Sevgili okurlarım, kutsal Ramazan ayı pek çok kimse tarafından kendi siyasi çıkarları doğrultusunda kullanılır.

Bazıları mütevazı iftar sofraları kurup Allah rızası için bir iş yapar...

Bazıları ise dinimizi siyasete alet edip oy avlama, oy devşirme peşinde koşar.

Hele devlet kesesinden yapılan iftar davetleri bütün Türkiye’yi sarar!

Saray’daki davetler bunun en somut örnekleridir.

★★★

Dünya liderimiz Recep Bey her Ramazan ayında olduğu gibi bu yıl da saray iftarlarını sürdürüyor.

Bütün kesimleri iftara çağırıyor, gelenlere şirinlik gösterileri yapıyor.

İki gün önce kendi “sanatçılarına” iftar verdi.

Yine aynı tipler, karışımızda yine aynı suratlar.

Bunun sanat camiasında belli tipleri vardır, onları her yerde görürsünüz!

-Hülya Koçyiğit,

-Orhan Gencebay.

-Hülya Avşar.

-Bülent Ersoy vesaire!

★★★

Bunlar arasında yer alan alkışçıların önü her zaman açıktır. Öyle ki, bir dedikleri iki edilmez.

Bunlar neredeyse her gün TRT programlarına çıkarılır.

Geçmişte çevirdikleri filmler sık sık ekranlara getirilir.

Recep Bey’in gözüne girmeyi başaran her sanatçı artık bir anlamda devlet koruması altına alınmış sayılır.

Bu arkadaşlar iftar davetlerinde dünya liderimizle resim çektirmek için tam kadro sıraya girer, isteklerini söyler...

Medyada Recep Bey’in yanında çekimlerinin yer alması onların ve benzerlerinin en büyük güç gösterisidir...

Ve onlar için en büyük onurdur!

★★★

Ramazan...

Çok sayıda siyasetçi iftarlara katılır, ancak bazıları her nedense ev sahibini önceden uyarır...

“Sofrayı yerde kurun, çekimlerde öyle görünelim!..”

Ve hayatında yer sofrasına oturmamış olan belli şahıslar yere çöküp iftar açar. Ayağa kalktıkları zaman bacakları uyuşmuş ve tutulmuştur! Yerden başkalarının yardımıyla kalkarlar.

Ama olsun varsın, yer sofrasına çöküp pozlar verince seçmene iyi bir propaganda yaptıklarını zannederler.

Bizim Recep Bey de geçen yıl aynı yöntemi denemişti.

Bu yıl (bildiğim kadarıyla) yapmadı. Nedenini bilemem.

Belki bundan sonra yapacaktır!

★★★

Bu yer sofraları ilginçtir...

Hiçbir şey öyle rast gele yapılmaz. Önce, evine gidilecek aile belirlenir, sıkı bir güvenlik soruşturmasından geçirilir.

Sonra o eve saraydan birkaç kap yemek gönderilir.

Yere çökünce kameralar çekim yapar, bu çekimler medyaya servis edilir.

Bu durumda akla bazı sorular gelir!..

Acaba Recep Bey örneğin sarayda verdiği ziyafetlerde niçin yere çökmez de masada oturur?

Yani bu yere çökme olayının esprisi nedir?

Örneğin sarayda birkaç gün önce sanatçılara verdiği iftarda niçin yere çökmemiş, normal masada oturmuştur?

Yanıt gayet açıktır:

Yere çökmelerin amacı özellikle kırsal kesimdeki seçmenlere yönelik şov yapmaktır...

“Bakın, biz de sizlerden biriyiz. Yemeğimizi aynen sizin gibi yerde yeriz!”

Olay bu kadar basittir.

Yutan olur mu, bilemem!



Sevgili okurlarım gazeteci abimiz, bizim gazetenin yazarı Rahmi Turan’ın bir kitabı daha çıktı:

“Siyasi Fıkralar.” (Sözcü Kitabevi.)

Türkiye’deki şu siyasi rezaletler, vurgun ve hortumlama ortamında hepimiz gerginiz. Hepimizin sinir sistemi laçkalaştı, altüst oldu.

O yüzden size diyorum ki, bu kitabı alın ve biraz olsun gevşemek için doya doya okuyun.

İçinde bazıları gerçekten yaşanmış olaylardan derlenen Türkiye’ye özgü hem gerçek mizah, hem de kara mizah olayları var.

İsmet İnönü, Adnan Menderes, Süleyman Demirel, Osman Bölükbaşı, Erdal İnönü ve başkaları...

★★★

Rahmi abi kitabında şöyle diyor:

“Mizah, fikirleri, şakaları ve eleştirileri zekice anlatan sözcüklerdir. Mizah yaratıcı bir ustalık ister. Hayatın rengidir.

Günümüzdeki siyasiler mizah yeteneklerini geliştirseler halkla çok daha etkili diyalog kurabilirlerdi.

Bu kitap politikadaki tüm kavgaları bir yana bırakıp eğlenceli politik fıkralarla siyasetin gülen yüzünü anlatmak istiyor...”

Ellerine sağlık.