Üniversite sınavı 20-21 Haziran’da yapılacaktı.

Sınava üç ay kala, bir ay ileri atıp, 25-26 Temmuz’a ertelediler.

Sınava iki ay kala, bir ay öne çekip, 27-28 Haziran’a geri aldılar.



Aslında çocuklar şükretmeli...

“Sizin sınav geçen ay yapıldı” da diyebilirlerdi!



Talihsiz bir kuşak bu.



- Üniversiteye girişte katsayılarını değiştirdiler.

- Müfredatlarını değiştirdiler.

- Üç yıllık liseleri dört yıla çıkardılar.

- LGS gitti, OKS geldi... 1994 yılından beri uygulanan Liselere Giriş Sınavı’nı kaldırdılar, artık sınav yok dediler, Ortaöğrenim Kurumları Sınavı koydular.

- Tek aşamalı OKS yerine, üç aşamalı SBS getirdiler... Ortaöğrenim Kurumları Seçme ve Yerleştirme Sınavı’nı iptal ettiler, onun yerine, 6’ncı 7’nci 8’inci sınıflarda girilen Seviye Belirleme Sınavı getirdiler.

- ÖSS yerine YGS ve LYS getirdiler... 1999 yılından beri uygulanan tek aşamalı Öğrenci Seçme Sınavı’nı kaldırdılar, onun yerine iki aşamalı, YGS ve LYS’yi getirdiler, YGS’yi geçenleri LYS’ye soktular.

- Üniversiteye girişte katsayıyı kaldırdılar.

- 6’ncı 7’nci 8’inci sınıflarda girilen Seviye Belirleme Sınavı’nı iptal ettiler... Üç aşamalı SBS yerine, tek aşamalı SBS’ye döndüler.

- Süper liseleri kapattılar, düz liseleri Anadolu Lisesi yaptılar, efsanevi Anadolu Lisesi eğitiminin ocağına incir ağacı diktiler, iki kere iki dört diyemeyenler bile Anadolu Lisesi’ne gitmeye başladı, yabancı dil eğitiminin ortalaması van münüst seviyesine indi.

- İlköğretimde kesintisiz eğitimi kesintili hale getirdiler... 8 yıllık kesintisiz eğitimi kaldırdılar, 4 artı 4 artı 4 sistemine geçtiler.

- Fetoyla papaz oldular, dersaneleri kaldırdılar.

- Gönüllülük esasıyla çalışan imam hatip sistemini, herkese zorla dayattılar, neredeyse bütün okulları imam hatip haline getirdiler... Gayrimüslim çocuklarımızı bile, mesela Türkiye Musevileri Hahambaşı’nın torununu bile imam hatipe kaydettiler! Bu zorlama neticesinde imam hatipten mezun çocuklarımızın yüzde 82’si üniversiteyi kazanamadı, çocukları imam yapayım derken, deist yaptılar.

- Liselere giriş için SBS’yi kaldırdılar, TEOG icat ettiler... Böylece, tek aşamalı sınav yerine, tek aşamalı sınav koymuş oldular!

- Üç yıl sonra TEOG’u kaldırdılar, LGS koydular.

- YGS ve LYS’yi kaldırdılar, YKS getirdiler... Böylece, iki aşamalı sınavı kaldırıp, iki aşamalı sınav getirmiş oldular! Eskiden YGS ve LYS’ye giriliyordu, şimdi TYT ve AYT’ye giriyorlar, ama adına YKS deniyor.



En son...

Üniversite sınav tarihini çocuk oyuncağına çevirdiler.

Üç ay kala bir ay ileri atıp, iki ay kala bir ay öne çektiler.



Eğitim sistemini 17 yılda 17 defa değiştirdiler.

Akp iktidarında, hiçbir öğrenci başladığı sistemle okulunu bitiremedi!



Bu yıl üniversite sınavına girecek olan çocuklarımız genellikle 2001-2002 doğumlu... Bütün eğitim hayatları Akp iktidarında geçti.

Talihsiz bir kuşak bu.


Linç korosu karalama kampanyası başlattı.

“Parsel kaydırma yöntemiyle denize sıfır kaçak saray yaptı” dediler.

“Bir dönüm büyüklüğünde, 50 milyon lira değerinde” dediler.

“Bodrum Belediyesi yıkacak” dediler.



Ertesi gün...

Plağı değiştirdiler.

“Terası kaçak” dediler!



Bir, benim saray sadece iki odalı.

İki, denize sıfır değil, hukuken mümkün değil.

Üç, bir dönüm olsa iyi olurdu ama, 142 metrekare.

Dört, 50 milyon liraya almak isteyen varsa, hemen satayım, aracı olana beş milyon lira komisyon vereyim, on milyon lira vereyim.

Beş, evi ben yaptırmadım, o ev orada zaten vardı, ruhsatı izni iskanı tapusu zaten sitenin şirketine çoktan verilmişti, biz satın aldık.



Bodrum Belediyesi inceleme yaptı, resmi açıklama yaptı.



Bir, evin parseli taa 1970 yılında tescil edildi, 1970’den beri herhangi parsel işlemi yapılmadı, parsel kaydırması diye bir şey yok.

İki, o evin ruhsatı 2008 yılında düzenlendi.

Üç, ev 142.5 metrekaredir.

Dört, o ev orada vardı.

Beş, sonradan depo, jeneratör odası, pergola ilave edildi, bu değişikliklerin Yapı Kayıt Belgesi var.

Altı, Yapı Kayıt Belgesi’ne ilişkin değerlendirme Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapılacak.

Yedi, Bodrum Belediyesi açısından herhangi bir sorun yok.



Özeti bu.



Türkiye’nin en saygın yazlık sitelerinden biri olan ve maalesef benim yüzümden rahatsızlık verilen siz değerli komşularımdan... Bu yazı nedeniyle vaktinizi aldığım için, siz değerli okurlardan... Sayfada bu sebeple yer işgal ettiğim için, gazetemden, özür dilerim.



Örgütlü kötülük’le karşı karşıyayız.



Çadır kursak, brandası kaçak derler.



İstanbul büyükşehir belediyesi seçimini kaybedince “hiçbir şey olmasa bile kesinlikle bir şey oldu” diyorlardı.

Kafa hâlâ aynı kafa.



Bundan sonra hukuk konuşacak.



Biz bu memleket için hayatımızı ortaya koyduk.

Ev mev dediğin nedir.

Kalemimizi satmadan, namuslu gazeteciliğe devam edeceğiz.

Biat etmeyeceğiz.