Türkiye parçalanabilir mi?

“Bu nasıl soru?” diye kızmayın!

Her şey olabilir. Bunu ben söylemiyorum. Birçok tarihçi ve sosyal bilimci bu konuyu tartışıyor.

Günümüzden on yıl kadar önce, zamanın Jandarma Genel Komutanı Bekir Kalyoncu Paşa da ayrılıkçı hareketler, terörizm, etnik ve dinî çatışma tehlikelerine dikkati çekerek:

“Ülke bütünlüğünün parçalanmasına yönelik iç ve dış tehditler güçlendi, iç güvenliği sağlamak öncelikli bir duruma geldi” demişti...

Türk tarihini inceleyenler bu endişenin boş olmadığını bilirler!

★★★

Bugün ne durumdayız?

Ülkemizde birlik ve beraberlik var mı? İnsanlarımız birbirini seviyor mu? Yoksa sürekli didişme, çekişme, kavga halinde miyiz?

Ülkede birlik ve bütünlüğü sağlaması gereken iktidar bunu yapıyor mu? Yoksa ülkeyi daha da kutuplaştırıyor mu?

Bilgi ve düşünceye dayalı, adil yöntemler uygulayabiliyor muyuz?

Devlet binasının duvarları yıllar içinde yıpranmış, orasında burasında çatlaklar oluşmuş durumda... Zamanla daha çok derinleşen ve genişleyen bu çatlaklar önemsenip gerekli önlemler alınıyor mu?

Bölücüler, çıkarcı yandaşlar, liboşlar, ihaledaşlar, ahlâksızlar, ülkeyi kemirip dururlarken, siyasilerimiz birbirleriyle kavga etmekle meşgul...

...Ve önemli bir soru:

“Toplumdaki çatlak derinleşiyor mu? Siyasiler hâlâ vahim durumun farkında değiller mi?”

★★★

Tarih boyunca nice devletler battı!

Osmanlı İmparatorluğu, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, eski İran, koskoca Sovyetler Birliği yıkılıp gitmedi mi?

Sadece biz, Türkler olarak tarihte kurduğumuz 16 devletimizi batırdık!

Kurmak başarıdır ama batırmak nedir? Evet, devlet batırma rekoru da ne yazık ki, bizde!

Devlet kurmakta da batırmakta da en baştayız! Fakat batırdığımız devletleri görmeyip “Tarih boyunca büyük devletler, imparatorluklar kurduk” diye övünüyoruz!

16 Türk devletinin batmasına büyüyen iç mücadeleler ve kardeş kavgaları sebep olmuştur.

Türkiye, 17’nci büyük Türk Devleti’dir.

Cumhurbaşkanlığı Forsu’nda 16 yıldız vardır.

Bunlar, tarihte yıkılan büyük Türk devletlerini simgeler.

Ortadaki güneş ise 17’nci büyük Türk Devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’ni anlatır.

★★★

Kurduğumuz ve batırdığımız devletler:

1) Büyük Hun İmparatorluğu,

2) Batı Hun İmparatorluğu,

3) Avrupa Hun İmparatorluğu,

4) Ak Hun İmparatorluğu,

5) Göktürk İmparatorluğu,

6) Avar İmparatorluğu,

7) Hazar İmparatorluğu,

8) Uygur Devleti,

9) Karahanlılar,

10) Gazneliler,

11) Büyük Selçuklu İmparatorluğu,

12) Harzemşahlar, 

13) Altınordu Devleti,

14) Büyük Timur İmparatorluğu,

15) Babür İmparatorluğu,

16) Osmanlı İmparatorluğu, ve...

...Yaşayan Türkiye Cumhuriyeti. 17’nci Türk Devleti

★★★

Tırtıllar gibi kendi anlamsız dertlerimizin bataklığında kıvranıyoruz.

Tarih, bazı uluslara ve devletlere korkunç son hazırladığı gibi, bazı devletlerin ve ulusların kalkınmasını ve ilerlemesini yazmak için de parlak sayfalar açar.

Halk yığınlarını koyun sürüsü olmaktan ya da çalışkan bir karınca yuvası halinden çıkararak, insana yaraşır, görgülü, mutlu bir hayat yaratmamız gerekir.

★★★

Devletlerin güçlü ya da zayıf olması, ulusların yükselmesi veya gerilemesi, yalnız yöneticilerin güçlü olmasından veya yetersizlikten kaynaklanmaz.

Yöneticiler ister iyi, ister kötü, ister kahraman, ister gaddar olsunlar, onlar kendi uluslarının aynası, millî ruhun kopyasıdır.

Onlar bu halkın içinden gelmişlerdir. Bir toplum nasılsa, idarecileri de onlara benzer.

İşte bu yüzdendir ki “Her ulus, lâyık olduğu yönetime ve yöneticilere sahip olur” denir.

★★★

Yıllardan beri ülkeyi bölmeye ve bu topraklar üzerinde yaşayan halkı birbirine düşman etmeye çalışanlar var.

Artan yıkıcı faaliyetler karşısında, 17’nci büyük Türk Devleti olan Türkiye Cumhuriyeti, diğer 16 Türk devletinin akıbetine uğrar mı diye düşünmeden edemiyoruz. Fakat...

Zor da olsa, tüm bölücü faaliyetlerin üstesinden geleceğiz! Biz ulus olarak güçlükleri yenmeyi severiz.

TEBESSÜM

“ÇOCUK DOĞURMA MAKİNESİ!”

Evin hizmetçisi, ev sahiplerinin karşısına çıkıp işi bırakacağını söyler.

Hizmetçiden çok memnun olan karı-koca merakla sebebini sorarlar.

Hizmetçi kadın boynunu bükerek “Hamileyim, babası da belli değil” der.

Kendi çocukları olmayan karı-koca, hizmetçiden o kadar memnundur ki, onun babası belli olmayan çocuğunu evlat edinerek sorunu çözerler.

Hizmetçi aynı hatayı 5 defa daha yapar. İyi kalpli karı-koca her defasında çocukları evlât edinir. Böylece evde 6 çocuk olur.

Hizmetçi bir sabah yine onların karşısına geçer işi bırakacağını söyleyince evin hanımı artık dayanamayarak:

“Ee, yeter be kadın! Çocuk doğurma makinesi gibi oldun! Uçkuruna biraz hâkim ol!” diye bağırır.

Hizmetçi kadın başını diker ve küstah bir şekilde cevap verir:

“Bu kez hamile filan değilim. Artık çocuk doğurmayı bıraktım!”

“Peki, neden işten ayrılmak istiyorsun?”

Hizmetçi aynı küstahlıkla:

“Hiç kusura bakma hanım!” der “Ben sizinle sadece size ve kocanıza bakmak için anlaştım. Oysa siz bana, ayrıca 6 çocuk birden baktırıyorsunuz! Çocuklarınızın yaramazlığını çekemem doğrusu!”

Günün SÖZÜ

Devletleri yönetenler her zaman en kötü ihtimalleri düşünmelidir!