"Yargılama sürerken konuşmayı, yargıyı etkilememek için doğru bulmam. Ancak hep şuna inandım. Yargı mensupları gerekmedikçe iş yapmaz, gerekmeyen kararları vermez. Türkiye, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) yargılamasını kabul etmiştir. Bunun gereklerini karşılayacak bir formülasyon bulunmalıdır.”

AKP Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı’nın dün Hürriyet’e verdiği röportajın belki de en tartışılacak cümleleriyle başladım. Yazıcı, Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş’la ilgili AİHM’e vurgu yaptı. Bu açıklama AKP içinde yeni bir tartışmanın başlamasına neden olacaktır!

Hatırlayın...

Osman Kavala’nın bireysel başvurusunu 10 Aralık 2019 tarihinde karara bağlayan AİHM, Kavala’nın tutukluluğunun kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkını ihlal ettiğine hükmederek derhal serbest bırakılmasını istedi.

Hatırlayın...

AİHM, 22 Aralık 2020’de HDP eski eş başkanı Selahattin Demirtaş’ın ifade, özgürlük ve güvenlik, serbest seçim haklarının ihlal edildiğine hükmetti, derhal serbest bırakılması çağrısında bulundu.

Bu iki karara de en sert tepki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve MHP lideri Devlet Bahçeli’den gelmişti.

Erdoğan biliyor muydu? 


Daha yeni... 3 Şubat’ta, Avrupa Konseyi’nin Osman Kavala kararına ilişkin konuşan Erdoğan, “Bizim mahkemeleri tanımayanları biz tanımayız. Bunu çok net söylüyorum. Bizim mahkemelerimizin vermiş olduğu kararlar var. AİHM ne demiş, Avrupa Konseyi ne demiş, bizi çok ilgilendirmiyor” ifadelerini kullandı.

Daha yeni... Bahçeli, 6 Şubat’ta net konuşmuştu:

“... Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi 2 Şubat 2022 tarihinde toplanmış, Kavala’nın serbest bırakılmasını dayatan Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının uygulanmaması nedeniyle Türkiye aleyhine ihlal süreci başlatmıştır. Asıl bu sözde karar Türkiye’nin egemenlik haklarını ihlal etmektir. Aslen bu sözde karar Türkiye’nin hukuk gücüne ve demokrasi güvenliğine suikasttır.”

Sadece Kavala İçin değil Selahattin Demirtaş konusunda da Erdoğan ve Bahçeli aynı fikirdeydi.

Ancak... Rusya-Ukrayna savaşıyla birlikte Batı’nın yeniden ilgi alanına giren AKP’de ‘yeni bir dönem başlar mı’ sorusu Yazıcı’nın açıklamalarıyla gündeme geldi.

Soru şu: Hayati Yazıcı bu açıklamayı Erdoğan’ın bilgisi dahilinde mi yaptı? Eğer böyleyse “Soroscu Kavala” söylemi ne olacak? Cumhur İttifakı’nda nasıl bir hareketlenme yaşanır?

Liberal-muhafazakar kanadın çıkışı 


Hatırlayın...

14 Kasım 2021...

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Cemil Çiçek, SÖZCÜ’ye konuştu: “... Anayasa toplantısında 50+1’in hem bugün hem de gelecekte önemli sıkıntılara sebebiyet vereceğini ve Türkiye’yi bir kaosa sürükleyeceğini söyledim yine söylüyorum...”

Çiçek’in bu açıklamasının ardından Türkiye “Yüzde 50+1”i tartışmaya başladı. Gazetelerin, televizyonların birinci gündem maddesi oldu.

16 Kasım 2021... Bahçeli dedi ki: “Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu Üyesi Sayın Cemil Çiçek, yüzde 50+1’in hem bugün hem de gelecekte önemli sıkıntılara sebebiyet vereceğini, Türkiye’yi bir kaosa sürükleyeceğini iddia ediyor. Sayın Çiçek, sizin kafanızda, dilinizin altında sakladığınız bir oran var mıdır? Varsa ne zaman açıklamayı düşünüyorsunuz? Açıkla da bilelim, niyetini öğrenelim.”

Bitmedi...

AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, 27 Aralık 2021’de, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik ‘terörle iltisaklı’ belediye çalışanları tartışmasında farklı bir açıklama yaptı:

“... Belediye kadrolarında terör örgütleri ile bağlantılı birtakım isimler olabilir. Buradan belediye başkanına sorumluluk çıkarılmaz. Eğer çıkarmaya kalkarsak... Türk Silahlı Kuvvetleri’nde bir terör örgütü ile ilişkili binlerce insan bulunduğu için Genelkurmay Başkanı’nı mı suçladık ki, belediye çalışanları arasında terörist bulunursa belediye başkanını suçlayalım? Böyle yaparsak kendimizi inkar etmiş oluruz.”

Bahçeli, 4 Ocak’ta Kurtulmuş’u eleştirmişti:

“... TSK’nın içerisinde bazı FETÖ’cülere karşı operasyon yapılması hükümetin TSK’ya tavrını mı ortaya koyar sorusuyla teftiş sürecini baltalamak isteyen, dönemin Genelkurmay Başkanı’nı, bugünün Milli Savunma Bakanı’nı töhmet altında bırakan saygıdeğer siyasetçi, senin varmak istediğin yer neresi, yapmak istediğin nedir?”

SONUÇ: Hayati Yazıcı’nın son Kavala-Demirtaş-AİHM çıkışı akla şunu getirdi: AKP içinde liberal-muhafazakar kanat olarak değerlendirilen isimler yeni bir hamle yaptı. Cevabı kim verecek, göreceğiz!