Acımak insani bir duygudur, özveridir, erdemdir.

Acınacak kişilere yardım etmek elbette ki, yüce bir davranıştır ama...

Acıyan kişinin kendisi acınacak durumda olmamalı, yardıma ihtiyaç duymamalıdır!

SÖZCÜ’nün dünkü manşeti “Ayranı yok içmeye idi...” Bu sözün devamını herkes bilir. Tekrarlamaya gerek yok!

O sözle, daha 10 gün önce “Envanterimizde yangın söndürme uçağı yok” diyen Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin “Yunanistan’a uçak göndereceğiz” diye yüksek perdeden konuşması eleştiriliyordu.

★★★

- Ülkede 10 milyon işsizimiz yok mu? Var!

- Açlık sınırında yaşayan 20 milyon insanımız yok mu? Var!

- 84 milyon vatandaşımızın 40 milyonu yoksul değil mi? Yoksul!

- Yangın felaketine uğrayan binlerce ailenin yardıma ihtiyacı yok mu? Var!

- Ay sonunu getiremeyen, “Yarı aç, yarı tok yaşıyoruz” diyen milyonlarca emekliye yardım etmek gerekmiyor mu? Gerekiyor!

Dertler denizinde yüzen ülkemizdeki ihtiyaçlar say say bitmez!

Peki, devletimizi yöneten muhteremler ne yapıyor?

“Ayranı yok içmeye...” misali yabancı ülkelere para yolluyorlar!

Bunun son örneği, bir Afrika ülkesi olan Somali’ye 30 milyon dolar hibe yardımdır. Malûm “hibe etmek” herhangi bir mal veya parayı karşılıksız, geri almaksızın vermektir.

Evet, acımak, yardım etmek, dertlere derman olmak fazilettir, erdemdir. Fakat...

Bu fazileti, erdemi, güzelliği kendi insanlarımıza da göstersenize!


★★★

İYİ Parti İzmir Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanı Dr. Aytun Çıray, milletin aklıyla bu şekilde alay edilmesine isyan etti!

“Türk Hava Kurumu uçakları için 4 milyon dolar bulunamazken Somali’ye hibe edilecek 30 milyon dolar kabul edilebilir değil.” diyen Aytun Çıray, konuyu Meclis gündemine taşıdı.

Çıray verdiği yazılı soru önergesiyle Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay’a:

“Somali sevgisinin arkasındaki gerçekler nedir?” diye sordu.

Hesaplamalara göre “30 milyon dolarla tam 6 tane ‘Yangın söndürme uçağı’ satın alınabiliyor.”

Somali’ye son 5 yılda 500 milyon dolardan fazla yatırım yapıldığını belirten Aytun Çıray’a göre: “Kendi milletiyle ilişkisini artık tamamen koparmış görünen bu iktidar yolun sonuna gelmiştir!”

Karakolluk çocuklar!


Ülkede bin bir dertle uğraşırken, çocuklarımızın hâli nasıldır diye düşünüyor muyuz?

Geleceğimiz için umut bağladığımızı çocuklarımızın önemli bir bölümünün hali berbat...

İş şirazesinden çıkmış gibi...

Küçük çocuklar arasında suçluluk oranının artması bir alarm mıdır? Bunu çocuk psikologları, eğitimciler söylemeli.

Geçen yıl 450 bin 803 çocuk karakolluk oldu.

Karıştıkları olaylar nedeniyle karakola düşen çocukların yüzde 25,3’ünün, kanunlarda suç olarak tanımlanan bir fiili işlediği belirtildi.

Bu çocukların yüzde 68,7’sini erkek, yüzde 31,3’ünü kız çocukları oluşturuyor.

İşlenen suçlar:

- Hırsızlık, - Uyuşturucu madde kullanmak, - Uyuşturucu satmak veya satın almak, - Yaralama, - Dövme, - Tehdit, vs.

Çocukların yüzde 14,5’i aile düzenine karşı suç işlemiş...

Cinsel suç mağdurlarının oranı da hayli yüksek: Yüzde 12,2.

Bu tablo, yozlaşan toplumda çocuklarımızın da bozulduğunu mu gösteriyor? Bunu pedagoglar açıklasın!

TEBESSÜM

Demirel’in harika sözleri


Bilge bir devlet adamı olan 9’uncu Cumhurbaşkanı rahmetli Süleyman Demirel ne güzel söylemişti?

- Silah satan barış ister mi?

- İlaç satan sağlık ister mi?

- Din satan ilim ister mi?

- Hırsız olan hukuk ister mi?

Sevgili okurlar... Ne yazık ki, bu güzel ve gerçekçi cümleleri günümüzde artık tebessüm ederek okuyoruz!

GÜNÜN SÖZÜ


Taş yumurtaya, ya da yumurta taşa çarpsa yine olan yumurtaya olur!