Toplumsal yaşamın aydınlığı ve gücü, bireylerin birbirlerine karşı sevgi, saygı ve güveniyle sağlanıp sürer. Gereken özenden yoksunluk ve olumsuz tutumlarla davranışlar yaşamı gölgeleyip karartan kötülüklerdir. Yaşam boyu taşınması gereken değerlerle gözetilmesi gereken çalışmalar, çabalar insanlık niteliklerinin düzeyini kanıtlar. Karşılıklı ilişki inceliği, soyluluk belirtisi olduğu kadar toplumsal yapı ve yaşayış yönünden de önemli bir öğedir. Nedense birbirlerine karşı arkadaşlık, akrabalık, dostluk ve meslektaşlık bağı olanlar başta birçok ilişki sıcaklığı olanlar bile birbirlerine karşı istenmeyen tutumlarla ters düşebiliyorlar. Basında sık sık okumakla büyük üzüntü duyduğumuz yakınlarının canlarına kıyanlar, kötü davranışlarla istenmeyen durumlara neden olanlar, hiç olmadık nedenlerle yakıp yıkanlar, küçülten ve aşağılatan bahanelerle derin yaralar açanlar hepimizi utandırıyor.

İnsan tek başına yaşamını sürdüren bir varlık değildir. Toplumun bir parçası olarak kendini, içinde bulunduğu çevreden ayrı tutamaz ve soyutlayamaz. Robenson’un öyküsü zamanımızın yaşam biçimi değildir. İlkel yaşamın çağdaş yaşama dönüşümüne ve erişimine değin yaşananlar birlikteliğin zorunluluğu kadar, korunup geliştirilmesinin de uygar yaşam yönünden büyük etkisi olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Buna karşın savunulması çok güç nedenlerle insanların birbirine karşıtlığı yaşamı karartan kötülüklerin başında gelenlerden biridir.

Covid-19’un neden olduğu durumların hepimizi yakından ilgilendirmesine karşı gereken özenin gösterildiğini savunmak güçtür. İlgisizlik, kurallara aykırılık, anlayışsızlık, birbirine karşıtlığa dönüşen olumsuzluklar günlük yaşamın gerçekleri arasındadır. Bilgisizlik ve ilgisizlik ötesi aykırılıkta ve sakıncada direnme yanlışlığı toplum yaşamına zarar vermekten öte insanlık karşıtlığıdır. İyilikler yerine kötülüklerde direnip yoğunlaşma, toplum düşmanlığıdır. Sorumluluk duygusu insanlar için bir soyluluk öğesidir. Bu duygu ve düşünceden yoksun olanlar toplumdışı düşenlerdir. Olumsuzluklardan, kötülüklerden hepimiz kendimizi sorumlu tutmaz, ilgili saymazsak giderilip önlenmeleri güçleşir, olanaksız duruma düşer. Toplumsal sorumluluk, uygar ve çağdaş yurttaşlığın duygusudur. Bu duyguyla paylaşımlar yaşam gücünü artırır.

İnsanlığın değişik sorunlar yaşadığı son yıllarda ülkemizde de siyasal karşıtlıklar başta olmak üzere ekonomi, eğitim, iş-çalışma, ticaret, güvenlik ve yargı alanlarında giderek artan ve yükselen yakınmalar duyulmaktadır. Yönetime ilişkin olanlar ağırlıkta ve yoğunluktadır. Partiler arası ilişkiler, iktidarın tutumundan kaynaklanan sertlikler ve düşündürüp üzen karşıtlıklarla toplumsal barışı derinden etkilemektedir. Siyasal karşıtlığı bir düşmanlığa dönüştürmek ilkelliği, yaşamsal sakıncalar taşıyan kötülüktür. İnsanlığı, yurttaşlığı, hemşeriliği, arkadaşlığı, meslektaşlığı anlamsız ve gereksiz bırakan siyasal karşıtlıklar ülke ve ulus yönünden de birer yıkım girişimidir.

Aydınlığı, esenliği, mutluluğu, başarıyı ve sağlığı yeni yıl için temel amaçlar sayarak herkese yaşam güzelliği diliyoruz.

TEŞEKKÜR

“Sanık-Suç-Hüküm” adlı yeni kitabını bana gönderen gazeteci kardeşim sayın Emin ÇÖLAŞAN ile “Karanfil” adlı romanını gönderen emekli subay Sayın Osman Gazi KANDEMİR’e iyi dileklerimi sunarak teşekkür ediyorum.

YENİ YAYINLAR :

- Nevin AZAKOĞLU’nun yayına hazırladığı “Bir Felsefe Feneri -Vehbi Hacıkadiroğlu” adlı kitap TARİHÇİ Kitabevi’nin yayını.

- Şenol ÇARIK’ın derlediği “Bitmeyen Kriz” adlı kitap HALK Kitabevi’nin yayını.

- Yaşar DİLENÇ’in “Baş Örtüsüne Türban Darbesi’’ adlı kitap TOGAN Yayınları’nın ürünü.

- Arif TEKİN’in “Hazret-i Muhammed Döneminde Öldürülen Muhalif Kadınlar” adlı kitap BERFİN yayını.

- Prof. Dr. Halil DEĞERTEKİN’in “68’li Yıllar-Üniversite Anıları” adlı kitabı KANGURU Yayınları’nın ürünü.

Yazarlarını ve yayıncılarını kutluyor, içtenlikle teşekkür ediyoruz.