Cuma günkü yazımda, merhum Dr. Eser Alptekin’in ölümlere neden olan “Vioxx” adlı ilaç ve üreticisi Merck firmasıyla yaptığı haklı mücadelesini anlattım. Bugün de yine aynı firmanın bir başka ilacının yan etkilerinden söz edeceğim.

Ege Üniversitesi Eczacılık Fakültesi’nin saygın bilim insanlarından Prof. Dr. Levent Kırılmaz, bakın neler yazıyor:

“Sevgili Uğur Dündar,

Bu ilaç firmaları sütten çıkmış ak kaşık değil.

Hastalıkları tedavi edecek ilaç geliştirebilmek gibi ulvi görevleri var. Ancak para, bu ulvi görevin önüne geçmiş durumda.

Eser Alptekin’e ben de üzüldüm, Allah rahmet eylesin diyorum.

Bizim de yine bu Merck Sharp Dohme firması ile yaşadığımız acı bir olay var.

★★★

2001 yılında nisan ayında eşime anlık beliren tansiyon yüksekliği nedeniyle o tarihte yeni çıkan Hyzaar isimli ilacı kalp doktoru vermiş. Halbuki eşimin o zamana kadar hiçbir şekilde tansiyon problemi yoktu. Böyle durumda, bir kere yüksek tansiyon görüldü diye ilaç verilmez, bu öncelikle o doktorun büyük hatası.

Eşim ilacı almaya başladıktan sonra giderek kötüleşti. Vertigo, el ve ayaklarda uyuşma, karıncalanma, ışığa hassasiyet, dilde büyüme hissi başladı. Kendisi dozu azalttı, buna rağmen daha da kötüleşince ilacı kesti. Bunlar 2-3 gün içinde meydana geldi.

★★★

Durumu gitgide ve özellikle de Vertigo, kötüleşince, Dokuz Eylül Hastanesi’ne yatırdık. MS hastalığı şüphesiyle tetkikler yapılmaya başlandı. MR, tomografi vs. çekildi. Hepsi temiz çıktı ama Vertigo şikayeti çok olumsuz bir şekilde etkiliyordu onu. Nöroloji kliniğinde bir hafta yattı. O arada ben, daha önce (1998 yılında) araştırma amacıyla gittiğim Manchester Üniversitesi’ndeki bir arkadaşımdan ilacın orijinal prospektüsünü aldım. Türkiye’deki ilacın prospektüsünde yazmayan ve eşimin yaşadığı tüm yan etkiler orada mevcuttu! Türkiye deki firma, İngiltere’de geçerli olan prospektüsü birebir tercüme etmiş ama iki paragraflık yan etkileri yazmamıştı. Tabii nedeni malum; yan etkiler, ilacın defosudur. Bu nedenle “hastaların yüzde 1’inden azında görülür” diye yazan kısmı eklememişlerdi. Halbuki yazılması gerekiyordu. Hem firma sorumluydu, hem de Sağlık Bakanlığı Prospektüs Komisyonu!..

★★★

Bunun üzerine mücadele etmeye karar verdim. Eşim hastaneden bir hafta sonra taburcu edildi ama Vertigo şikayetleri kaldı. Sosyal hayatımız allak bullak oldu.

Firmaya yazdım, gelen mümessile anlattım, boş boş konuştu. İşlerine öyle geliyordu çünkü.

Sağlık Bakanlığı ile aylarca mücadele ettim ve sonunda prospektüse bu yan etkileri ekletmeyi başardım.

★★★

Eşim hastanede iken oradaki doktorlara da İngiltere’deki prospektüsten bahsetmeme, yani eşimin MS değil, ilaca bağlı yan etki nedeniyle bunları yaşadığını söylemene rağmen kimse umursamadı. Maalesef doktorlar da ilaçların yan etkileri ile pek ilgilenmiyorlar, geri bildirim, hasta takibi diye bir şey yok! Bazı eczacılar da öyle ne yazık ki!

★★★

Ben öğretim üyesi olmasaydım eminim Bakanlık beni dikkate bile almazdı.

Sonraki yıllarda Eczacılık Fakültesi öğrencilerime her sene bu konuyu anlattım. Hasta takibi ve geri bildirimin önemli olduğunu, çünkü ilaçların yan etkilerinin bilerek veya bilmeyerek prospektüse yazılmak istenmediğini anlattım.

★★★

Geri kalmış ülkeler ve Türkiye gibi gelişmeye çalışan ülkeler, özellikle ilaçların yan etkilerinin görülmesi için ilaç firmaları tarafından denek olarak kullanılmaktadır.

Saygılarımla.

Levent Kırılmaz.”