Kıyıların, yeşil alanların talan edilmesine itirazı olanlar ile sermaye arasındaki çatışmada kimin galip geldiği ortada...

Para ediyor mu, ondan haber ver” diyen bir zihniyet tepeden aşağıya yerleşti...

Orman yangınlarının üzerinden bir ay geçti, geçmedi; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın farklı ilçelerdeki orman alanlarında 7 adet maden, otel ve rüzgar enerji santralı (RES) projesine “ÇED Gerekli Değildir” ve “ÇED Olumlu” raporları verdiğini okuduk.

★★★

İstanbul’un “yüzük taşı” Ataköy sahilinde son 10 yıldır yaşananları yazıyorum.

Danıştay’ın İstanbul Valiliği’nin belirlediği kıyı kenar çizgisinde hata olduğuna karar veren mahkeme kararını onamasının üzerinden bir yıl geçti...

Dava konusu olan projelerin denizin dolgu alanına yapıldığı, kıyı kenar çizgisinin hatalı olduğu bilimsel dayanaklarıyla ispatlandı.

★★★

Yerel ve merkezi idarelerin Danıştay kararına uygun işlem yapması beklendi.

Susurluk davasının eski hakimi, kıdemli hukukçu Av. Metin Çetinbaş, Anayasa Mahkemesi’ne başvurarak, “Bir malın satışının olabilmesi için önce sahip olunması gerekir. Kıyılar Anayasa’nın 43. Maddesi’ne göre halkın malıdır. Kıyı kenar çizgisini aşan projelerdeki satışlar iptal edilmeli” iddiasını Anayasa Mahkemesi’ne taşıdı.

Mahkeme reddetti.

★★★

Anayasa’nın 43. Maddesi şöyle:

Kıyılar, devletin hüküm ve tasarrufu altındadır.

Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir.

Kıyılarla sahil şeritlerinin, kullanılış amaçlarına göre derinliği ve kişilerin bu yerlerden yararlanma imkan ve şartları kanunla düzenlenir.

★★★

Okurum Ali Bozkurt; Ziraat, Yapı Kredi ve Emlak Bankası genel müdürlerinden merhum Fikret Aytekin’in deneyimlerinin aktarıldığı 2017 basımı “Yaşam Anıları” kitabından, Ataköy öyküsünün anlatıldığı bölümleri göndermiş.

Bazı bölümleri alıntılamak istiyorum.

★★★

Kitabın yazarı İsmet Aytekin (Fikret beyin kardeşi)  projeyi şöyle tarif ediyor:

Ataköy Projesi’ne doğrudan yarar sağlayan yatırımlar arasında; Londra Asfaltı (E-5 Karayolu), Sirkeci-Halkalı demiryolu hattının elektrifikasyonu, Sirkeci-Florya sahil yolunun yapımı sayılabilir. Dikkat edilirse bu yatırımların hiçbiri Ataköy’e özel yapılmış kentsel yatırımlar değildir. Bütün bu yatırımların birleşik sonucu olarak Ataköy günümüzde İstanbul’da kamu hizmetlerinden yararlanma düzeyi ve her şeye rağmen çevre kalitesi en yüksek konut alanlarından biridir...

★★★

Projenin ana fikrini oluşturan yapılardan örnekler veriyor:

Dönemin Başbakanı Adnan Menderes’in önerileri ile Plaj Bölgesi olarak ayrılan yerlere 400 kabin, bin 700 soyunma dolabı ve 50 adet lüks aile kabini, iki gazino ve dinlenme terasları dahil edilmiştir...

Ataköy Konutları teknik alt yapısı, okulları, camileri, sosyal-kültürel tesisleri, bisiklet yolları, park ve yeşil alanlarıyla mutlaka korunması gereken, üniversitelerde inceleme ve araştırmalara kaynak oluşturabilecek olan 377 hektar üzerinde gerçekleştirilen yaklaşık 60 bin kişinin oturduğu modern, ufak bir kent görünümündedir...”

★★★

Baruthane arsası, 1955 yılında Emlak Kredi Bankası Genel Müdürü Medeni Berk ve yardımcısı Fikret Aytekin döneminde, banka sermayesinin yarısından fazla fiyat ödenerek 60 milyon TL’ye alınıyor.

Ataköy Projesi Ertuğrul Menteşe liderliğinde ve ünlü İtalyan şehircilik uzmanı Prof. Luigi Piccinato danışmanlığında 20 kişilik bir ekip tarafından tasarlanıyor.

★★★

Ataköy adı; Emlak Kredi Bankası’nda hesabı olan herkesin katılabildiği, 20 bin TL bütçeli bir yarışma ile belirleniyor.

Yarışmayı kazananın adına kayıtlarda rastlanmıyor; bu da ilginç...

Jüride Cemal Kutay (tarihçi-yazar), Fahrettin Kerim Gökay (İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı), Ahmet Hamdi Tanpınar (edebiyatçı), Yahya Kemal Beyatlı (şair), Falih Rıfkı Atay (yazar), Abdülhak Şinasi Hisar (edebiyatçı) gibi ünlü isimler yer alıyor.

★★★

Yazarın Ataköy’ün son haline ilişkin izlenimleri de şöyle:

Bir tarafta Sheraton, diğer tarafta Hyatt Regency otelleri. Aralarında ise 24-25 katlı lüks rezidanslar. Yöreye ismini veren Baruthane binaları sanki çürük bir diş gibi kalmış. Bu yeni yapılanma eskiden deniz gören Ataköy evlerinin önünü Çin Seddi gibi kapamış...

Üzerinde Ataköy projesine emeği geçenlerin isimlerinin yazılı olduğu “siyah renkli beton plaka” ise bir kafenin masasının altında kalmış.

★★★

Yapılmak istenen şu: Transfer edilen yerli-yabancı servet eliyle, modern yaşamın izlerini silmek.