Yeni bir finansal araç olarak piyasaya sunulan “Kur Korumalı TL Vadeli Mevduat”(KKM) hesabı ile 1970’lerde getirilen “Dövize Çevrilebilir Mevduat”(DÇM) karşılaştırmasının ortak yönü; şimdilik dövize olan ihtiyaç...

Bu ihtiyacın giderilmesi için; piyasaların dövize olan talebini azaltmak ve finans piyasalarında oluşan kur hareketliliğini “öngörülebilirlik” sınırları içinde tutmak gerekli ve zorunlu şarttı.

★★★

Merkez Bankası 1-17 Aralık tarihleri arasında bu iki temel ihtiyacı karşılamak için 5 kez piyasaya toplamda 6 milyar dolar sattı.

Dolar kurunun “eşik” kabul edilen 10 TL’nin üzerine çıkma serüveninin, 12.59 seviyesini görmesi piyasaları ürküttü.

Son olarak MB’nin politika faizini yüzde 15’ten yüzde 14’e çekmesi ile korkulan oldu ve dolar otobana çıktı...

Dolar karşısında 18 liraya çıkan TL’deki erimenin sürmesi tam bir felaket senaryosuydu.

Döviz hesaplarına müdahale olacağı yönünde ortada dolaşan dedikoduların, finansal sistemin “güvenirliğini” riske sokmasına izin verilemezdi.

Erdoğan’ın KKM’leri açıklaması tam da bu eşikte gerçekleşti.

Buraya kadar hepimizin bildiği bir durumu özetledim.

★★★

Asıl sorular bundan sonra başlıyor.

MB’nin 6 milyar dolarlık müdahalesine rağmen yükselişini sürdüren kur; Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın “akşam akşam” yaptığı bir açıklamasıyla; 6 saatte; dolar kuru kabaca 18 TL’den 12 TL’ye geriledi.

Ne kadar dolar satıldı da bu tablo ortaya çıktı?

Kim/kimler banka mevduatlarını dolardan TL’ye döndürdü?

★★★

Bahçeşehir Üniversitesi öğretim üyesi ve eski CHP genel başkan yardımcılarından ekonomist Prof.Dr. Hurşit Güneş bu soruları çalışmış.

Sabah saatlerinde kendisini aradığımda şunu iddia ediyordu:

Kamu bankaları talimatla yurtdışında döviz satmıştır. Cumhurbaşkanı’nın açıklama yaptığı saatte iç piyasa kapanmıştı. Londra ile 3 saatlik fark, bu satış için yeterli zaman tanımaz. Büyük olasılıkla satış New York piyasasında olmuştur.”

★★★

Türkiye Bankalar Birliği (TTB) Başkanı ve Ziraat Bankası Genel Müdürü Alpaslan Çakar katıldığı bir televizyon programında, Erdoğan’ın konuşmasını takiben aynı gece mobil bankacılık üzerinden 1 milyar dolar bozdurulduğunu söylüyordu.

★★★

İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran, aynı geceye ilişkin “Tedbirlerin açıklanması sonrası bu sabah itibarıyla 1.75 milyar döviz bozduruldu” bilgisini paylaşıyordu.

Her iki bankacının da ortaya koyduğu rakamların tek başına, dolarda 6 puanlık bir erimeye yol açmayacağı açık.

★★★

Aran’ın Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin iş dünyasından sonra  bankacılarla yaptığı toplantıdan aktardığı şu not, KKM için ön hazırlıkların başladığı izlenimi veriyor:

Dilimiz döndüğünce yeni ekonomik modeli anlamaya çalıştık ve desteğimizi sunmaya çalıştık. Bildiğimiz tek enstrüman faiz olduğu için hep faizi konuştuk. Bakan Nebati, Dolmabahçe’de bizleri topladığında ‘Faizi unutuyorsunuz, faiz dışında ne yapabileceğimizi’ konuşalım mesajı verdi.

★★★

11 Aralık’ta iş dünyası ile bir araya gelen Bakan Nebati ile yanında oturan TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu arasında geçen diyaloğu aktardığım yazımı hatırlatırım.

Nebati, Hisarcıklıoğlu’na dönüp mealen “Desteğinizi ve güveninizi göstermek istiyorsanız, hepiniz pazartesi günü 100’er milyon dolarınızı TL’ye çevirirsiniz” demiş, karşılığında da “Kimde o kadar döviz var” yanıtını almıştı.

Bu diyaloğu aktaran haber kaynağım, “100’er milyon dolarınızı bozdurun” cümlesinin sohbet içinde iki kez geçtiğini vurgulamıştı.

★★★

Toplantıya katılan iş dünyası STK’ları, holding patronları, döviz hesaplarını bozdurdular-bozdurmadılar orasını bilemem...

Ne var ki bu diyalog iktidarın, “talimatla döviz satışı” fikrine soğuk bakmadığı izlenimi vermeye yetiyor.

Daha da önemlisi “iktisat bilimine” çağrı yapan TÜSİAD’ın eleştirisine sert ifadelerle karşılık veren Erdoğan’ın tutumuna bakılırsa; KKM düzenlemesinin en kuvvetli dayanağının “iktidara güven” bacağı olduğu ortada.

Bugün yalnızca gerçek kişilere tanınan KKM düzeninin, ihracat ve ithalatçılara da uyarlamasından sonra, “kurumları” kapsaması da beklenebilir.

★★★

Bana göre turbun büyüğü yolda; Birleşik Arap Emirlikleri ve Katar’la 10-15 milyar dolar seviyesinde swap anlaşmasının ayak sesleri duyuluyor.

KKM hesabı duyurusunun peşinden yüzde 36 seviyelerinde artan vergilerden de anlıyoruz ki, iktidar Hazine’ye binen yükü ücretlilere-alt gelir gruplarına taşıtacak.

Dolar karşısında 14-15 TL seviyelerinde fiyatlanan temel tüketim mallarında ucuzluk talep etmek de bu halkın hakkı...