Faiz de faiz... Faizin sebep değil sonuç olduğunu idrak edebilselerdi işler çok farklı yerlerdeydi... Peki, faize sebep diyerek sonuç nereye evrildi?

Faiz indirimleri başladığında yüzde 19 seviyesinde olan TÜİK’in resmi yıllık enflasyonu en son yüzde 84’e geldi. Bu da inmiş hali!

Dolar kuru indirim öncesi 8.40 TL iken şimdi 100 milyar doların üzerinde rezerv satışına rağmen 18.65 lirada... Hiç hareket etmedi son üç ayda... Baskılarla... Yoksa hesaplamalara göre en az 23 lira...




★★★

Büyüme hızı ilk çeyrekte yüzde 7.3, ikinci çeyrekte yüzde 7.6 iken üçüncü çeyrekte yüzde 3.9’a indi. Zaten hiçbir şey yapma, otur koltukta en az yüzde 3 büyüme yaşanır bu ortamda...

Bankacılık ve bireysel tüketim harcamaları hariç tüm sektörlerde daralma-küçülme başladı. Büyüme yönünü aşağı çevirdi ve düşük faizle patlayacağı öne sürülen yatırımlar eksiye döndü.

★★★

Enflasyon gelir dağılımı adaletsizliğini büyütürken ücretlilerin büyümeden, milli gelirden aldıkları pay yüzde 34’ten 26’ya indi. Fakir daha da fakirleşti... Zenginin ne olduğunu anlatmaya içim elvermedi. İşsizlik yükselişe geçti ve resmi veriyle ekim itibarıyla yüzde 10.2 oldu. Genç işsizlik bunun iki katı... Hem de pandemi koşullarında bile işsizliğin azaldığını açıklayan İstatistik Kurumu rakamlarıyla açıklandı. Gerçekler ise çok daha farklı...

★★★

Peki, bu kadarla kaldı mı? Cari fazla iddiası fena patladı. Şimdilik 40 milyar doları aşan yıllık cari açık, 99 milyar dolara ulaşan yıllık dış ticaret açığı ve ithalatta 300 milyar doları aşan bir tablo söz konusu.

Konuşmalarından anladığımız kadarıyla Yeni Türkiye Modeli’nin yaratıcıları bu tablodan çok mutlu!

Marketleri artık taşlamayacak mıyız?


Hedefteki marketler bilindiği kadarıyla aynı cenahta yer alan kardeş çocukları... Kuvvetle muhtemel yandaşın istediği boyutta reklam vermediler, para yedirmediler. Budur bunların ahlakı... Esas hikaye buradan başladı...

Marketleri, market sahipleri benim kadar savunmuyorlar. Hiç aklıma gelmezdi. Haksızlığa dayanamıyorum sanki...

Üzerlerindeki baskı azalsın diye şantajlara boyun eğip yandaş gazetelere sayfa sayfa reklam vermeye başladılar. Haberler kesildi! Beni ilgilendirmez... Karakter zafiyeti, paraya olan düşkünlükleri...



★★★

Arkadaş, serbest piyasa ekonomisine isteyen istediği fiyattan satar. Fiyatlar yüksek kalırsa mal elinde patlar. Binlerce market var, isteyen istediği yerden alışveriş yapar.

Tekel olmadığı sürece, kimseye hangi fiyattan satması gerektiğini söyleyemezsin.

Önce suçlu çiftçiydi... Sonra sıra aracıya geldi... Baktılar halci de kesmedi... Depoları bastı zabıtalar. Son durakta suçlu market sahibi...

Bu mantığa göre hiçbir firma kar etmemeli! Zarar etse hoşlarına gidecek yani... Özel şirketlerin kuruluş amacı kâr etmektir. Ortakları, hissedarları hayır kurumu değil!

★★★

Para kazananın üzerine gidersen, kim yatırım yapacak? Kâr etmezse nasıl çalışanlarına maaş ödeyecek? Bu çarkı döndürecek?

İşin ilginci, ucuzcu marketlerin iyi kar etmesinin nedeni tüketicilerin temkinli harcama trendi... Ülke fakirleştikçe karları artacak tabii ki...

Ülke ekonomisini 20 yıldır yönetenler sanki sütten çıkmış gibi... Bir onlara yapışmıyor kötü ekonominin etiketi...

Belediye gelirlerine de salça oldular!


Dünyanın birçok ülkesinde “Yerel Konaklama Vergisi” adı altında uygulamayı görürsünüz. Adının “yerel” olmasının tabii ki bir anlamı var. Tesisin bulunduğu yerel yönetimleri, belediyeleri desteklemek.

Bizde her türlü vergi var bakın bu eksik kalmıştı. İyi de iktidar yaptığı düzenlemeyle elde edilecek hasılatın tamamını kendi kullanacak.

★★★

2023 bütçesinde konaklama vergisinden en az 2.3 milyar TL hedefleniyor. Hiç de yorulmayacak. Bu vergi konaklayan, yeme-içme hizmeti alan kişilerden tahsil edilerek her ay vergi dairesine yatırılacak.   Konaklama vergisi gelirlerinin merkezi yönetime aktarılması, konaklama tesislerinin bulunduğu il-ilçe-beldelerin yerel yönetimlerine, belediyelerine pay ayrılmaması ile bölgeye hiçbir faydası olmayacak.

★★★

Büyük şehirlerdeki otellerin yanı sıra turistik tesislerin, tatil köylerinin, pansiyon işletmelerinin, bulundukları yerlerdeki tüm altyapı, kanalizasyon, içme ve atık su, çöp, çevre temizliği, ulaşım, yol gibi hizmetleri sağlayan doğrudan yerel yönetimler...

Yetmiyor işte... Nereden para bulsak da ihaleye çıksak mantığıyla her kaynağı kuruttular. Şimdi belediyelerin gelirlerine salça oluyorlar. Maşallah usturupsuz harcamalarda sınır tanımıyorlar.