H.K.G.’YE CİNSEL İSTİSMAR DAVASINDAKİ BİLİRKİŞİ RAPORUNA GÖRE...


Thorstein Bunde Veblen...

“Conspicuous consumption: Gösterişçi tüketim” kavramının yaratıcısı. Kapitalizmi eleştiren önemli bir iktisatçı... Marksist değil. Ancak...

Son dönemde ‘Tarikat, zenginlik’ ilişkisi tartışmasına önemli katkıda bulunacak tespitlerde bulunmuş bir isim. ‘Aylak Sınıfın Teorisi’ adlı kitabında ‘din adamları ve tarikatlarla’ ilgili şu cümleleri kurmuş:

“Gösterişsel israf düzeni kutsal binalar, cüppeler ve aynı sınıftan diğer şeylerin tüketimi gibi sofu tüketimi denilebilecek büyük bir bölümden sorumludur. Mabutları elle inşa edilmemiş tapınakların tercih edilmesini, günah sayan modern tarikatlarda bile kutsal binalar ve tarikatın diğer mülkleri, itibarlı derecede müsrif harcama gözetilerek inşa ve dekore edilmiştir. Tapınağın paralı ihtişamının, ibadet edenin zihninde kayda değer bir yükseliş ve olgunlaşma etkisi yaptığını anlamamız için çok az gözlem veya iç gözlem (her ikisi de işe yarar) gereklidir...”

Evet... Holdingleşen, yargıda örgütlenen, TSK’da yapılanan, emniyette güç toplayan ve emri “şeyhinden” alan sözde sivil toplum örgütlerini bugün tartışmazsak ne zaman tartışacağız?

Babası tarafından 6 yaşında Kadir İstekli’yle evlendirilen ve evliliğinin ikinci gününde tecavüze uğradığı iddia edilen H.K.G olayını tüm Türkiye konuşmaya devam ediyor. Günlerdir 21 sayfadan oluşan “Bilirkişi Raporu”nu okuyorum. Odatv’den gazeteci-yazar Can Özçelik’in ortaya çıkardığı 4 saat 42 dakika 27 saniyelik ses kayıtlarından bahsediyorum. Bilirkişi Orhan Uyanık’ın raporla ilgili son sözüyle başlayalım:

“...Yapılan çözümlemede konuşmacılar H.K.G. ve Kadir İstekli olarak isimlendirilmiş, her konuşmacı farklı renk kullanılarak çözüm tutanağına işaretlenmiştir. Özellikle suça ve şikayete ilişkin bu bölümler kalın puntolarla belirtilerek çözüm tutanağında gösterilmiştir.”

“Her şey Hocaefendiye çıkıyo”


Şimdi gelelim çözümlemesi yapılan, toplamda 4 saat 42 dakika 27 saniye olan ses kayıtlarındaki kritik isimlere! Hiranur Vakfı kurucusu Yusuf Ziya Gümüşel, anne Fatıma Gümüşel, H.K.G. ile evlendirilen Kadir İstekli, H.K.G.’nin kardeşiyle evlenmesi istenen Adem Coşkun, imam nikahında şahit olan Osman Hoca ve Muhammed Topal, H.K.G.’yle altı yaşında evlenmek isteyen Seyit Mansur ve H.K.G.’nin kemik yaşının tespitinde yerine başka bir kızı sokan Mehmet Emin Marangoz.

H.K.G.’nin evlendirildiği Kadir İstekli konuşmalarında şu cümleleri kuruyor:

“... Efendinin görmezden gelme olayı var. Görmüyor yani. Seni yok sayıyo. Ama beni düşün. Ben de bir şey yapamıyorum ki. Niye ne yapabilirsin. Her şey Hocaefendiye çıkıyo. Sorsan bir türlü sormasan. 6 yaşında bi kızı evlendiriyorsun. Ulan bu adam ileride bırakıp giderse ne olur. Hı. Yanlış mıyım?”

“... Ben seni kendi yanımda mutlu görünce, ne bilim senin de benim yanımda mutlu olduğunu zannediyodum demek ki. Garip bir olay, izahı yok. Ben Adem Coşkun’a teklif ettim, Ayşe Hümeyra’yı. (H.K.G.’nin kardeşi) Bacanak olalım diye, yok dedi. Bi Adem Coşkun gibi miydim ben. Beklemedi Adem Coşkun.”

Hocaefendinin “gönlünün aktığı” diğer damat adayı da konuşmalı


Çözümlenen kayıtta, H.K.G. kendisinin başka isimler tarafından istendiğini anlatıyor:

“... Çok garip ya. Çünkü bi tek sen değildin yani. Bi kaç isteyen daha vardı di mi beni 6 yaşındayken... Öyle değil miydi? Böyle konuşulunca mı sen dedin ben istiyim önce diye.”

Kadir İstekli’nin yanıtı çarpıcı ve bir isim daha karşımıza çıkıyor:

“... Niye mi sana vardım diyosun he. Yani bi kaç kere duymuştum ben onu da sonra da hocaefendi de söyledi bana. İsteyenler var diye söyledi. Bi popüler olman lazım. Şimdi böyle zırt diye kız vermezler ki H.K. Şimdi Seyit Mansur’un neyi var? Kendisi Seyittir. (...) Gelmiş, abinin arkadaşı. Şeyh onu o tarafta da seviyo. Hocafendinin öyle bi gönlü akıyo.”

“Evlendiğimizi hocaların hepsi biliyordu”


Bir başka konuşmada da nikah şahitleri konuşuluyor.

H.K.G.: Bizim nikah şahidimiz Adana’daki Osman Hoca di mi.

Kadir İstekli: Adana’daki Osman Hoca, bi de Muhammed Topal var. İki kişi.

H.K.G.: Şey, Osman Hoca bizim Çengelköy’de oturuyodu sanki.

Kadir İstekli: Çengelköy’de (...)

H.K.G: İyi kimseye söylemediler he.

Kadir İstekli: Neyi?

H.K.G.: Nikahı. 2004’de nikahımız kıyıldı.

Kadir İstekli: Yok canım. Söylemesini gerektiren bir husus yok ki. Niye söylesin. 2010 yılında, 2009 yılında o hep zaten piyasaya çıktı yani. (...) Hocaların hepsi biliyordu.

SONUÇ: 22 Mayıs günü yapılacak ilk duruşmada dosyada adı geçen herkesin dinlenmesi gerekiyor. Ancak... Delillerin karartılmaması için de bu isimlerin önceden bilgisine başvurmak gerekmiyor mu?