Sevgili okurlarım bir ülkenin parası değer yitirince işler her zaman kötüye gider...

Biz şimdi bu süreci yaşamaktayız.

Bizi yönetenler uzun yıllar boyunca AB’nin peşinde koştular, kapılarında bekleştiler, kabul edilmemiz için dualar ettiler ama her seferinde reddedildiler.

Ah şu AB’ye bir girebilseydik!

Fonlardan yararlanıp malı götürecektik.

Ekonomi düzelecek, paramız değer kazanacaktı!

Hikayenin sonunu artık hepimiz biliyoruz.

Hiç ilgisi olmayan, demokrasiyle yönetilmeyen bütün ülkeler bile üye olurken bizim AB defterimiz dürüldü.

★★★

Ancak bu kez ortaya farklı bir durum çıktı...

AB üyesi olan ve olmayan ülkelerin ucuza alışveriş yaptığı büyük bir market olduk.

Edirne olayını medyadan izliyorsunuz.

Neredeyse bütün Bulgaristan nüfusu Allah’ın her günü Edirne’ye doluşup alışveriş yapıyor.  

Et, süt ürünleri, sebze meyve, giysi, kırtasiye malzemesi, ne bulurlarsa alıp götürüyorlar.

Alışverişi bizim paramızla yapacak olsalar güçleri yetmez, pahalı gelir.

İki gün sonra onlar da bağırmaya başlar “Bu fiyatlar tam bir rezalet, boşuna mı geldik buraya” diye!..

★★★

Birkaç yıl öncesine kadar Ayvalık böyleydi...

Midilli adasından feribotlarla gelen Yunanlılar iskeleden sonra doğruca çarşıya hücum eder, ne bulurlarsa alıp götürürlerdi.

Birkaç gün gidip onları izledim.

Perde, plastik leğen, çanta, bavul, giysi, beyaz eşya dahil ne bulurlarsa alıp giderlerdi.

Hepsi aynı şeyi söylerdi:

Çok ucuz!

Hem de o sırada bizim enflasyon henüz patlamamış, paramız pul olmamış, döviz 18 lirayı geçmemişti.

★★★

Ancak AB’nin katı bir kuralı vardı.

AB ülkelerine dışarıdan yiyecek içecek sokmak kesin yasaktı. Yakalanan meyve sebzeye, et falan dahil Yunan gümrüğü el koyardı.

Şimdi bu kural değişti mi, yürürlükten kalktı mı, doğrusunu isterseniz bilmiyorum...

Çünkü Edirne’ye hücum eden Bulgar vatandaşları yiyecek içecek ne bulursa alıp götürüyor.

Kim bilir, belki de Bulgar gümrüğünde rüşvet çalışıyordur!

★★★

Edirne’deki ‘hücumun’ bir benzerine Güneydoğu’da, özellikle Van’da tanık oluyoruz.

Bu kez İran vatandaşları, her gün binlercesi aynı gerekçeyle, alışveriş için geliyor.

Paramız İran parası karşısında bile pula döndüğü için İran vatandaşları çok mutlu. Van’da hemen her dükkanın önünde kuyruk var.

Biraz daha kuzeye gidince karşımıza Gürcistan vatandaşları çıkıyor.

Gerekçe yine aynı...

Gürcü parası bile bizimkini ezip geçmiş.

★★★

Ortaya ilginç bir durum çıkıyor!..

Cebinde döviz taşıyanlar, ödemeyi dövizle yapanlar için Türkiye gerçek bir alışveriş cenneti...

Onlara her şey ucuz.

O kadar ki, örneğin Almanya’da asgari ücret alanlar, ya da sıradan emekli maaşı alanlar bile bizim ülkemizde en iyi otellerinde en az 15 gün tatil yapabiliyor.

Bırakın cennet olmayı bir yana, bizim insanlarımız için ise Türkiye bu fiyatlarla alışveriş cehennemi.

Biz o cehennemin bu günlerine razıyız ama neler olacağını da çok iyi biliyoruz!

Kafamızda her gün patlayan yeni zamlar belimizi bükmeyi sürdürecek...

Ve bu günlerimizi bile arar olacağız.

★★★

Edirne’ye doluşan Bulgar, Van’a hücum eden İran, Karadeniz yöresine akın eden Gürcü, Ayvalık yöresini dolduran Yunan vatandaşları, ucuz tatile konup keyfini süren AB vatandaşları şanslı!..

Zira bizimkiyle kıyaslandığında paraları değerli.

Bizim gariban TL gibi yerlerde sürünmüyor.

★★★

20 yıldan bu yana iş başındalar...

Memleketi ve milyonlarca insanımızı getirdikleri durum ortada!

Sonra da şu olanlar karşısında hiç utanıp sıkılmadan nutuk atıyorlar!

“Piyasada her çeşit mal var. Bolluk içindeyiz. Fiyatlar uygun, esnafımız memnun!..”