Meclisimizin çalışkan milletvekillerinden Orhan Sümer, Adana’nın sorunlarını TBMM’de gündeme getirmiş.

Aslen Elazığlı olan ama Adana’da doğup, büyüyen, has bir Adanalı olan Yüreğir’in çocuğu Orhan Sümer, şehrinin sorunlarını iyi biliyor tabii…

Orhan Sümer’in Adana’nın sorunlarını TBMM’de gündeme getirmesinin zamanı da önemli bir gelişmeye dayanıyor.

Bunu da atlamayım.

Bildiğiniz gibi Türkiye İstatistik Enstitüsü (TÜİK) 2021'de gelire dayalı yoksulluk oranının en yüksek olduğu illeri açıkladı.

Maalesef bu sıralamaya göre Adana birinci oldu.

Komşusu Mersin ile birlikte Adana, Türkiye’nin en yoksul ili listesinin zirvesini gördü.

Bir zamanların varlıklı Adana’sı, sanayi tesisleri, sanayicileri, Hacıağalarıyla, pamuk zenginleriyle, fabrikalarıyla ünlü Adana Türkiye’nin en yoksul ili oldu.

Evet, Adana’nın yıllardır geriye gittiğini, fakirleştiğini biliyorduk ama devlet eliyle tescil edilmesi aynı bir talihsizlik oldu.

İşte Orhan Sümer’i de bu gelişme isyan ettirmiş olmalı.

Aslında Adana, Sümer’in TBMM’de gündeme getirdiği gibi sadece en fakir il durumda olmakla kalmıyor, çözüm bekleyen birçok sorunu da yıllardır çözülmüyor.

Orhan Sümer bu açıklamasında bazı çarpıcı örnekler de veriyor.

Mesela, "İçinde bulunduğumuz teknoloji çağında, Yüreğir ilçemize bağlı Solaklı ve Hürriyet mahallerimizde internet ve telefonlar çalışmıyor. Defalarca dile getirmemize rağmen bu sorunu çözecek alt yapı çalışmaları bir türlü tamamlanmadı.“ diyor.

Ben gerçekten buna hayret ettim.

Çünkü hürriyet Mahallesi Adana’nın en eski mahallelerinden ve şimdi tam şehrin göbeğinde kalmış bir mahalle, Solaklı ise oldukça yakın bir mahalle.

Buralarda internetin çalışmıyor olması, buralardaki sosyal yaşamı, iş yaşamını ve eğitimi çok olumsuz etkiliyor olmalı.

Diğer yandan, Sümer’in dile getirdiği konulardan bir tanesi de yıkılan Devlet Hastanesi’nin 10 yıldır yerine yenisinin yapılmaması.

Sümer, “İktidar yetkilileri tam 117 sene hizmet vermiş hastane binası yıkılırken “yenisini ve daha modernini yapacağız” demişlerdi.

Aradan neredeyse 10 sene geçti tek bir çivi dahi çakılmadı.  "Şu anda ne yazık ki yüzbinlerce mağdur vatandaşımız hastane binasının yapılmasını bekliyor.” diyor.

CHP’li Sümer, iktidarın mülteci ve sığınmacı politikasına da değinmiş.

O konuda da şu sözlerle tehlikenin boyutuna dikkati çekiyor:

"Demografik yapı hızla bozuluyor. Nüfus oranı değişiyor. Artık okullarda Suriyelilerin fazla kendi çocuklarımızın ise azınlık olduğu durumlar yaşanıyor. Suç ve suça karışma oranında yabancı uyruklu kişilerin fazlaca yer alması mahalle kültürünü olumsuz yönde etkiliyor.

Adana, uyuşturucu suçlarında Türkiye 3’üncüsü, cezaevine giren hükümlü sayısında Türkiye 5’incisi, suça sürüklenen çocuk sayısında Türkiye 12’incisi oldu. Artık iş daha kötü boyutlara ulaşmadan bir an önce çözüm üretilmesi gerekiyor…”

Akdeniz’in en güzel sahillerinin bulunduğu Adana’da, turizm alt yapısı ve tesisleri olmadığı için Adana’nın deniz turizmine açılamaması, Karataş ve Yumurtalık’ta balıkçılıkla uğraşan esnafların artan mazot fiyatları nedeniyle denize açılmayı bırakmak zorunda kalmaları, balıkçı teknelerinin bu yüzden sahilde çürümeleri de Orhan Sümer’in mesajlarından nasibini alıyor.

Bir diğer konu ise yıkılan stadyumun yerine yapılacak olan Millet Bahçesi konusu…

Sümer’in buradaki sözleri de şöyle:

"Millet bahçeleri seçimlerin en mega projeleri arasında sunuldu. Adana’da eski stadyumun olduğu araziye millet bahçesi yapılacağı açıklandı. Tam 43 milyon liraya adana millet bahçesi yapımı ihale edildi.

İhaleyi alan firma; daha önce Erzurum organize sanayi bölgesinde yaptığı bir işte devleti tam 11 milyon lira zarar uğratmış bir firmaydı.

Defalarca uyardık.

Bu firma sıkıntılı firma, araştırın, rant sevdanızdan vazgeçin dedik.

Dinletemedik.

Sonunda ne oldu biliyor musunuz?

İhaleyi alan firma, beton yapımında kullanılan 6 milyon lira değerindeki agrega malzemesini alıp şantiye alanını da pisliğiyle beraber bırakıp gitti.

Şimdi bu alan Adana’da sıcakların başlamasıyla birlikte sıtma, dizanteri gibi hastalıklara davetiye çıkartıyor.

Göz göre göre talana izin verildi…”

Ve hepimizin endişeyle beklediği Şakirpaşa Havalimanı konusu…

Burada Sümer, biz tüm Adanalıların sesine kulak veriyor ve "Adanalılar havalimanlarının kapatılmasını istemiyor. Şakirpaşa Havalimanının yıkılmaya değil geliştirilmeye ihtiyacı var. Buradan iktidarı bir kez daha uyarıyoruz sırf rant uğruna, birileri zengin olsun diye şehrin en güzel yerindeki havalimanı arazisini yandaşlara kurban etmeyin.” diyor.

En sonunda da 20 yılın bir özetini çıkaran Sümer, şu ifadelerle durumu özetliyor:

"Bu iktidardan önce Adana denildiğinde bambaşka bir tablo vardı. 20 yılın sonunda Adana deyince ekilemeyen topraklar, traktörüne haciz gelmiş çiftçiler, dalında çürüyen ürünler, çiftçiliği bırakan aileler, işsiz gençler, kepenk kapatmış esnaflar, geçim derdine düşmüş insanlar akla geliyor.

Işıl ışıl parlayan bir şehri işsizlikle, fakirlikle anılır hale getirdiler.

Adana’nın en işlek caddesinde pandemi döneminde kepenk kapatmak zorunda kalan esnaf, şimdi ise saray ekonomisi nedeniyle daha ağır bedeller ödüyor.

Dükkanlar ya kiralık ya satılık. 40 yıllık esnaflar ekmek teknelerinden vazgeçmek zorunda kaldı."

Ne dersiniz?

Orhan Sümer haksız mı?

Bence çok haklı.

Artık Adanalıların iktidarıyla muhalefetiyle şapkayı önlerine alıp düşünme ve bir an önce karar vererek Adana’nın eski parlak günleri için harekete geçme zamanı geldi de geçiyor bile…