Merkez Bankası Başkanı, İstanbul Sanayi Odası meclis toplantısına konuk olmuş. Burada yaptığı konuşmada sanayicilere, kredi faizlerinin düşmesini istiyorsanız, bankaların sizden talep ettiği faizi kabul etmeyin demiş. Ayrıca, sanayicilerin ellerine geçen düşük faizli TL kredileriyle, ihtiyaçları olmadığı halde “nasıl olsa döviz fiyatını artacaktır” beklentisiyle (spekülatif olarak) döviz almalarını eleştirmiş. Yani, hem maliyetine bakmadan kredi alıyor hem de dövize talep yaratarak, MB Başkanı olarak benim işimi zorlaştırıyorsunuz diye serzenişte bulunmuş. Bunun üzerine sanayiciler savunmaya geçip, “kredi alma” demek kolay; biz firmalarımızın nakit akışını yönetmeye çalışıyoruz, nakitsiz kalırsak batarız demişler. Bu noktada sanayicilere hak vermemek olmaz. Sanayici, her şeyden önce bir finansçıdır. KİT veya BİT yöneticisi değildir. Paraya sıkışınca kamu kaynaklarına ulaşamaz. Sanayici kendi göbeğini kendi kesme zorundadır. Bu süreçte mümkün mertebe namuslu olmalıdır. Devlete asalak olmadan, iktidar aracılarını yemlemeden, bürokrata rüşvet vermeden, vergi kaçırmadan, serbest piyasa denilen bu fırtınalı denizde, firmasını yatırmadan, batırmadan, kayalara çarptırmadan yönetmekle yükümlüdür. Bu sırada işine gelen faizle TL kredisi de alır, döviz spekülasyonu da yapar.

İSTİHDAM VE YATIRIM İÇİN BİZE İHTİYACINIZ VAR

İşte bu olmadı. Sanayiciler MB Başkanı’na “İstihdam ve yatırım için bize ihtiyacınız var” demişler. Biz kim, siz kim? MB Başkanı’nın birinci vazifesi “fiyat istikrarını sağlamak yani enflasyonu düşürmek” değil mi? Enflasyonun zıvanadan çıktığı bir ortamda, ondan “faizi düşürüp, parayı bollaştırması” istenebilir mi? Yatırım ve istihdamdan o mu sorumlu? Hadi diyelim ki, sanayiciler MB Başkanı’na hitap ederken AKP’yi kastettiler. Peki “bize ihtiyacınız var” diyen bu sanayiciler yerli mi, yabancı mı? İsteklerimizi dikkate almazsanız, biz de bu ülkede ne yatırım yapar ne de istihdam artırırız, başka ülkelere gideriz mi demek istiyorlar? Bu ülkede yaşayan ve bu ülkenin nimetlerinden köküne kadar yararlanan sanayicilerin, yaşanan zorlukların ortaya çıkmasında hiç mi kusuru yok? Enflasyonun düşürülmesi sürecinde firmalarının yönetim tarzında değişiklik yapmaları gerektiğinin farkında değiller mi? Ülke batınca, firmaları ayakta mı kalacak sanıyorlar? Şimdi diyecekler ki; biz bunu kastetmedik, biz aslında bu ülkenin kahrını çeken, kalkınması için dişiyle tırnağı ile çalışan en yurtsever kesimiyiz falan filan. O.K.

SEBEP ENFLASYONUN YÜKSEK ÇIKMASIYMIŞ

İzmirli sanayicilerimizden biri de “İstikrar bekliyor, önümüzü görmek istiyoruz. Bütün bu konuşmaların sebebi enflasyonun yüksek çıkmasıdır. Enflasyonun düşük olduğu dönemlerde ne faiz, ne stokçuluk konuşulur” demiş. Emrin olur paşam. Soruyorum: MB Başkanı bu sözlerden ne ders çıkartacak? Şöyle mi diyecek? Sayın abimizin beni uyarması çok iyi oldu. Gerçi cari enflasyondan ben sorumlu değilim ama, yüksek enflasyonun böylesi sorunlara neden olduğunu da bilmiyordum. Bundan sonra bir daha enflasyonun yükselmesine izin vermeyeceğim. Makamıma dönünce derhal masamın masanın altındaki “istikrar levyesini” çekip enflasyonu düşüreceğim.

Son söz: Ali, Veli’den öğrendi, veli zaten bilmezdi.