Hayal kırıklığının adı: Bizim çocuklar. İtalya önündeki hezimetten sonra bir toparlanma beklerken Bakü’de daha da tanınmaz halde bir takım bulduk karşımızda. Açıkçası bu da canımızı acıttı. Neden mi?

KARDEŞLER tokalaşmaz kucaklaşır derler ya işte Bakü, Türkiye’yi öyle sımsıkı bağrına basmıştı. Azerbaycan’ın büyük şairi Bahtiyar Vahapzade’nin deyişiyle “Bir ananın iki oğlu” kavuşmuştu. Bakü Olimpiyat Stadı’nda 20 bini aşkın taraftar, Türkiye’yi ev sahibi statüsüne sokmuştu.

Peki karşılığında ne buldu? Umursamaz, vurdumduymaz, iki pas yapamaz bir Türkiye.

SON idman öncesinde Şenol Güneş’in yüz ifadesi ve vücut dili işlerin yolunda gitmediğini gösteriyordu. Hocanın bir sıkıntısı vardı. Ya bu günleri görmüş, işlerin sarpa saracağını anlamış ve onun stresi sarmıştı ya da takım içinde bir huzursuzluk baş göstermişti. İkinci şık daha ağır basıyor. Bakü’de edindiğimiz izlenim ve aldığımız bilgiler takımla Güneş arasına kara kedinin girdiği. Antalya kampıyla başlayan süreçte gelinen nokta 2022’ye damga vurur denilen genç jenerasyonun, yeni bir kırılmanın eşiğine gelmiş oluşu.

ŞENOL Güneş çok formsuz. Kadro seçimi ve yaptığı değişiklikler kendisiyle çelişiyor. Bazı oyunculara takıntı halinde formayı vermesi, oyuncuların inancını sarsmış. Futbolcuların inancı kalmamış hocaya. TFF Başkanı Nihat Özdemir ve Milli Takım’dan sorumlu yönetici
Selim Soydan’a inanan kaç kişi var peki? Güneş’in kurmayları liyakatın çok uzağında. Hocaya yaptığı yanlışı cesurca söyleyebilecek bir yardımcısı var mı peki? Evet hocam, haklısın hocamla buraya geldik, dibe vurduk.