Bugün Kurban Bayramı’nın ilk günü...

Bayram nedir?

Dinsel yönden ya da milletçe önemli olduğu için coşkuyla kutlanan günlere bayram diyoruz.

Hazreti Ali’ye sormuşlar: “Bayram nedir?”

“Günahsız geçen her gün bayramdır.” demiş!

Peki, bizim toplum olarak günahsız geçen günümüz var mı?

Ülkemizin haline bir bakın! Siyasilerimize bakın! Ekonomiye, politikaya, eğitime, hepsine bakın...

Yıllardır seçimlerde kimlere oy verdiğimize bakın...

Tüm bunlar toplum olarak ne kadar günahkâr olduğumuzun birer göstergesi değil midir?

★★★

Bayramlarda coşkulu, heyecanlı ve gururlu olunur. Yürekler mutlulukla dolar, yaşam sevinci artar.

Bayramlar herkese kucak açan bir sığınaktır. Fakat...

Toplum olarak biz bugün mutlu muyuz, huzurlu ve sevinçli miyiz?

Tüm bunlar eski bayramlardaydı!

Bugün gerçek olan şu ki, huzur bizden uzakta!

Mübarek Kurban Bayramı’nda özlediğimiz huzur ve mutluluğu arıyoruz ama bu lâfla olmuyor!

Bayramların ruhu kayboldu. “Nerede eski bayramlar?” diye iç çekip duruyoruz!

Şimdi hüzünlü halimiz şöyle:

★★★

- Gözle görülmeyecek kadar ufak, ahlâksız bir virüs tüm hayatımızı altüst etti. Yalnız Türkiye değil, bütün dünya Covid-19’un esiri oldu!

- Teröre kurbanlar vermeye devam ediyoruz.

- Ülkede toplumsal yozlaşma ve kutuplaşma arttı!

- Zenginle yoksul arasındaki uçurum büyüdü!

- Kadına şiddet ve vahşet durmuyor. Kadını koruyan İstanbul Sözleşmesi’nin iptaliyle kadın cinayetleri arttı!

- Çocuklara şiddet ve cinsel istismar ürkütücü boyutlarda!

- Gençler işsizlik kurbanı!

- Dar gelirliler faturalarını ödeyemez, kiralarını karşılayamaz haldeler...

- Emekliler hayat pahalılığı altında eziliyor. Alım gücü büyük oranda düşen bayram ikramiyesi geldiği gibi gitti!

- Ormanların yakılması, ağaçların kesilmesi, yeşilin yok edilmesi, betonlaşma ve doğaya yönelik tahribat sonucu meydana gelen sel felâketleri can almaya devam ediyor!

- Ekonomimiz şaha kalkacak derlerken ülkede vurgun, talan, yolsuzluk ve rüşvet şaha kalktı. Sedat Peker’in gözler önüne serdiği vahim yolsuzluk ve vurgun iddialarıyla ilgilenen hiçbir makam yok! Nasıl bir hukuk devletiyiz?

- Ülke her bakımdan dibe vurmuş durumda. Bunca kirlilik “Üç Maymunu” oynamakla geçiştirilmek isteniyor.

- Elleriyle gözlerini, kulaklarını ve ağzını kapatan “Üç Maymun” sembolü ülkemizde “Üç maymunu oynamak” diye biliniyor, gerçeklere gözlerini kapatanlar için, sorumsuzluk ve kayıtsızlığın sembolü olarak kullanılıyor: GÖRMEDİM – DUYMADIM – BİLMİYORUM.

★★★

Peki, toplum olarak ne zaman aklımız başımıza gelecek? Buna arkadaşım Arsal Tüzüner şöyle cevap veriyor:

“Demir tava geldi, kömür bitti,

Akıl başa geldi, ömür bitti!”

Her şeye rağmen, insanlarımızın kurban edilmediği huzurlu günlere kavuşmak umuduyla tüm okurlarımızın mübarek Kurban Bayramı’nı kutluyor, mutlu bayramlar diliyorum.

TEBESSÜM

Kim ahlâksız, kim hırsız?


Bayramın ilk günü bir sarhoş binmiş otobüse... Araç hızla giderken o arka taraftan bağırmış:

“Heeeyyyt! Önde oturanlar ahlâksız... Ortadakiler soyguncu... Arkadakiler hırsız!”

Güçlü bir adam olan şoför kızıp “Zınk” diye frene basmış ve yerinden fırlayarak sarhoşu arka cama yapıştırmış:

“Ulan şimdi bi daa söyle bakiiim, kimmiş ahlâksız, kimmiş soyguncu, kimmiş hırsız?”

Sarhoş “Şimdi nasıl bilebilirim ki abi” demiş“ Öööle bi fren yaptın ki, hepsi birbirine karıştı!”

GÜNÜN SÖZÜ


4 şey geri gelmez: Atılan ok, söylenen söz, kaçan fırsat ve geçen zaman!