Çam balı diye internette arama yaptığımızda, ilk sırada “Meşhur Köyceğiz balı” reklamı ile karşılaşıyoruz.

Bir e-ticaret sitesinde 850 gramı 71.92 liraya satılıyor.

Mega yangınlardan sonra bu çam balı ne zaman raflara girebilecek; meçhul...

★★★

Balparmak Genel Müdürü Onur Özyurt Arıcılar her yıl nisan, mayıs aylarında kovanlarını, arılarını alıp çiçek balı florasının olduğu Adana’dan Trakya’ya yaylara çıkarlar. Marmaris’e çam balı arıcılığı yapmak üzere 15 Ağustos’ta gelirler” diyor.

★★★

Özyurt yangın bölgesinde arıcıların çoğunun yaylalarda olduğunu, bu nedenle 1 milyon adet kovanın zarar gördüğünü saptadıklarını söylüyor.

Muğla ilinin Marmaris yöresinde sezonda 3.5 milyon adete çıkan kovan sayısı, yangınla birlikte 3’te 1 oranında azalmış.

Kimi köylerde evler de kül oldu.

★★★

Balsıra” adı verilen yöreye özgü böcek,  beslendiği çam ağacına bir sıvı bırakıyor. Arılar bu sıvı ile beslenip çam balı üretiyorlar. Doğada oluşan büyük işbirliği.

Ağaç, böcek, arı...

Üçü de yandı...

Köylüler kaldı.

Bir de kovanları...

★★★

Türkiye çam balı üretiminde dünya lideri. Dünyada üretilen çam balının yüzde 95’i Marmaris yöresinden elde ediliyor. Yüzde 5’i de Yunanistan’dan...

Özyurt, Marmaris çam balına “coğrafi işaret” almak için Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’ne  (FAO) müracatları olduğunu ekliyor.

★★★

Coğrafi işaret, “marka” demek.

Bu ürünü bizden başka yerde bulamazsınız” demek...

Yıllık bal ihracatı 250 milyon dolara ulaşan Yeni Zelanda’nın “Manuka balının” yüksek besin değeri ile markalaştığını belirten Özyurt, “Çam balı bundan aşağı kalmaz” dese de; etiketler aynı görüşü desteklemiyor.

Manuka balının litresi 80-100 Euro arasında satılırken, Türkiye’nin çam balı ihracat/kilo fiyatı 6 doların üzerine çıkmıyor.

★★★

Türkiye yıllık bal ihracatı 25 milyon doları geçmiyor. Ayrıca markalaşmadığı için de katma değeri düşük.

Varillerle Almanya ve Avusturya’ya ihraç edilen Türk balları bu ülkelerde ambalajlanıyor.

★★★

TÜİK rakamlarına göre Türkiye yılda 105-115 bin ton arasında bal üretiyor.

2020 yılı FAO (Food and Agriculture Organization of the United Nations) verilerine göre dünya bal üretiminde ikinci sırada yer alıyor.

★★★

Son iki yıldır yaşanan kuraklığın etkisiyle yılda 15-20 bin üretilen çam balı miktarı, 2020’de 8 bin tona kadar geriledi.

Yangın adım adım geldi...

★★★

Orman yangınlarının faturası çıkmaya başlıyor.

CHP Antalya Milletvekili Çetin Osman Budak, yanan ağaçların ekonomik değeri ve turizm kayıplarını içeren rakamı veriyor: 300 milyar TL.

Buna köylerdeki kayıplar dahil edilmemiş.

Ekosistemin kendine gelmesi belki 30, belki de 40 yıl alacak.

★★★

İnovasyona yöneldiklerini belirten Özyurt, 2018 yılında Ula’da kurdukları “Arıcılık Akademisi”nde, katma değeri yüksek arıcılık ürünleri geliştirdiklerine vurgu yapıyor.

Polen, propolis, arı sütü, arı ekmeği gibi arıcılık ürünlerini; İstanbul Teknik Üniversitesi İTÜ Arı Teknokent’te Prof.Dr. Dilek Boyacıoğlu ve Aslı Elif Tanuğur Samancı’nın kurduğu SBS Bilimsel Bio Çözümler firması piyasaya tanıtmıştı.

ARICILIK MESLEĞİ KORUNMALI


Özyurt “Ne yapılmalı” sorusuna yanıt olabilecek 3 öneri getiriyor:

- Yangın söndürme çalışmalarında etkinliğinin artması ve sürekliliğin sağlanması...

- Hasara uğramış alanlarda yaşamın sürmesi...  Arıcıların bölgeden uzaklaşmaması, korunmaya alınması lazım. Tarım İl ve İlçe Müdürlükleri gezen arıcılara yerleşim iznini bu şartları gözönüne alarak vermeli. Geçimlerini kaybetmiş olanlar, bulundukları bölgede kalmalı.

- Doğa hayatını canlandırmak, ayağa kaldırmak. Bitki örtüsünün yeşillenmesi... Uzmanlar, orman mühendisleri, biyologlarla takvimlenecek bir aksiyon planı oluşturmak.

KÜRESEL MEDENİYET ÇÖKECEK


İngiltere’deki Anglia Ruskin Üniversitesi, “küresel medeniyetin çökmesi” sonrasında ayakta kalabilecek ve yeni bir başlangıç için en elverişli koşulları sağlayacak ülke ve bölgeleri şöyle sıralıyor: Yeni Zelanda, İzlanda, Britanya, Tazmanya (Avusturalya’nın adası)... 

Gelecek yıllarda kuraklık ve sellerin görülme sıklığı, şiddetindeki artış, aşırı sıcaklık, göç gibi iklim değişikliğine bağlı etkiler ülkelerin gelişim düzeyini belirleyecek.

Türkiye’nin değerlendirmeye alınmadığı araştırmada Yeni Zelanda’nın ilk sıraya oturması; jeotermal ve hidroelektrik enerji üretme kapasitesi, geniş tarımsal arazilere ve düşük bir nüfusa sahip olması gibi nedenlerle ilişkilendirildi.

Termik santrallerde kullanılan kömürün, fosil yakıtların bu dünyanın enerjisi olmadığı daha nasıl anlatılır ki...




Not: Yıllık iznimin bir kısmını kullanacağım; daha güzel haberlerle gelirim inşallah.