Sevgili okurlarım, Türkiye’nin nasıl yönetildiğini artık hep birlikte görüyor ve utanarak izliyoruz...

Biz bunlara lâyık değildik.

Onlar da Türk milletine lâyık değil.

Her gün yaptıkları zamlar kafamızda birbiri ardına patlıyor. Milyonlarca insanımız zor durumda.

Olacakları şimdiden bilmek için kâhin olmaya gerek yok.

Bu kış çok zor geçecek.

Nasıl olsa geçecek ama delip de geçecek.

★★★

Böyle bir ortamda bile bazılarının “Ben oyumu AKP’ye vereceğim, Tayyip’e vereceğim” diyor olması inanılır gibi değil.

Fiyatlar her gün artıyor ama bizi yönetenlerin tuzu kuru.

Hele bazı mal ve hizmetler var ki insan o zamları görünce bile ne yapacağını şaşırıyor.

Özellikle akaryakıt, elektrik ve doğalgaz fiyatları!

★★★

Sıradan vatandaş bir şirkette maaşlı çaycı ve temizlikçi olarak çalışıyor.

Havalar henüz tam anlamıyla soğumadı ama birkaç hafta sonrasını düşünüp yakınıyor:

“Ev kombili ama biz daha ucuz olsun diye küçük boy elektrik sobası yakıyoruz. İki küçük çocuğum var, ikisi de okula gidiyor. Evi biraz olsun ısıtabilmek için ayda en az 700 liralık elektrik tüketmek gerekiyor. Elime geçen net maaş 3.100 lira. 600 lira kiram var. Bu durumda benim ailem nasıl geçinecek diye sormuyorum, nasıl yaşacağız?”

★★★

İşin kolayını çoktaan buldular.

Elinde yetki varsa dayayacaksın zamları...

Fakir fukarayı, orta direk aileleri aklına bile getirmeyeceksin.

Kibir ve şatafatı ise hiçbir zaman elden bırakmayacaksın!

Dünyaya örnek olacak (!) biçimde, lüks içinde yaşayacaksın.

Altında son model Mercedes’ler, çekmecende çifte maaş bordroları...

Ve devletin ve milletin eşe dosta, partili yandaşlara, yerli ve yabancı işbirlikçilere peşkeş çekilen paraları...

★★★

“Arkadaş ben oyumu ölümüne yine Tayyip’e veririm” diyenleri duyduğunuz zaman ikinci cümlesi belki hemen ardından gelecektir!

“O Müslüman adam!”

Son cümlesini belki söyleyecek, belki de söylemeyecektir...

“Ne yani, gidip de PKK işbirlikçilerine mi oy vereyim!”

★★★

Bu gibiler karşıma bazen çıkıyor...

Ve görüyorum ki onları akıl yoluyla, mantık yoluyla ikna etmek çok zordur.

Neyse ki azınlıktalar...

Birkaç gün önce onlardan birine sordum:

“Peki arkadaş sen bu gidişten memnun musun, yoksa geçimin giderek zorlaşıyor mu?”

Memnun değilmiş, geçimi giderek zorlaşıyormuş ama yine de Tayyip’ten vaz geçmesi söz konusu olamazmış.

Bu adam emekli...

Ayda eline 3.800 lira geçiyor...

Dedim ya, bu gibileri ikna etmek çok zor.

Vatandaş, oy verdiği bu iktidarın kendisini nasıl sömürdüğünün bilincine varamamış. Hiçbir zaman da varmayacak.

Devletin ve milletin en büyük yolsuzluklarla nasıl soyulduğunu da bilmek istemiyor.

Yapılan sürekli zamların acısını çekiyor ama takımını bir kez tutmuş, geri adım atmayı kendine yakıştıramıyor.

AKP’yi bunlar iktidara getirdi, şimdi yine bunlar iktidarda tutuyor!



Sevgili okurlarım, İskoçya’nın başkenti Glasgow’da dünyanın en büyük zirve toplantılarından biri yapılıyor.

İklim zirvesi.

Bütün dünyada iklim koşulları zora giriyor, iklim olumsuz yönde değişiyor.

İrili ufaklı bütün ülkelerle birlikte uluslararası kuruluşlar da bu gerçeğin farkına vardı...

Ve soruna çözüm üretmek için Birleşmiş Milletler tarafından düzenlenen iklim zirvesi toplandı.

Toplantıya 120 ülkenin başkanları, cumhurbaşkanları, kralları, başbakanları ve ilgili devlet görevlileri katılıyor.

Sadece biz yokuz!

Türkiye Cumhuriyeti orada Recep Bey ve ekibi tarafından temsil edilecekti.
Fakat beyefendi son anda (Roma’da) bir karar aldı, katılmayacağını açıkladı ve Türkiye’ye döndü.

★★★

Gerekçesi ilginçti...

Kendisi için Biden ayarında süper koruma önlemleri alınmasını istemiş ve bu isteği kabul edilmemiş.

Herhalde kendisine şöyle demiş olmalılar!

“Beyefendi 100’den fazla devlet ve hükümet başkanı için aynı koruma önlemleri alınıyor. Size ayrıcalık sağlamamız mümkün değildir.”

Bizimki de küsmüş ve Roma’dan Türkiye’ye bu nedenle dönmüş.

Bunu kendisi de doğrulamak zorunda kaldı.

★★★

Bir cumhurbaşkanının ülkesini böyle küçük düşürmeye hakkı yoktur.

Kendisinde ne yazık ki eşi menendi görülmemiş muazzam bir kibir var.

İşte o yüzden bütün ülkelere sert çıkıyor ve posta koyuyor...

Ve işte o yüzden bir sürü yeni düşmanlar kazanıyoruz, bütün dünyada saygınlığımızı yitiriyoruz.

O iklim zirvesi toplantısına sudan gerekçelerle katılmaması bunun en güzel örneklerinden birini oluşturdu.

Her fırsatta sergilediği sonsuz ‘kibrin’ son örneğine hep birlikte tanık olmak zorunda kaldık!

İçeride eyvallah da, elin oğlu dışarıda bunları yemiyor.