Yakın siyasi tarihin önemli isimlerinden biridir Sümer Oral. Yedi kez milletvekili seçilen, üç kez bakanlık yapan Oral’ı ekonomi muhabiri olarak yakından izledim.  Maliye Teftiş Kurulu’ndan başlayarak ekonomik kriz dönemlerini de içeren bürokrasi, bakanlık, milletvekilliği yılları, bugün mumla aradığımız liyakat ile nezaket içeren anılarla doludur.

Sümer Bey, yalın bir dille kaleme aldığı “Bir Devrin İzleri” kitabında, siyasi tarihe mercek tutan, düşündüren, şaşırtan anekdotlar paylaşıyor.

2001 krizi sürecinde AKP iktidara gelinceye kadar Maliye Bakanı olan Oral bakın “AKP-IMF ilişkileri” bölümünde ne diyor:



“GERÇEKLERLE BAĞDAŞMIYOR”

“Türkiye-IMF ilişkileri, 2009 yılı ortalarına kadar 6 yıl sürdü. Bu arada AKP hükümeti döneminde stand-by anlaşması da yapıldı. (...) Başta zamanın başbakanı Erdoğan olmak üzere, AKP’nin çeşitli sözcüleri, bakan olsun, milletvekili olsun, kendilerinin önceki dönemden kalma 28.5 milyar dolar borcu ödediklerini her zeminde ileri sürdüler.

Önceki hükümete dönük bir eleştiri olarak ele aldılar. Sanki önceki hükümet aldığı borcu ödeyememiş de AKP hükümetleri ödemiş.

Oysa bu ifade kesinlikle doğru olmayıp gerçeklerle de bağdaşan hiçbir yönü yoktur. Uluslararası Para Fonu (IMF) ile yapılan stand-by anlaşmalarında, fondan sağlanacak finansman ve yapılacak geri ödemeler tarihleri ile belirlenir. Aksamış ödeme gibi bir durum kesinlikle yoktur.

AKP DÖNEMİ 13 MİLYAR DOLAR


Olayın ilginç yanı şu; bu konu öyle dile getiriliyor ki 2002 sonrası dönemde, yani AKP iktidarında sadece kendilerinden önce alınmış olan borçlar ödenmiş, kendileri IMF’den hiç borç almamış. Söyledikleri bu.

Aşağıdaki tablolarda gerçek durum açıkça görünmektedir. 2003 ile 2008 yıllarını kapsayan dönemde IMF’den 13 milyar 37 milyon dolar finansman temin edilmiştir. (...) AKP hükümetlerince sadece kendisinden önceki dönemde alınmış IMF borcu ödenmiş değildir. Kendi dönemlerinde aldıkları 13 milyar 37 milyon dolarlık bir borç da mevcuttur.”

★★★

20 yıl önceyi hatırlamayanlar “nasılsa çoktur” düşüncesiyle verilen hatalı, eksik mesajlar için önemli bir kayıt.

Ankapark tahliye edilemiyor


TÜSİAD, geçtiğimiz hafta Ankara’da yeni temsilcilik binası açtı. TÜSİAD Başkanı Simone Kaslowski resepsiyon verdi. Siyasetçilerin de ilgi gösterdiği açılışta, birkaç meslektaş Ankara Büyükşehir Belediyesi (ABB) Genel Sekreteri Serhat Taşkınsu ile kısaca sohbet ettik. Ankapark’ın akıbetini merak ediyorduk. Zira tam o günlerde Ankapark’ın iflası Ticaret Sicil gazetesinde ilan edilmişti.



Malum, Gökçek’in yaptırdığı ve güncel maliyeti 801 milyon dolar olarak açıklanan Ankapark, devasa bir metal ve silikon enkazına dönüştü.

Atatürk’ün vasiyeti Atatürk Orman Çiftliği arazisine hukuksuz yapılması dolayısıyla Mimarlar Odası Ankara Şubesi’nin de yargıya taşıdığı Ankapark halen bir yolsuzluk ve kent suçu anıtı olarak başkentte geniş bir yer kaplıyor.

ABB Genel Sekreteri Taşkınsu’ya son durumu sorduk. İşletici şirketin çıkması gerektiği halde direndiğini, Yenimahalle Kaymakamlığı’na yapılan tahliye başvurusundan sonuç alamadıklarını söyledi.

BAE’den Konya’ya yatırım ilgisi




Baştan belirtelim bu bir kulis haberi. Ve “yatırım” derken de doğrudan yatırımı değil, satın almayı kastettiğimizi not düşelim. Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) temeli Konya Şeker’e dayanan Anadolu Birlik Holding (ABH) hisseleri ile ciddi olarak ilgileniyormuş. (ABH’in bağlı şirket ve iştirakleriyle ülkenin büyük gıda üreticileri arasında olduğunu not düşelim.)

İlgilenen okurlarımız hatırlayabilir: Geçtiğimiz yılın son aylarında, Türkiye ile BAE arasında bir dizi anlaşma imzalanmış ve BAE 10 milyar dolar yatırım sözü vermişti. Şimdi, bu söz doğrultusunda Prens’in yatırım ofisi ABH ile temasa geçmiş. Bir danışman ekibi Konya Şeker, Süt Çiftliği, Pan Agro, ilk tohumculuk şirketi olan Beta Ziraat ve iki termik santral ile ilgili bilgi almak istemiş. Kangal ve Soma termik santralleri için bir satış rakamı telaffuz edilmiş ancak holding yetkilileri, santralleri özelleştirmeden çok daha yüksek bir tutara aldıklarını belirtip bu fiyatı düşük buldukları mesajını vermiş.

Yanısıra BAE tarafına, ABH holding hisselerinin tamamının satışının söz konusu olamayacağı da ifade edilmiş.