Yarım asırlık tarihi, elli bin civarında öğrencisi bulunan, bölgemizin ve Türkiye’nin yıldız bilim, eğitim kurumlarından olmasıyla yıllardır gururlandığımız Çukurova Üniversitesinden, son dönemlerde maalesef bizi utandıran haberler geliyor.

Bunlardan birisi üniversitenin merkez kütüphanesi önündeki, Büyük Önder, Cumhuriyetimizin Kurucusu, Kurtuluş Savaşı kahramanı Mustafa Kemal Atatürk’ün layık görüldüğü muamele oldu.

Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Meryem Tuncel


Bu millet Atatürk konusundaki öyle duyarlıdır ki, Ata’nın aleyhine olan bir şey anında yüz binlerce kişiden tepki görür. İşte bu olayı da bana Mersin’den duyan, sosyal medyadan gören gazeteci arkadaşım Ali Ekber Şen ve Oğuz Topaçoğlu beni arayıp haber verdi.

Ben de Ali Ekber Şen’den aldığım haberle sabahın erken saatlerinde Çukurova Üniversitesi’ne bizzat giderek maalesef o çirkin görüntüye tanık oldum.

Ne yazık ki her Türk vatandaşı için hayati önem taşıyan bu kadar değerli özelliğini sıraladığımız Atatürkümüz’ün heykelinin etrafı otlar bürümüş, börtü böcekler sarmış, çevrede bir yıkık döküklük, bir özensizlik, bir bakımsızlık hakim.



Bu durum bizi ve bizim gibi yüreği Atatürk sevgisi ile dolan vatandaşlarımızı çok üzdü.

Fakat anlaşılan Çukurova Üniversitesi yetkililerini pek üzmemiş herhalde.

Burası rektörlüğe de çok yakın bir noktada yer alıyor.

Yani Çukurova Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Meryem Tuncel’in makamının hemen yanı başında.



Hadi diyelim ki sayın Rektör, ağırlamadan uğurlamadan; görevden almalardan yeni atamalar yapmalardan, makam arabasıyla gelip gitmekten çevresini dolaşıp; “ya şuralarda ne var ne yok bir bakalım, bu üniversite Türkiye’nin en büyük arazisine sahip bir üniversitesi, bakalım arazilerimiz nasıl, binalarımız nasıl, pandemi döneminde bir eksik gedik var mı? “ diye dolaşmayı, sormayı akıl edemiyor, peki ya; Türkiye’nin en büyük arazilerine sahip Çukurova Üniversitesi’nin bahçelerini düzenlemekle görevli kalabalık bir kadrosu olan Park ve Bahçeler Müdürlüğü yetkilileri de mi görmedi?

Adamların işleri bu değil mi? Zaten parkları, bahçeleri düzenlesinler, otları temizlesinler, çimleri biçip sulasınlar diye maaş almıyorlar mı?

Ve her şeyden önemlisi Mustafa Kemal Atatürk’ün Türk ulusu için önemine vakıf değiller mi?

Geçtiğimiz günlerde de Yüreğir Devlet Hastanesi yanındaki arazinizin yıllardır bakımsızlık ve pislik içinde olduğunu yazıp sizlere uyarıda bulunmuştum.

Sizler bu dostane uyarımızı gereğini yerine getirmeniz yaptığımızı anlamayıp bize sanki yalan haber yapmışız gibi Ziraat Fakültesi Dekanınız aracılığıyla tekzip üslubunda açıklama gönderme cihetine gitmiştiniz.

Şimdi anlıyorum ki sizlere o uyarıları boşuna yapmışız.

Çünkü rektörlük makamının hemen çevresini, Ata’nın heykellerinin çevresini temizlemeyenler ta uzaktaki arazileri nereden görsünler?

Acaba üniversite yönetimi şu sıralar kariyer ve liyakat sahibi yöneticileri değiştirip yerlerine kendilerine uygun atamalar yapmakla meşgul olmaktan, böyle duyarlılık gerektiren konuları görecek zaman mı bulamıyorlar?

Keşke sayın yetkililer, o konularda olduğu kadar üniversitenin bakım ve temizlik işleriyle de ilgilenselerdi, bizler de bugün bu yazıyı yazmak zorunda kalmasaydık.

Bu dünyanın en güzel üniversite kampuslarından birisi olan Ç.Ü. kampusunda gelmiş geçmiş tüm ziraat fakültesi hocalarının, peyzajcıların emekleri, alın teri, becerisi vardır.

Bu yüzden de Türkiye’nin en güzel üniversite kampusu olarak gösterilir.

Lütfen nerede yaşadığınızı biliniz.

Bulduğunuz gibi bırakınız!