Ankara 9. Sulh Hukuk Mahkemesi, Türk Hava Kurumu’nun (THK) ve kurucusu olduğu vakıf, üniversite, şirketler adına kayıtlı gayrimenkul ve menkul alıp satmaya izin ve yetki verilmesine ilişkin kararın tedbiren durdurulmasına dair kararın devamına, satışa izin talebinin reddine karar verdi.

Ne zaman? Mega yangınlardan bir gün önce; 27 Temmuz 2021’de...

★★★

THK Kayyum Heyeti Başkanı Cenap Aşçı, dün bu köşede yer verdiğim açıklamasında; satışa konu mülklerin önceki dönem yönetimlerinin kurumu soktuğu borç batağından kurtarmak için sürdürülen finansman arayışından kaynaklandığını ifade ediyordu.

★★★

Aşçı; 2010 yılından sonraki gelişmelere işaret ederek, “Yaşanan süreçlerde belge, delil ve ispatlarıyla mevcut olduğu üzere Bayram Duman ve benzeri zevatın denetim görevlerinin gereklerini yerine getirmemelerinin etkisi de büyüktür” vurgusu yapıyor.

Önceki yönetimlerin başarısızlıkları malum. Ne var ki metinde geçen “zevat” ifadesinin bir devlet kurumuna yakışmadığını not etmek isterim.

Mahkeme kararıyla görevden alınan THK Merkez Denetleme Kurulu Başkanı Duman, en son 2018 yılında kuruma teslim ettiği denetim raporlarında, 2009-2014 döneminde kurumun tahrip edildiğinin, kötü yönetildiğinin altını çiziyor.



★★★

Duman, “Tayyare Apartmanları” olarak anılan Laleli’deki tarihi otel ile ilgili  “Yıllık 4 milyon dolar yerine, ekspertiz değeri olan 12 milyon dolar kiraya verilseydi bu borçlar ödenirdi” diyor.

2005 yılından beri elden ele geçen otel, 2011’de Recep Ercan Keskin’in kurduğu Keskin Holding’e (Keskin Gayrimenkul Turizm) kiralanmıştı.

Duman THK’nın Keskin’e açtığı davayı kaybetmesini Kayyum Heyeti’nin ihmaline bağlıyor.

Bugün piyasanın 500 milyon dolar eder dediği otele, mahkeme 1 milyar 60 milyon TL değer biçmişti.

THK’nın 2020 yılında ifade edilen banka borçlarının toplamı ise 1 milyar 250 milyon TL...

★★★

THK’nın değerli varlıklarını say say bitmez.

Aşçı’nın ifadesine göre THK’nın aralarında bağışlanan bir caminin de olduğu bin 400 gayrimenkulü bulunuyor.

Bin dönüm arazisi olan ve Türkiye’nin ilk (1935) uçuş eğitimi verdiği Eskişehir’deki İnönü; THY’ye uçak bakım hizmeti de veren Selçuk, Antalya, Erzincan, Ankara ve İzmir’de planör, paraşüt ve model uçak eğitimleri veren tesisleri...

★★★

THK Genel Başkanlığı 18 Ağustos’ta açık artırma usulü ile 44 adet taşınmaz ihalesini ilan etmişti.

Yandaş müteahhitlere milyarlar akıtan kamu bankalarının, havacılığı destekleyen THK’nın taş çatlasa 200 milyon dolarlık kredi borcunu yapılandırması bu kadar mı zor!?

Aşçı’nın sırtındaki yumurta küfesi


Gümrük ve Ticaret Bakanlığı (Ağustos-Kasım 2015), Halkbank Yönetim Kurulu Üyeliği (31 Mart 2016-8 Kasım 2018), Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nda üstlendiği müfettişlik, genel müdürlük, daire başkanlığı ve müsteşarlık görevleri (1989-2018), THK Kayyum Heyeti Başkanlığı (2019...) gibi devletin kurumlarında önemli görevler üstlenen Aşçı’nın; devletin işleyişi hakkında “THK yönetiminden” çok daha kapsamlı bilgilere sahip olduğunu düşünüyorum.

1941-1954 yılları arasında kendi uçağını üreten THK’nın, 9 yangın söndürme uçağından 3’ünü hurdaya çıkaran, 6’sı hangarda bekletilerek, Orman Genel Müdürlüğü ihalesinden neden elendiğini anlamak zorundayız.

Neticede mega yangınla mücadele ediliyor; Orman Genel Müdürlüğü’nün ve de THK’nın kendi uçağı yok.

Cenap Aşçı


İklim krizi ile yangın, sel ve deprem risklerinin arttığı bir yarımadada yaşıyoruz...

Yarın yeterli sayıda ve zamanda kiralanacak hava aracı bulamazlarsa ya da talep artışından maliyetler yükselirse bunun hesabını kim verecek?

Hiç şüphe yok ki, mega yangınla birlikte  Atatürk’ün 1925 yılında kurduğu ve “İstikbal göklerdedir” sözüyle gelecek nesillere emanet ettiği THK’ya yönelik “toplumsal sahiplenme” duygusu depreşti..

THK eleştirilerinden payını alan Aşçı’nın; Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’ndaki uzun kariyeri didiklenmeye başladı.

Okuyucularıma da Aşçı’nın cevap hakkına tanıdığım saygının daha azını göstermiyorum...

Kanıta dayalı bilgilere “tarihe tanıklık” bağlamında yer veriyorum.

2018’den sonra Ticaret Bakanlığı adını alan Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’nda bir “alt kademe personel” tarafından, “birimlerde, bölgelerde ve müdürlüklerde” görev alan üst kademenin kişisel bilgilerini talep eden “mail’i” tam da bu nedenle paylaşıyorum.

Birkaç sorum olacak:

- Bakanlıkta alt kademe bir memurun kendi imzası ile yine alt kademe memurlardan mail ortamında yöneticilerin kişisel bilgilerini istemesi kurumsal teamüllere uygun mudur?

- O memurdan, 13 Temmuz 2016 tarihinde (15 Temmuz darbe girişiminden iki gün önce) “ivedi” notu düşülerek; kurumun genel müdür, daire başkanı, bölge müdürü dahil “Önemli kadrolu müdür ve üst unvanlı personel” bilgilerini kim talep etti? Hangi gerekçeyle?

- Dönemin (2015-2018) Gümrük ve Ticaret  Bakanı Bülent Tüfenkci’nin bu çalışmadan haberi var mıydı?

- 13-17 Temmuz 2016 tarihleri arasında yurt dışında olan Aşçı’nın dün bu köşede yer alan açıklamasında belirtildiği gibi “FETÖ/PDY terör örgütüne karşı yürüttüğü mücadeleden rahatsız olanlar ve hazmedemeyenler” harekete mi geçti?

- Gümrük ve Ticaret Bakanlığı’na İstanbul Valisi Vasip Şahin (Ekim 2018’de Ankara Valiliği’ne atandı) imzası ile 31 Temmuz 2016 tarih, 674 sayılı soruşturma yazısı geldi mi?

- Geldiyse; soruşturulması istenen ve haklarında “FETÖ/PYD silahlı terör örgütü ile iltisakı, irtibatı ve aidiyeti olabileceği kuvvetle muhtemel şüphe” oluştuğu bildirilen 39 kişilik liste hakkında bir işlem yapıldı mı?

AKP’nin çeşmesinden su içenler kurna başında


Devlet kurumlarında asıl mesele; yetenekler gözardı edilerek, AKP çeşmesinden su içenlerin her birinin bir kurnanın başına geçmesi...

Buna müsteşarlık görevi döneminde Halkbank Yönetim Kurulu Üyesi yapılan, 2015 seçimlerinde AKP milletvekili aday adayı olan Aşçı da dahil.

Toplumun fay hatlarında yaşanan kırılmalar, dönem dönem farklı kriminal kimlikleri besleyebilir ve toplumsal huzuru tehdit edebilir.

Ülkenin varlıklarının peşkeş çekilmesine yol açabilir. Suç tehlikesini bertaraf etmenin yolu; kurumların “şeffaflık, hesap verebilirlik, denetlenebilirlik, katılımcılık” kaslarını geliştirmekten geçiyor.

Demokratik hukuk devleti ilkelerine sadık yönetimler, liyakat esaslı görevlendirmeler yaparlar... Etik dışı davranışları, yolsuzlukları, insan hakları ihlallerini ortak paydaya dönüştüren çıkar gruplarının önünü tıkarlar.

Eğer kendileri aynı çarkın dişlisi olmamışlarsa...