Bu kadar meşhur olacağını 128’den kimse beklemezdi.

Benim aklıma geçmişin güzel bilgi yarışmalarından, ‘Bir Kelime Bir İşlem’i getirdi. Yarışmacılara çeşitli rakamlar verilir çarparak, toplayarak, çıkararak belirlenen bir sayıya ulaşılması beklenirdi. Sonra sıra kelimelere gelirdi... Hayatımıza girdiğinden beri 128’e böyle baktım.

Şimdiye kadar hiç bir şey bu güzel ülkenin güzel ailesini bölemedi ama 64, 64 ikiye böldü bizi 128! Bir 64’lük kısım soruyor nerede diye, diğer 64 ise bilmem ki diyor. Topluyorsun ikisini ediyor 128 yine...

Hani bazı insanların tikleri vardır. Limon göster ya da bırak göstermeyi, ‘limon’ de yersin okkalı bir küfrü! Limona döndü iş... Biri 128’i gösteriyor, öteki özel harekat polisi ve vinç gönderiyor... Karşısındakine, ‘128’ diyor pat, hakkında soruşturma açılıyor. ‘Yüz’le başlasan maazallah cümleye, sonu 130 mu olacak, 160 mı beklenmeden soluğu karakolda alabilirsin.

Bakkala gidip paran anca ona yettiği için “şuradan 128 gram beyaz peynir tart” desen, davalık olabilirsin  “ima var” diye... İnandıramazsın kimseyi peynir alacağına.

Parktaki güneş gören bankta oturup yanındaki emekli dostunla konuş, “Bize 128 lira gelmiş bu ay elektrik faturası” de elektrik çarpmışa dönebilirsin!

Bir, iki ve sekiz... Nihayetinde rakam işte. 50’den, 100’den 127.9’dan ne farkı var ki?

Demek önemli bir fark var... Bu yüzden Türkiye günlük 62 bin yeni vakayı, her gün 300 canın yitip gitmesini, Merkez Bankası’nın yeni başkanının bile faizi 19’da tutmasını, Şubat’ta 250 bin kişinin işsiz kalmasını, kısmi kapanmada yüzbinlerce insanın günlük 50 lira ile geçineceği gerçeğini, bazı şanslıların 1 değil, 2 değil, 3 farklı yerden maaş almasını, TÜFE’nin yüzde 16.19, ÜFE’nin yüzde 31.20 artışını, emekli aylıklarının yüzde 8.37’cik artmasını bıraktı; yatıyor kalkıyor 128’i konuşuyor.

Geçen caddede yürüyorum. Yanımdan siren çala çala bir itfaiye aracı geçti. “Trafik fazla yangına zamanında yetişse bari” dedim içimden. Az gittim. Baktım o itfaiye aracı, yangın mangın da yok. Dayamış uzuun merdivenini bir binaya 128 indiriyor! Allah saklasın, geç kalsa itfaiye 128 yangını bacayı saracak...

Meclis’in penceresinden sarkıttı 128’i geçenlerde milletvekili. Öyle bekledi. İndir dediler, indirmedi. Yetişti meclise itfaiye dayadı merdiveni, sökecek. Milletvekili hoop çekiverdi 128’i içeri. Eli boş döndüler. İtfaiye gitti, milletvekili yeniden sarkıttı pencereden 128’i!

Devletin savcıları neredeyse 128 bin dava dosyası yazdı. Herkes fısır fısır 128’i konuşuyor da, 128 hakkında asıl konuşması gerekenlerin ağızları pandemide kapısına kilit vurulmuş lokanta gibi kapalı.

Koltuğa oturalı henüz daha 4 ay olmuşken, Cumhurbaşkanı tarafından bizzat seçilip atanmışken “Şu 128 neymiş bir bakalım” dediği için yine Cumhurbaşkanı tarafından kovulan, kovulduğu için teşekkür eden Naci Ağbal, o susanlardan biri... Belli ki ‘devlet adabını iyi bildiği’ için konuşmuyor!

Yıllar sonra bir gün anılarını yazarsa mı öğreneceğiz 128 gerçeğini?

Hazinenin başında oturan Hazine Bakanı dururken 128 izahatını önce AKP Genel Başkan Yardımcısı’nın, yetmemiş olacak ki ardından bir de AKP Grup Başkanvekili’nin yapmaya çalışması hakkında kimse konuşmayacak mı mesela?

Çok mu zor olur, AKP’nin değil de işe bakanın ‘bilmeyene anlatır’ gibi yanıt vermesi? Altı üstü bir kelime nerede, bir işlem 128?