi yerlerde düzene aykırı durumlar gözlenip izlense de genelde uyum kurullarına saygıyla uyulduğunu göstermiştir.

Ancak toplumsal sınav sayılacak yaşam biçimine ilişkin yönetimin koyduğu sınırlara uyulmadığı da üzüntüyle izlenmiştir. Çağdaşlığın ve uygarlığın kanıtlarından biri de geçerli sınırlamalara uymaktır. Herkesin istediği gibi davrandığı bir yapının demokratlıkla hiçbir ilgisi yoktur. Başıboşluk ve gelişigüzellik ilkel toplumların ortamıdır. Ülkemizde ne yazık ki kimi yerlerde bu tür durumlar yaşanmıştır.

Sokağa çıkma yasağına uyulmamış, manav, bakkal, fırın ve kasapların önlerinde uzun kuyruklar oluşmuş, itişip kakışma, birbirine saygıyla bağdaşmayan davranışlar üzüntüyle izlenmiştir. Toplum bilinci, kişisel nitelikler yönünden sakıncalı görünümler kınamayla tepki almıştır. Kimi kusurlarımızı kabul etmemiz gerekir. Kabul edilmeyen kusur düzeltilmez ve giderilmez.

Öne geçmek, gereksinenden çok alış yapmak, stok için çaba göstermek, başkalarını engellemek ve dışlamak, kuralları hiçe saymak, yasaklara aldırış etmemek sağlığımız için öngörülen önlemlere uymamak toplumsal düzeyimiz yönünden iyi belirtiler olmamıştır. Uygar toplum olma savına aykırı durumlar yaşanmıştır. Oysa her zaman ve her koşulda olağanüstü durumlarda birbirimize, topluma saygı ile bağdaşmayan kişisel girişimlerden uzak kalmanın insanlık ve uygarlık gereği olduğunu unutmamalıyız. Yalnız kendini, yakınlarını ve yandaşlarını düşünüp gözeten kimsenin uygar bir kişi olduğu savunulamaz.

Uygarlık yolunda ülkeye, ulusa yürekten bağlılık ve ulusal değerlere içtenlikli özen, birbirlerine karşı en iyi duygu ve dileklerle yaklaşım, yardım, destek, katkı, koruma, birliktelik, kişilik niteliğinin seçkinlik göstergesidir. Sözle, karşılık bekleyerek ya da herhangi bir çıkar için yaklaşım ağır bir insanlık karasıdır.

Siyasal nedenlerle kamu yararına çabaları engellenen CHP’li belediyelere karşı iktidarın uyguladığı ayrımcılık “siyasal bir ayıp” olarak belleklerde yerini almıştır. İktidar başının birleşme ve dayanışma gereken olaylar da bile ayrımcılık yapması, AKP liderliğini uygar yapılanmalar yerine partizanlıkla sürdürmesi kınanacak bir tutumdur. AKP lideri’nin (ben yalnız bu sıfatı tanıyorum) kendileri için uygun bulduğu her yolu ve yöntemi muhalefete yasaklaması demokrasi yıkımcılığından başka bir şey değildir.