İstanbul’un orta yerinde lağım suyu ile yağmur suyunun birbirine karıştığı taşkınların içinde yaşayan Kuştepe halkı sefaletten  kurtuluyorsa bu ülkede “kalkınmadan” söz edeceğim.

Gerisi boş...

Büyükdere Caddesi üzerinde sıralanan plazaları iş merkezlerini, residansları; 16 AVM’yi, Mecidiyeköy’e kadar uzanan 5 yıldızlı otelleri yapan müteahhitlerin elde ettiği ranttan bu halkın cebine tek kuruş girmedi.

Onların payına çöpleri, trafiği, çevre kirliliği, düştü.

ABDİ İPEKÇİ ORTAYA ÇIKTI

En zengin ile en yoksul semtlerin kalın çizgilerle birbirinden ayrıldığı kavşakta duruyoruz.

Nişantaşı’nda ünlü markaların sıralandığı 600 metrelik Abdi İpekçi Caddesi’nde açılan Gizia Brasserie’dan “meydana” bakıyoruz...

Burada 2 yıl önce böyle bir meydan yoktu. Dört bir yanımız yeni yılı karşılayan ışıklı binalarla çevrili.

2018 ekonomik krizinde boşalan 42 mağaza dolmuş, toplam 102 ticari alana yenileri ekleniyor.

114 MİLYON TL’LİK BÜTÇE

Değirmenin suyu nereden geliyor; 700 milyon TL bütçe ile hem Kuştepe’ye yetip, hem de şaşa nasıl sağlanır?

2019 yerel seçimlerinde iş başına gelen Şişli Belediye Başkanı Muammer Keskin, “Katılımcı Bütçe” (KB) modelini anlatıyor:

Yatırım bütçesinin yaklaşık yüzde 14’ü; 7’den 70’e her yaştan, cinsiyetten, meslekten, milliyetten komşuların katılımıyla oluşan “mahalle komitelerinden” gelen önerilerin gerçekleşmesine ayrılacak.

Keskin, 2022 yılından itibaren “Benim Bütçem” adıyla başlayacak bu uygulama için yaklaşık 114 milyon TL kaynak ayıracaklarını söylüyor.

10 KİŞİDEN 8’İ İŞ İSTİYOR

Keskin, “Şişli’de 25 mahallenin 15’i yoksul” diye söze başlıyor.

İstekler de dolasıyla daha çok yoksullukla mücadele eksenine kilitleniyor.

Pandemi öncesi yanına gelen 10 kişiden 2’si iş isterken, bugün 10 kişiden 8’i iş istiyor.

266 bin nüfuslu ilçede, düne kadar bin haneye sıcak yemek dağıtılırken, bu sayı 5 kat artmış.

94 bin haneye ve İstanbul’daki 4 bin 200 öğretmene 300 ile 700 TL’lik arasında harcama limitli ücretsiz alışveriş imkanı sağlayan “Komşu Kart” dağıtılıyor.

Keskin, bu kartlara önümüzdeki 2 ay 500 biner lira nakit de koyacaklarını söylüyor.

ŞİŞLİ’DEKİ MOĞOL GÖÇÜ

Cengiz Han’ın torunları Moğolistan’dan Şişli’nin Kağıthane, Kurtuluş, Okmeydanı ilçelerine yerleşmiş.

2004-2005 yıllarında öğrenci değişim programı Erasmus ile gelen ilk kafilenin ardından, iltica eden 5 bin Moğol gibi; Afganı, Afrikalısı Şişli’yi yurt bellemiş.

ÇEK-ÇEKÇİLERE KOOPERATİF

Kamuoyunda “çek-çekçiler” olarak anılan sokak toplayıcılarının ekmeğine göz dikenlerle, belediye karşı karşıya geliyor.

Keskin Eskişehir Tepebaşı Belediyesi’nin kurduğu “Geri Dönüştürülebilir Atık Toplayıcıları Sosyal İşletme Kooperatifi” (GESİKOOP) benzeri bir yapılanma içinde olduklarını belirtiyor.

Çoğu AVM’lerden kaynaklı 2016-2018 yılları arasında Şişli’de 1 milyon 700 bin ton atık doğaya atılmış.

500 MİLYON DOLARLIK RANT

Mustafa Sarıgül’ün Şişli Belediye Başkanı olduğu dönemde kurduğu İstanbul Şişli Vakfı’na ait Şişli Meslek Yüksekokulu, 500 milyon dolar değerinde 9 binayı yıllık 1 TL kira ile kullanıyordu.

Sarıgül’den başkanlığı devralan Hayri İnönü, hem Bilgi Üniversitesi’nin Kuştepe Kampüsü, hem de Sarıgül’ün vakfının kullandığı binaları Şişli Belediyesi’ne geri almak için hukuk mücadelesi başlatmıştı.

Bu binalar bizde olsa, Şişli’de yoksulluğu ortadan kaldırırız” diyen Keskin davaların kazanıldığını, binaları teslim alacaklarını söylüyor.

HER TARİKATA BİR MAHALLE

İstanbul Büyükşehir Belediyesi 2005 yılında, değnekçi olarak tabir edilen otoparkçıları ortadan kaldırılıp, bu hizmetleri vermek üzere İSPARK şirketini kurmuştu.

İşin aslını Keskin anlatıyor: “Her mahallede İSPARK işletmelerinin gelirleri bir tarikata gidiyordu” diyor.

PARİS’TEN ŞİŞLİ’YE MESAJ

Şişli Belediyesi’nin yayımladığı, “Katılımcı Bütçe ile Başka Bir Şehir Mümkün” kitabı, Çin’den Peru’ya; Meksika’dan ABD’ye 12 KB uygulamasına yer veriyor.

Kitabın önsözünü Paris Belediye Başkanı Anne Hidalgo yazmış.

Hidalgo önsözünde; Paris’in 2014-2020 yılları arasında yatırım bütçesinin yüzde 5’ine denk gelen 500 milyon Euro’luk KB oluşturduğuna dikkat çekiyor.

ÇİN MODELİ ŞEHİRCİLİK

Çin referans gösterilerek, “düşük faiz-yüksek kur” politikası savunuluyor ya; o iş tam öyle değil.

2005 yılında Pekin’de Çin ekonomi bürokratlarıyla yaptığım görüşmelerde en yetkili ağızlardan şu sözü duydum: “Bizim önceliğimiz her Çinli’nin bir tas pirinç yiyebilmesidir.

Türkiye’de aynı yıl brüt asgari ücret 489 dolara yaklaşmıştı, DİSK-AR’ın 28 Kasım verilerine göre yaptığı karşılaştırmaya göre 344 dolara geriledi.

Aynı dönemde Çin’de asgari ücret Türkiye’yi geçip 397 dolara yükseldi.

Vardığımız yer; bize şu soruyu sorduruyor: Türkiye’de herkes bir tas makarna yiyebiliyor mu?