Hikaye geçen eylülde tekrar yazılmaya başladı. Nedeni tam olarak bilinmiyor ama bilinçsizce yapılan faiz indirimleri birbirini takip etti. Tam da dedikleri gibi yılı Merkez Bankası nezdinde tek hane faizle kapatıyoruz.

Hiçbir analist durumu açıklayamıyor. Gayet normal. Rasyonel olmayan ve bir mantığa dayanmayan hatta faiz indirme kararını alanların bile sebeplerini ikna edici bir biçimde açıklayamadığı eylemi nasıl yorumlayabilirsiniz ki?

★★★

Zira ekonomi yönetimi iskambil destesinin sinek ikilisi... Bir başlarına yok hükümleri... Aynı şekilde Merkez Bankası... Sahi benimki neyi açıklama çabası? Yok ki mantığı! Faiz dediğin, enflasyonla, tasarruf oranıyla, cari dengeyle, bütçeyle, siyasetle, dış politikayla, beklentilerle ve daha onlarca şeyle alakalı... Bana bunlar arasında “iyi” diyebileceğimiz tek bir konu başlığı gösterebilen var mı?

★★★

Bu kararla birlikte Türk Lirası’nın sadece değer kaybetmeyeceği yanında itibar, güven, prestij, kredi kaybedeceği bilinmiyor muydu? Bir strateji dahilinde mi gerçekleştirildi?

Ne hedefleniyordu? İhracatın teşvik edilmesi mi? Maliyetlerdeki kontrolsüz artışın vereceği zarar hiç hesaplanmadı mı?

Faiz indirimi kimin işine geldi? Tabii ki banka hazineleri... Nitekim politika faizi bankalar ile Merkez Bankası arasında kullanılan bir enstrüman... O faiz indirildi... Bankalar kapıda sıraya dizildi...

Ya sonrasında? Bankaların Hazine’ye çok düşük faizli borç vermeye mecbur edilmesi bir anlamda halktan Hazine’ye kaynak aktarımı değil mi?

★★★

Diğer yandan ülke döviz çekmeli... Tek seçeneğimiz La Casa De Papel kadrosuyla anlaşıp sağlam bir merkez bankasından düzenli döviz akışı sağlamak sanki...

Döviz rezervleri sıkıntılı olan yatırım çekmesi bu şartlarda mümkün görünmeyen tüketime ve ithalata dayalı bir büyüme modeline sırtını dayamış bir ekonomi kredi genişlemesiyle ülkeyi daha ne kadar taşır ki?

★★★

Biraz enteresan gelecek ama Türkiye’nin resesyona girmesi gerekiyor. Hastayı bir süreliğine uyutmak gibi... Resesyon durgunluk demektir. Kötü bir şey değildir...

Resesyona girince ekonomi yavaş yavaş kontrol altına alınabilir. Zaman gerektirir. Maalesef seçime az kaldığını düşünürsek bu uygulanabilir değil...

Bu düşünce yapısıyla Türkiye’nin gelip gelebileceği en iyi yer burası işte...

Diyorlar ki; Türkiye, 20 yıl önceki Türkiye ile aynı değil... Nasıl olabilir? Tabii ki olmayacak. Teknoloji ilerledi, dünya değişti. Türkiye’nin yerinde sayacak hali yok ki!

Bizim kat be kat gerimizde olan ülkeler bizi sollayıp geçtiler. Onların ekonomi yönetiminde dehalar mı var? Hayır! Sadece kuralları uyguluyorlar. Biz halen bir şey denemekteyiz!