Covid-19 yalnızca bir sağlık sorunu olmadığını ispatladı; ekonomiden eğitime hayatın her alanını kapladı.

Bu kez bir spekülasyona odaklanmak istiyorum. Türkiye’nin, küresel aşı ittifakı “Covid-19 Aşıları Küresel Erişim Programı” Covax’a girmemesinin nedeni, istifa eden Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın “itirazı” mıydı?

Anlatayım...

★★★

7 Ocak’ta CHP eski Milletvekili ve gazeteci Barış Yarkadaş katıldığı bir TV programında, siyasi çevrelerde dile getirilen Albayrak’ın Covax’a kaynak aktarılmasına karşı çıktığı iddialarını aktardı.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, yayın sürerken anında bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını ileri süren bir tweet paylaştı:

Covax oluşumu öncelikle aşıya ulaşım imkanı olmayan ülkeler için planlanmıştır. Hangi aşıyı teslim edeceği ise halen net değildir. Taraf ülkelerin nüfusunun en az yüzde 10’u kadar aşı vermek için planlanmıştır.

★★★

Covax, Dünya Sağlık Örgütü’nün “2021 yılı sonuna dek 2 milyar doz aşının eşit bir şekilde üretilmesini ve dağıtılmasını sağlamak” amacıyla kurulmuştu.

Türkiye bu programa üye olmayan Amerika, Rusya, Fas ve Cezayir ile birlikte 5 ülkeden biri oldu.

Yine soracağım: Neden zengin-fakir 172 üye ülke içinde yer almadık?

★★★

Filmi geriye sarıyorum.

4 Mayıs Aşı Günü’nde; Avrupa Komisyonu girişimiyle, G-20 dönem Başkanı Suudi Arabistan’ın liderliğinde Melinda&Bill Gates Vakfı ve “Aşı ve Bağışıklama İçin Küresel İşbirliği” GAVİ’nin katıldığı “Küresel Aşı Destekçileri” toplantısına Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan bir video mesaj gönderdi.

★★★

Erdoğan’ın sunumuna Sancaktepe ve Başakşehir’de kamu özel işbirliği (KOİ) projeleri kapsamında hizmete giren şehir hastanelerinin görselleri de eklenmişti.

★★★

Aşılanmayan ülke vatandaşlarına Avrupa Birliği ülkelerinin vize vermeyeceği haberini okumuşsunuzdur...

Şimdi sorabilirsiniz; henüz bir aşısını bile olmayan bir ülkeye, aşılamaya başlayan 50 ülke hasta gönderir mi?

Evet, pandeminin başından beri Türkiye’nin evdeki hesabı çarşıya uymuyor...

★★★

29 Mayıs tarihli yazımı hatırlayalım...

Başlık şuydu: “Türkiye 23 Mayıs’a kadar ne olmasını bekliyordu?

Erdoğan’ın 4 Mayıs Aşı Zirvesi’ne gönderdiği mesaja yer vermiştim.

Erdoğan, “29 Mart’ta kabul ettiğimiz G-20 Bildirgesi’nde aşının hızlıca geliştirilmesi için kaynak sağlama taahhüdünde bulunduk” diye başlayan sözlerini, şöyle tamamlıyordu:

Değerlendirmeler akabinde tespit edeceğimiz meblağı ise 23 Mayıs’a kadar ileteceğiz...

★★★

23 Mayıs tarihine takılmıştım, 15-20 günde ne olacaktı da Türkiye bağış rakamını açıklayacaktı?

★★★

Dikkatinizi çekerim: Nisan-mayıs-haziran, Türkiye’nin ABD ve Avrupa merkez bankalarıyla swap (para takası) anlaşması kovaladığı aylar...

Liderlere “Ne kadar ekmek, o kadar köfte” mi demek istiyordu diye düşünmeden edemedim. Nitekim ne Avrupa bankaları ile swap anlaşması oldu, ne de Türkiye 7.4 milyar Euro’luk küresel aşı bağış fonuna katıldı.

★★★

G-20 organizasyonu dışında da kalan Türkiye, Sinovac’ı; Brezilya, Şili ve Endozya’dan önce kullanacak ülke olarak Çinli dostları tercih etmiş görünüyor.

Peki...

Aşıyı kaça alıyoruz?