O ya da onlar; Saray’dan Türkiye’yi yönetenler. İktidarı ele geçirmiş olanlar. Lider ve atadığı kadrosu. Evet ülke yanıyor. İnsanların büyük çoğunluğu yaşam ve geçim mücadelesi içinde sıkıntı aşma günlerine girdi. O ya da onlar ise ihale kaçırıyor.

İhale projeyle başlar.

Projeyle yapılır.

Projeyle ihale kaçırılır.

Kişi zengin edilir.

İhaleyi alan şirketin sahibi, müteahhit, sonradan olma iş adamı, önceden gelme partili...

Bir örnek:

İstanbul’un Avrupa yakasında Gayrettepe’yi yeni havalimanına ve bu havalimanı da Halkalı’ya bağlayacak olan hızlı metro projesi...

Uzunluğu:

69 kilometre.

★★★

Bir parantez açayım.

Dünyada (ABD’de- AB ülkelerinde- Japonya’da- Çin’de ve parayı savurmadan işi en yüksek kalitede yapmayı ahlak edinmiş bütün ülkelerde) hızlı ulaşım projeleri; kent merkezi ile kent dışı diye ikiye ayrılıyor.

1-Hızlı metro.

2-Hızlı tren

Hızlı metro pahalı.

Hızlı tren daha ucuz.

Bu nedenle “parasını savurmadan, şatafata kaçmadan, yemeden, yedirmeden” iş yapanlar; kent merkezinde hızlı metroyu, kent merkezi dışında da hızlı treni seçiyorlar.

★★★

Bizde böyle olmadı.

İhale kaçırıldı.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı “Gayrettepe- İstanbul Havalimanı- ve İstanbul Havalimanı- Halkalı” arasındaki bu 2 hattın 69 kilometreye ulaşan tamamı için pahalı maliyetli “hızlı metro yapılsın” diye karar verdi, ihale açıldı, iş bağlandı. Bu iki hattın şehir merkezi dışında kalan uzunlukları 49 kilometreyi buluyor. 49 kilometreyi hızlı metro olarak yaparsan 1 milyar 715 milyon dolar ödeyeceksin. Hızlı tren olarak yaparsan maliyetin 181 milyon 300 bin dolara düşecek.

Fark: 1.5 milyar dolar.

1.5 milyar dolar savruldu.

İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi Üyesi (İYİ Parti) ulaşım uzmanı Suat Sarı, bu savurganlığı protesto edip, halk bilgilensin diye basına duyurdu ve şunları söyledi: “Metro hattındaki proje maliyetleri, mühendislik hesap ve vizyonuna aykırı bir israf, şatafat oluşturmaktadır. Bir takım müteahhitlere daha fazla iş hacmi yaratılarak 1.5 milyar dolar (dün bu yazı yazıldığı saatlerde 1 Dolar=15.65 TL’yi geçmişti) savurganlık yaratılmıştır. Biz projeye değil israfa karşıyız.”

★★★

Evet dikkatli insanlar projeye karşı değil, yemeye yedirme karşı. Çünkü bu savurganlık, bu israf, bu şatafatın zirve yaptığı 18 yılın sonunda açılık sınırı 6.5 kat arttı. DİSK’e bağlı Metal İş Sendikası Sınıf Araştırma Merkezi BİSAM’ın raporuna göre 4 kişilik bir aile 2003 yılında günlük 15.83 TL ile sağlıklı beslenebilirken bugün aynı aile beslenmeye 102.81 TL ayırmak zorunda. BİSAM araştırmasında 4 kişilik bir ailenin sağlıklı beslenmesi için aylık harcama Kasım ayı için 3.084 TL’ye ve aynı aile için yoksulluk sınırı da 10.669 TL’ye çıktı.  Kasım ayı sonunda 1 Dolar: 12 TL civarındaydı... Dün 1 Dolar: 15 TL’yi geçti. Kültür ve Turizm Bakanı da geçen hafta Meclis’te bakanlığının bütçe savunmasını yaparken; 2020 yılında 4.598 kişiye “muhtaç aylığı” ve 20.359 aileye “kuru gıda paketi yardımı” yapılırken 2021 yılında muhtaç aylığı alanların sayısının 5.000’i geçtiğini ve kuru gıda paketi yardımı alan aile sayısının da 35.000’i bulduğunu açıklamıştı. Emniyet Genel Müdürlüğü’nün mali tablolarında yer alan bilgilere göre de Cumhurbaşkanı’nın koruma ekibinin maliyeti ayda 26.000.000 TL (26 milyon) ve bu yılın ocak-ekim arası 10 ayda da 262.592.000 TL’yi buldu. Koruma ekibi için harcanan bu miktar; Siber Suçlarla Mücadele, Narkotik Suçlarla Mücadele, Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı gibi birçok birimin bütçelerini geride bıraktı. (BİRGÜN’den İsmail Arı’nın haberi)

Evet ülke yanıyor.

Onlar ihale kaçırıyor.

İsraf yapıyor.

Şatafat savuruyor.

Kiriz ise derinleşiyor.

TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç)



Asgari ücret arttı otomobil stokçuları sevinmiştir!

7 milyon asgari ücretli var. Yeni asgari ücret yaklaşık yüzde 50 oranında artırılarak 4253 TL’ye çıkartıldı. Bu maaşla asgari ücretliler otomobil sahibi olabilecek parayı kaç ay çalışarak kazanabilirler? Gerçi Cumhurbaşkanı, “Şu anda bakıyorsunuz her evde araba var, kapıcısında araba var... Şu anda ikinci el araba yetişmiyor zaten...” diyor ve kur krizi ile oto stokçuları vurgun dozunu artırıyorlarsa da Türkiye’de toplam 19.5 milyon aile içinde otomobil sahibi asgari ücretli ailenin 1000 bile bulmayacağını tahmin edebilirsiniz. Türkiye’de bugün en ucuz otomobil 180.000 TL civarında olduğuna göre bir asgari ücretli yeni asgari ücreti ile yaklaşık 40-42 aylık maaşını yemeden, içmeden biriktirirse ancak en ucuz otomobili alabiliyor. Otomobil stokçuları sevinmiştir(!)