Eski Yu­nan’da “fel­sefenin piri” kabul edilen Thales’in Phresid’e mektubu geldi aklıma: “... Tanrısal şeyler hakkında İyonyalıların ilk eserini Yunanlılara sunmaya hazırlandığını­zı öğrendim. Eserinizi, kendilerine hiç bir yararı dokunmaya­cak olan birtakım yazarlara bildirmek­ten çok, dostlarınıza okumakla, belki daha bilgece bir harekette bulunmuş olursunuz. Eğer bu hoşunuza giderse araş­tırmalarınızdan yarar­lanmayı yeğ tutarım ve eğer beni oraya davet ederseniz, yakında sizi bulmaya gelirim; zira, iki kez Girit’ i ve ora­dan da Mısır’ ı ziyaret ederek bu yerlerin ra­hip ve astronomlarıyla görüşmek için denizi iki kez aşmış olan Solon’ la ben sizi de görmek için bir daha denizi aşmakta tereddüt etme­yecek kadar bilgeyiz.”

Thales’in mektubunu okuyunca, CHP lide­ri Kemal Kılıçda­roğlu’nun Reuters’e verdiği röportajın (21 Şubat 2022) “dostları” arasında nasıl karşılan­dığını merak ettim. Beş genel başkanın aynı zamanda ana muhale­fet lideri olan kendisine cumhurbaşkanlığını önermesi halinde bunu kabul edip etmeyeceği sorusuna Kılıçdaroğlu şu yanıtı verdi:

“Elbette (kabul ede­rim). Cumhurbaşkanlığı onurlu bir görev. Beş genel başkanın benim ismimi telaffuz etmesi her şeyden önce benim için onur. Görev yaptı­ğım sürede o beş genel başkana karşı sorum­luyum ve onlara asla hayal kırıklığı yaşatma­malıyım.”

Millet İttifakı kulisle­rinde yaptığım araş­tırmalara göre Kılıç­daroğlu’nun bu açıklaması öncelikle İYİ Parti safların­da “erken çı­kış” olarak de­ğerlendirilmiş. Ankara’daki havayı koklayan etkili bir isim geçen senenin son ayında yapılan bir açıklamaya dikkat çekti. Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığına aday olacağı yönündeki iddiaları değerlendiren İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Koray Aydın şu cümleleri kurmuştu: “Kendisinden talip ol­duğunu duymadım ama bizim bir ilkemiz var.

Diyoruz ki bu konuda herkes idealist dav­ranmalı, nefis zamanı, adaylık düşünenler idealist davranmalı. Kazanma riski görünen anket ilmiyle belirle­nen bir adayı, iyi parti olarak kabul etmiyo­ruz. Kazanamama ihtimali olan birinin uygun olmayacağını söyleyeceğiz, sonuç odaklı düşünece­ğiz. (7 Aralık 2021)”

Sonra...

Karamollaoğlu kapıyı kapattı


Önceki akşam... Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğ­lu, Halk TV’de canlı yayında net konuştu. Suat Toktaş, Kılıçda­roğlu’nun “adaylık” açıklamasını sordu ve şu yanıtı verdi: “Cum­hurbaşkanı adayı mutlaka tereddütsüz seçilebilecek bir isim olmalı. Seçilmeme ihtimali Türkiye’ye çok şey kaybettirir. Tered­dütsüz diyorum. Biraz daha ihtiyatlı ve ihti­mamlı hareket edilecek­tir. Vatandaşın destek vereceği, kazanacağına kanaat getireceği oldu­ğu zaman... Kamuoyu yoklamalarına ba­kılır ve birkaç isimden seçilir.”

Karamollaoğlu’nun açıklamaları, CHP Grup Başkanvekili Öz­gür Özel’in 13 Şu­bat’ta Manisa’da yaptığı şu tespitle de örtüşü­yor: “Bütün anketler, en doğru ölçümler, en hassas çalışmalar, hangi adayı gösteriyorsa, o aday olacak...”

Kemal Kılıçdaroğlu bu açıklamayı neden yaptı? Kulislerde, “Masa daha yeni ku­ruldu. DEVA ile Gele­cek’in ittifakta yer alıp almayacakları tartışılı­yor. Çünkü iki parti de seçim sonrasında ‘koa­lisyon’ istiyor. Adaylık konusu masada bir kez konuşuldu ve üzerine çok yorum yapılmadı. Ama CHP lideri masa­da bulunan beş partiyi eşitledi. Bir bakıma ittifak masasında psikolojik olarak öne geçti” değerlen­dirmeleri yapılıyor.

Dün, Gelecek Partisi Genel Başkan Yardım­cısı Selçuk Özdağ’la konuştum ve “Cumhur­başkanlığı makamına kim gelmek istemez ki” dedi ve ekledi: “Rah­metli Demirel bana ‘Bugün Abdullah Gül’e bıraktığına bakmayın, Erdoğan da cumhurbaş­kanlığa gelecek’ de­mişti. Kemal Bey, parti içine, adaylık konusun­da genel merkezlerinin belirleyeceği olacağı mesajını verdi. ‘Otorite genel merkez’ dedi. Yola çıktığı dostlarıyla karar alacağını söyledi.”

Bu arada bir not daha: 28 Şubat’ta An­kara’da yapılacak açık­lamanın ardından Ge­lecek Partisi’nin “yargı paketi” açıklayacağı bilgisini verdi Selçuk Özdağ. Şimdi gelelim Kılıçdaroğlu’ndan sonra önemli çıkışlar yapan diğer isme!

Babacan’ın planı ve Akşener


DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan yuvarlak masa kurulma­dan bir gün önce Karar Gazetesi’nin manşetine taşıdığı şu cümleleri kur­du: “Bu kadar büyük so­runlar varken 2023’ten sonra sistemi hızla değiştirip yeni sandık koymak doğru mu dü­şünmek gerekir. 5 yılı planlanmış, ilkeleri ortaya konmuş bir koalisyon olarak ko­numlanabiliriz. Millete fiilen değişene kadar parlamenter sistem tarzı bir yönetimle devam edileceğini anlatabiliriz. (11 Şubat 2022)”

Babacan’ın bu açıkla­masının perde arkasın­da, “Tarafsız ve yetkileri alınmış cumhurbaşka­nının yardımcılarından biri olmak” düşüncesi olduğu konuşulanlar arasında. AKP’nin bu beş yıllık sürede muhale­fette eriyeceğini düşü­nen DEVA’nın “2002 model AKP”yi tekrar kurmak ve merkez olmak için böyle bir hamle yaptığı düşün­cesi var.

SONUÇ: Anka­ra’da gözlerin İYİ Parti lideri Meral Akşener’de olduğunu kesinlikle söyleyebilirim. Thales, Phresid’e ne demişti: “Eserinizi, kendilerine hiç bir yararı dokun­mayacak olan birtakım yazarlara bildirmek­ten çok, dostlarınıza okumakla, belki daha bilgece bir harekette bulunmuş olursunuz.”