Gecekondusunu arabasıyla yıkan fabrikatörün oğluna karşı verdiği mücadeleyle simgeleşen film! Vatandaş Rıza kendisini “satın almak” isteyen avukata böyle der: “Ünlü iş adamı Necdet Çelikel’in oğlu Cengiz Çelikel, özel otosuyla sırf keyfi için, zevki için el emeği göz nuru ile yaptığım gecekondumu yıktı. Mahkemeye verdim. Olayı görmüş olan şahitlerim onlardan yana konuştu. Mahkemeyi kaybettim ama davayı kaybetmeyeceğim. Suçlu olan suçlu olduğunu söyleyecek. Haklı olduğum bu davayı sonuna kadar sürdüreceğim. Bunu bütün kamuoyunun bilmesini istiyorum. Bugün bana, Vatandaş Rıza’ya yapılan yarın sizin de başınıza gelebilir. Bize ya da çevremize işlenen suça beraberce karşı koymalıyız.” Vatandaş Rıza.. 1979 yapımı, yönetmenlik ve yapımcılık koltuklarının yanısıra başrolünde de Cüneyt Arkın’ın olduğu filmi dün bir kez daha seyrettim. Neden mi? Çünkü... Arkın’ın anılarını anlattığı “Benim Kahramanım Türk Halkıdır/ Kırmızı Kedi Yayınevi” adlı kitabını okurken çok çarpıcı bir bilgiyle karşılaştım.
Eşref Bitlis’le nasıl tanıştı?
Sansürden geçemeyen Vatandaş Rıza nasıl özgürleşti? Sözü Cüneyt Arkın’a bırakalım: “... Kıbrıs’ta çıkartma döneminde Önce Vatan filmini çekiyorduk. Zorluk, çaresizlik, yokluk içinde ne büyük kahırlar çektiğimizi General Eşref Bitlis Paşa görmüş, halimize acıyarak yardım etmişti. Sansür meselesini kendilerine anlattım. Filmi görmek istedi. Beraber seyrettik. Üç gün sonra Vatandaş Rıza sansürden çıktı.” Yani...
“Emek mücadelesini” anlatan “Vatandaş Rıza” filmini seyreden Bitlis Paşa, filmin önünü açan subay! Eşref Bitlis... 1974 yılında Kıbrıs Harekatı sırasında Albay rütbesiyle Kıbrıs Türk Alayı Komutanlığına atandı. Bu alayın komutanlığını yaparken Kıbrıs Yunan Alayı imha edildi. Sonra...
Eşref Bitlis 1978 yılında Tuğgeneral rütbesine terfi etti ve Bolu Komando Tugayı Komutanlığına atandı. Dün Cüneyt Arkın’la konuştum. Nasıl tanıştıklarını anlattı: “Vatandaş Rıza’yı çekerken Bolu’da Atatürk Anıtı önünde bir sahne vardı. Beni fotoğraf çektiğim için gözaltına aldılar. Eşref Paşa müdahale etti ve serbest kaldım. Sonra filmde ‘Kalk Vatandaş Rıza ayağa kalk’ sahnesinden dolayı filmi sansürlediler. Ankara’da Eşref Paşa ile görüştüm ve sansür kalktı. Yiğit bir komutandı. Hayatını kaybedene kadar aile dostumuz oldu. Bu arada şunu belirteyim: SÖZCÜ okuyorum çünkü halkın haber aldığı namuslu gazete.”
Kuzey Irak’ta konuşlanan Çekiç Güç’ün Türkiye’den ayrılması gerektiğini ve ABD’nin Kuzey Irak’ta oluşturmaya çalıştığı sözde Kürt devletinin Türkiye’nin aleyhine olduğunu söylüyordu. 17 Aralık 1992 tarihinde Çekiç Güç’e bağlı Amerikan savaş uçakları, kendilerine bildirildiği halde Irak’ın Selahaddin kentine gitmekte olan Orgeneral Eşref Bitlis’in helikopterine taciz uçuşu yaptı ve helikopteri inişe zorladı. 7 Şubat 1993 tarihinde, “İncirlik Üssü’nden kalkan ABD uçaklarının, PKK’ya yardım dağıttığı” açıklamasını yaptıktan 10 gün sonra, 17 Şubat 1993 tarihinde uçağının düşmesi sonucu şehit oldu! Aslında uçağı düşürüldü. Çok ilginç değil mi? Bir subayın ekonomi-politik duruşu ne kadar önemli? Hayata emekten yana bakmak, toplumcu dünya görüşüyle yol almak...
Neden James Bond olmadı?
Peki Cüneyt Arkın, James Bond filminde oynamayı neden kabul etmedi? Kahramanımızın yanıtı şöyle: “James Bond filminde oynamak için teklif alınca, ne kadar Bond filmi varsa dikkatle izledim. Nasıl Amerika dünyada en güçlü, en yenilmez devletse, insan olarak James Bond da her ne kadar İngiliz ajanı olsa da gücü ve yenilmezliğiyle adeta Amerika’yı temsil ediyordu. Genel anlamıyla, kapitalizmin bir ürünüydü. Kapitalizmin şımarık, kibirli, kendinden başka kimseyi sevmeyen, acımasız bir sembolüydü. Aldatmayı, sömürmeyi seviyordu. Güce tapıyor, güçsüzün karşısında zalim kesiliyordu. Gücün, güçlünün iktidarı için savaşıyordu. Kabul edemezdim.”
Kapitalizme karşı çıkan Vatandaş Rıza’dan bir sahneyle bitirelim:
- Aslında fakirler bir gün açlık grevi yapmalı. Hem ekonomilerine katkı olur hem de tüketim için iyi! Elektriği de haftada bir gün vermeyeceksin! - Baba harikasın!
Fabrikatör baba Necdet Çelikel ile oğlu Cengiz Çelikel o sırada önlerindeki eti iştahla yemeye devam eder, içkilerini yudumlar. Taksim Anıtı önünde ise Vatandaş Rıza’nın açlık grevi devam etmektedir!
SONUÇ: Düzenin çıkarı, hakkını arayan Vatandaş Rıza çıkartmamaktan geçiyor. Toplumun çıkarı ise “Rıza”ların artmasında! Bizim de 40 yaşında ölen bir “Rızamız” vardı o da anıt gibiydi!