Türkiye, salgın başladığında Irak, Suudi Arabistan, Venezuela, Meksika gibi ülkelerle aynı yolu izleyerek okulları kapattı. İsveç, Fransa, Almanya ve Amerika gibi gelişmiş ülkeler ise hayata dair tüm alanları kapatıp en hayati gördükleri okulları açık tutma çabasına girdi. Aşı bulunduğunda siyasilerden önce doktor, akademisyen ve öğretmenlerini aşıladılar. Türkiye’de ise virüs tek bir insana bulaşmamışken ilkokuldan üniversiteye önce eğitim kurumları kapatıldı. Yurt dışından tatile gelenlere, öğrenci yurtları karantina sahası yapıldı. Salgında son 14 ayın en yüksek seyrine çıkıldı. Vaka sayısı 55 bin, ölü sayısı günde 300’e yükselip Avrupa birincisi olurken, okulların açık olması bir akıl tutulması...

KELEBEK ETKİSİ

Amerikalı Meteorolog Edward Lorenz, dünyanın bir yerinde yaşanan hava sirkülasyonunun bir başka yerde yol açacaklarını, “Amozon Ormanları’nda kanat çırpan bir kelebek, Avrupa’da fırtınaya sebep olabilir” dediği, ‘Kaos Teorisi’ ile anlatır. Covid-19 salgını Asya’da kanat çırpan bir kelebek gibi dünyada fırtınaya yol açtı. Türkiye bu felaketteki kelebek etkisini ön göremedi. İktidarın basiretsiz kararları, en temel insan hakkı olan eğitim ve sağlıkta ülke insanını ölümcül bir fırtınanın ortasında yalnız bıraktı. İlkokuldan üniversiteye 25 milyon öğrencinin geleceğine ‘toptancı’ bir zihniyetle karar verilip okullar bir açılıp bir kapatıldı. Liyakatli eğitimcilere fikri sorulmadı.

CENAZE MARŞI

Virüs mutasyonla çocuklara bulaşmaya başladığı bir dönemde, “ölen ölür, kalan kalır” mantığını kanıtlar adımlar atıldı. ‘Sınav da sınav...’ tutturması ile okullar açıldı. Ders zili Alman besteci Beethoven’in ‘Elise’ adlı eseriyle çalıp, Chopın’in ölüm ilahisi ‘Funerel March’ yani cenaze marşıyla dersler sürüyor. Yüzlerdeki çift maske onları virüsten korur mu bilinmez ama artık yüzlerindeki ölüm korkusunu gizlemiyor. Öğretenin ve öğrenenin okuldan virüs kapıp eve taşıma, ana-babası, çocuğunun ölümüne sebep olma tedirginliği travma yarattı. Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a 40 gün önce ilk aşı yapılmasıyla start verilen eğitimcilerin öncelikli aşılanması hayal oldu.

MEZARLIKLAR MÜDÜRÜ

Türkiye’deki 1.2 milyon öğretmenden 80 bini aşılanırken kaçına 2. doz aşı yapıldığını hiç kimse bilmiyor. Okullar, aşı bile yapılmadan lebalep doldurulurken sonuçları hesaplanmadı. Sendikaların tespitine göre şimdiye kadar bin 178 öğretmen, bin 455 öğrenci Covid-19’a yakalanırken 18 öğretmen hayatını kaybetti. Bakan Selçuk’un aşılanması öğretmenleri korumadı (!) Öğretmenlerin, ‘Risk altındayız, ölüyoruz!’ çığlığı duyulmadı. Onlarca öğretmen yoğun bakımda entübe yatıyor. Siyasilerin, emmisi-dayısı, yengesi-eniştesi, kaynanası-dünürü, şarkıcı-türkücü, fesli-sarıklı, mahallenin delisi-akıllısı için bile mezarlıklar müdürü gibi sosyal medyada taziye dileyen Bakan Selçuk, ölümler karşısında sessizliğe gömüldü.

SESSİZCE GİDİYORLAR

Öğretmeni ‘yük’ gören MEB ne yazık ki; salgında ölen 18 öğretmen için Allah’tan bir rahmet dilemeyi bile çok görüyor. 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde daha 4 ay önce öğretmenlere, ‘kahramanlık, cesaret, fedakârlık’ methiyeleri diziliyordu. Gazi Mustafa Kemal Ortaokulu Matematik Öğretmeni Gaye Kılıç Karamık... Covid-19’a yakalandı, durumu kötüleşti. Hamileydi, erken doğumla bebeği alındı. Anne karnında virüs bulaşan ‘Öksüz Bebek’ hastaneye, 30’undaki Gaye Öğretmen kara toprağa yatırıldı. Gözlerinin içi gülen, dünyadaki bütün çocukların gülmesi için çabalayan bir öğretmendi. Dünyaya getirdiği 3 evladı ve dünyalarını değiştirdiği yüzlerce öğrencisini gözü yaşlı bırakıp 3 hafta önce sonsuzluğa gitti.

YILLARCA UNUTULMAYACAK

Türkiye’nin aydınlık yolculuğunda alın teri olan eğitim emekçileri ölürken, ‘Ben öğretmenim’ hatta ‘Başöğretmenim’ diyenler neredesiniz? Ayten Alpman’ın, ‘Bir başkadır benim memleketim’ şarkısını, ‘Bir başkadır benim öğretmenim’ diye değiştirip klip çekenler... “Öğretmenlerimize yıllarca unutulmayacak bir hatıra bırakmaya var mısınız?” diye sormuştunuz. İyi duyun ki; öğretmenler artık yok! “Bir başkadır benim öğretmenim lay, lay, lay...” diye siz şarkı söylerken Covid-19’dan ölmeyenleri de samimiyetsiz tutumunuz öldürdü. Futbolcular gibi yeşil sahada top koşturup milyon dolarlık ayaklara sahip olmadıkları için aşıda öncelikli olamadılar. Şarkıyı şimdi, “Bir başka ölür benim öğretmenim...” diye değiştirip mezar taşlarına gururla imzanızı atabilirsiniz (!)