Bir müteahhit mesaj göndermiş. Bir kamu kurumunun ihalesini almış, işi tamamlamış ve teslim etmiş ama biri 50, diğeri 47 milyon lira olan iki ayrı hakedişini alamamış.

İşçi ücretlerini, taşeron hakedişlerini ödeyemedikleri için de zor durumda kalmış.

Başka bir müteahhit, İstanbul-Ankara uçuşunda yanıma geldi ve sorunlarını anlattı.

Sözlerine “TOKİ Başkanı’nın toplantısına katıldık. Bizden sosyal konut projesi kapsamındaki ihalelere katılmamızı istiyor” diye başladı.

Meselenin ihaleye girmek olmadığını, asıl sorunun ihaleyi alıp projeye başladıktan sonra başladığını anlattı. İlk yük yüksek vergilermiş. Yüzde 5’ten yüzde 2’ye düşürülmesi gündeme gelmiş. Enflasyonist bir ortamda pursantaj oranlarının değişmesi de gerekiyormuş.

Pursantajı anlamadığımı görünce konuyu biraz daha açtı:

“Örneğin bir bloğu 5 milyon liraya mal ediyorum. Ancak bitene kadar kurum sadece 2 milyon lira ödüyor. 3 milyon cebimizden çıkıyor. 10 blokta 30 milyon ediyor. O 30 milyonu alana dek bazı sıkıntılar yaşıyoruz. Para enflasyon karşısında eriyor. Maliyetler katlanıyor. Belki sosyal konut projesinde ödeme oranları artırılabilir.”

★★★

Toplantıya katılan başka müteahhitleri de aradım. Rakamlara boğmadan işin özünü anlatmalarını istedim. Yeterince bilgi topladığımı düşündüğüm için de aldığım bilgileri anlaşılır bir şekilde size aktarmak istiyorum.

Olay özünde şudur:

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan iki yılda 250 bin sosyal konut yapılacağını açıkladı. TOKİ’ye de bu işi yapması talimatı verdi. Proje çok ilgi gördü. 5 milyondan fazla geçerli başvuru yapıldı. Başvuru sahiplerinden milyarlarca lira toplandı. Yakında kura çekimi yapılacak ve TOKİ en kısa zamanda ihaleleri yapıp inşaat aşamasına geçecek.

Gelin görün ki Türkiye’deki ekonomik koşullar, maliyet artışları, piyasaların öngörülemez olması gibi nedenler bu dev inşaat projesini gerçek anlamıyla bir “Çılgın Proje”ye dönüştürdü.

Neden mi?

Çünkü TÜİK’in dünkü açıklamasına göre inşaat maliyetlerindeki artış geçen yıla göre yüzde 120’yi aştı. Sadece malzeme değil, işçilik alanında da ciddi maliyet artışları var. İnşaat sektöründe gelecek yıl ne olacağını kimse öngöremiyor.

Bir diğer sorun da inşaat sektöründeki işgücü sorunu. Nitelikli elemanlar (kalıpçı, duvar ustası vs) gelir uçurumu gerekçesiyle yurt dışına göç ediyor. Yine TÜİK’e göre yurt dışına giden inşaat çalışanlarının sayısı 10 binleri buldu.

★★★

Durum bu haldeyken her halde kimse Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’dan 2 yılda 250 bin konut üretme talimatı alan TOKİ Başkanı Ömer Bulut’un yerinde olmak istemezdi.

Daha çeşitli sorunlar nedeniyle başlanamayan ya da duran mevcut projeler ortadayken, yeni projedeki bu rakamları gerçekleştirmek gerçekten zor olacak.

Bulut, çözümü müteahhitlerden destek istemekte bulmuş. Davet ettiği çok sayıda müteahhit toplantıya katılmış.

Bulut’un “Sayın Cumhurbaşkanımız bu talimatı verdi. Hep birlikte elimizi taşın altına sokalım ve bu işi başaralım. Lütfen ihalelerimize katılın” çağrısı yaptığı müteahhitler de yaşadıkları sorunları ve süreç içinde önlerine çıkan engelleri bir bir anlatmış.

Bulut’un yanıtı, “Siz katılın, biz de elimizden gelen bütün kolaylıkları sağlayalım. Sorunları birlikte aşalım” olmuş.

★★★

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu “çılgın” projesi, aynı zamanda ülkedeki ekonomik durumu ve kamunun yatırım potansiyelini açık bir şekilde ortaya seren bir projeye de dönüşmüş durumda.

Düşünsenize, geçmişte kamu ihalelerine katılmak, ihale alabilmek için birbirini ezen müteahhitler, bugünlerde TOKİ ihalelerinden kaçmaya başlamış.

Geçmişte müteahhitler TOKİ Başkanı’nın peşinden koşup iş almaya çalışırken, bugünlerde TOKİ Başkanı müteahhitlerin peşinden koşup iş vermeye çalışıyor.

Sosyal konut projesinin gerçekleşmesi en büyük dileğim.

Ancak durum ortada!