Mersin Uluslararası Limanı’na (MIP) giderek yaptığım görüşmelere dair yazı ve röportajların bugün ikincisini paylaşacağım. Ancak buna geçmeden önce “uyuşturucu ticareti” açısından büyük önem taşıyan bir hatırlatma ve soruyla başlamak istiyorum. Dünkü yazıdan hatırlatma: Mersin ziyareti planlandığı gibi gerçekleşseydi, ülkenin en büyük limanındaki konteyner yükleme/boşaltma operasyonlarının sahasına da girebilecek, dahası limandaki emniyet ve gümrük yetkilileriyle görüşme imkanı bulabilecektim. 26 Ağustos Perşembe günü yola çıkmama kısa bir süre kala MIP yetkilileri, o sabah başladığını öğrendikleri yeni bir operasyon dolayısıyla ziyaretin kısıtlanacağı bilgisini verdiler.

ALTI GÜN GEÇTİ?

Son dönem ardı ardına büyük kokain yakalama operasyonlarına sahne olmuş bir limanda, yeni bir operasyon başladığını öğrendiğinizde, konuya dair açıklamanın kısa süre içinde kamuoyuna medyaya yapılmasını beklersiniz öyle değil mi? En azından benim beklentim bu yöndeydi. MIP yetkililerine sorduğumda onlar da önceki operasyonlara bakılarak genelde kısa süre içinde açıklama yapıldığını anımsattı.

Ama öyle olmadı. 26 Ağustos Perşembe’den bu güne tam beş gün geçti. Bugün altıncı günün içindeyiz ve hâlâ Mersin Limanı’nda başladığını bildiğimiz son operasyonla ilgili tek kelimelik bir açıklama yok. Bu durum, Mersin’deki önceki uyuşturucu operasyonlarının olanca açıklığıyla kamuoyuna duyurulması karşısında fazlasıyla ilginç…

Sebebini öğrenmekse vatandaşların hakkı. Buradan gümrük muhafaza teşkilatının bağlı olduğu Ticaret Bakanı Mehmet Muş ile emniyet teşkilatının bağlı olduğu İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya kamuoyu adına bu operasyonun içeriğini ve hangi aşamada olduğunu soralım. Tabii ki; neden altı gündür kamuoyuna bir açıklama yapılmadığını da.



CCTV SİSTEMİNDE AMAÇ

Mersin Limanı ziyaretinde 7/24 takip yaparak kayıt altına alan kapalı devre TV ve kamera sistemi merkezini de gördük. MIP Güvenlik Müdürü emekli albay Ahmet Ceylani, altı yıl gönce göreve başladığında 115 olan kamera sayısının gümrük ve emniyetin talepleriyle 559’a çıktığını açıkladı. Ceylani, sistemi neden liman şirketinin kurup yönettiğini şöyle açıkladı:

“Bu uluslararası bir standart. Sistem, liman sahasında iş güvenliği ve müşterimizin malını konteynerleri korumak amacıyla kuruluyor. Bizim kimseyi zoom’lamak takip etmek yetkimiz yok. Takip, devlet kurumlarının işi. Zaten sisteme gümrükler, kaçakçılık, emniyetin erişim ve kumanda yetkisi var, istediği an. Hatta bir uç da Ankara’ya uzatılmış durumda.”

GENİŞLEME PROJESİ DAVAYA BAĞLI


Mersin Limanı’nın Faz-2 genişleme projesi, Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın imar planı değişikliği aleyhine açtığı davanın sonucuna bağlı. Bu imar değişikliğiyle gerçekleşecek genişleme projesinin, Atatürk Parkı’nı etkileyeceği gündeme gelmişti.

Mersin 2. İdare Mahkemesi de yürütmeyi durdurma kararı verdi.

Liman yönetimi, genişleme projesinin yönünün farklı olduğunu, hiçbir biçimde Atatürk Parkı’nı kapsamadığını, varlığını etkilemeyeceğini kesin bir dille belirtiyor. Gecikmenin dış ticaret potansiyelini olumsuz etkilediğini belirten yetkililer, projenin, limanla birlikte imtiyaz süresi bitiminde (2043) TCDD’ye devredileceğinin altını çiziyor.