Barajlarda biriken suyu, yaz aylarında Çukurova’yı kılcal damarlar gibi sararak tarlalara taşıyan sulama kanalları, bereketli ovaların verimini artırırken, Adana’nın sarıcı sıcağında serinlemek isteyen çoğunluğu çocuk, pek çok kişi için de ölüm tuzağı oluyor.

Her yıl çok sayıda can alan sulama kanallarında boğularak yaşamlarını yitirenler arasına son yıllarda Suriyeliler de katılmaya başlayınca DSİ, kanal boylarındaki uyarı yazılarına Arapça metinler de ekledi.



Adana’da Cemalpaşa Mahallesi’nden geçen sulama kanalı başındaki Türkçe ve Arapça uyarı yazısını görenler, uyarıyı insani açıdan doğru bulduklarını belirtip “Elbette canın Türk’ü Arab’ı olmaz. Ancak Suriyelileri ne gönderebildik ne de Türkçe öğretebildik. Bu yüzden Suriyelileri kendimize uyduramayınca sonunda biz onlara uyduk. Arapça uyarı yazıları Suriyelilerin kalıcı olduklarını kabul ettiğimiz anlamına geliyor ” dediler.

Öte yandan Adana’da, yasak olmasına rağmen ne Arapça tabelalar ne de sulama kanallarında yüzenler eksik olmuyor. Suriyelilerin yoğunluklu olarak yaşadığı Kocavezir Semtindeki iş yerlerinde Arapça tabelalar varlığını sürdürürken, sulama kanallarında ise Türk veya Suriyeli çocukların, gençlerin “serinliğe ölümüne atlayışları” da eksik olmuyor…