Fırsatların bir değil, birçok kez geldiği ve elinin tersiyle itildiği bir sezon daha Fenerbahçe için bitti.

Yüzde 1 bile şansın olsa sahada formayı öyle bir terleteceksin ki, en azından taraftarını bununla mutlu edeceksin. Dün bir ara İstanbul ve İzmir'den umutlandıran skorlar geldi. Gel gelelim sahada yine inançsız bir Fenerbahçe vardı. Yenilen gol bile bunun en güzel örneğiydi. Kayserispor maçını çok fazla değerlendirmeye de gerek yok. Fenerbahçe dün şansının da yardımıyla 3 puanı aldı ama bu sadece diğer sonuçlar sarı-lacivertliler için olumsuz olunca formalite oldu. Ve bölüm sonu çıkan "Game Over" yazısı yine can acıttı.

Sezonun genel bir röntgenini çekecek olursak açıkçası benim için lig 8.'liğiyle 3.'lüğü arasında pek bir fark yok. Her zaman söyledim Fenerbahçe'de ikincilik bile başarısızlıktır. Gel gelelim gelinen noktada en azından teselli ve ekonomik olarak Şampiyonlar Ligi bileti alınmalıydı. Şampiyonlar Ligi'ne gidemedikten sonra da ha UEFA Avrupa Ligi bileti almışsın ha Konferans Ligi. Fenerbahçe'nin yeri buralar değil, olmamalı, kabul edilmemeli.

Kurulan kadro bu ligin çok üstündeydi. Ama başta teknik heyet yanlışları olmak üzere, saha dışında da yetersiz açıklamalar hüsranı getirdi.

Peki, bu başarısızlığın sorumluları kimler? İlk iki yıla oranla bu sezon en az suçu olan kişinin başkan Ali Koç olduğunu düşünüyorum. Başkanın en büyük yanlışı belki de tecrübesiz birine (futbolculuk başka yönetiiclik başkadır) futbolu emanet etmesi oldu diyebilirim. Alınan oyuncuların kalitesine sözüm yok ama net bir kadro mühendisliği hatası var. Kusurabakmayın ama Mesut Özil'in teknik direktörü kariyerinde 100 maça çıkmamış birisi olamaz. Daha sonra da lisansı bile olmayan birisi olamaz. Dünyanın en iyi şoförü olun, ehliyetiniz olmadan araba kullanamazsınız. Ama Türkiye'de teknik direktör olmak için eğitim bile almaya gerek yok. Kulüpler bir şekilde kılıfına uyduruyor, TFF'de buna göz yumuyor. Sonra bizim niye hiçbir teknik adamımız Avrupa'ya gidemiyor, deniyor. Bu zihniyetle Edirne sınırını geçemezsiniz.

Emre Belözoğlu'nun da ileride tecrübe kazandıktan sonra iyi bir teknik adam olacağını düşünüyorum. Ancak şu an hem kendisi hem de Fenerbahçe için erken. Şampiyon Beşiktaş'ın hocası Sergen Yalçın'ın geçtiği noktaları, çalıştırdığı takımları biliyoruz. Bir anda takımın başına geçmek yerine, lisanslarını alıp tecrübelendikten sonra bir şans almasını doğru buluyorum.

Şimdi Fenerbahçe'yi bekleyen önemli bir kongre var. Başkanın tek aday olarak girip 3 yıl daha görevi üstleneceğini düşünüyorum. Ancak kongrede ciddi eleştirilere maruz kalacaktır. Burada yapacağı konuşma, kuracağı yönetim ve vereceği vaatler bu 3 yılın izini silmeye yardımı olmalı. En başta bu takımın başına kariyeri tartışılmayacak bir teknik adam getirilmeli. Sportif direktörlük kurumunun Fenerbahçe'de yıllardır başarısız olduğunu gördük. Bu mevkide olacak kişinin teknik direktörün üzerinde "Benden sonra takımın başına geçmek istiyor" düşüncesini vermemeli.

Şu an tek haklı olan Fenerbahçe taraftarı. Bu tarafta kombineden formaya, 'Fener Ol'dan 'Mesut Ol'a kadar bütün kampanyalara hücum etti. Ama gel gelelim 7 yıldır kupa sevinci yaşayamıyorlar. Onların tepkisini ve öfkesini de anlamak lazım.