Isparta gülü, gülsuyu, halısı ile ünlüydü; perşembeden pazartesiye kar altında kalmakla adını duyurdu. Yalvaç ilçesinde 70 yaşında Ispartalı Ramazan Nazlı, elektriksiz günlerde donarak can verdi. Isparta Cumhuriyet tarihine “Barajlar Kralı” olarak geçen Süleyman Demirel’in kentiydi. Barajlar Kralı’nın kenti, “enerji yatırımlarının yeni reisi benim” diyen Tayyip Erdoğan iktidarının son faslında “5 gün elektriksiz kalarak” kaderin sillesini yedi.

Ispartalı düşünüyor.

Demirel’e oy verdim.

Barajlar Kralı oldu.

Erdoğan’a oy verdim.

Enerjinin Reisi oldu.

Ben elektriksiz kaldım.

Ispartalı silleyi yedi,  gül taklidi yaptı, sessiz, duygularını beklemeye aldı.

★★★

Süleyman Demirel, 10 yıl başbakanlık yaptı, 40’tan fazla büyük barajın temelini atıp bitirdi. Tayyip Erdoğan 18 yıl başbakanlık yaptı; Ilısu Barajı Enerji Santrali 1. Tribün devreye alım töreninde yaptığı konuşmada “Türkiye 2002 yılında 276 baraja sahipti. Biz buna 585 baraj daha ekledik. Bizden önceki 79 yılda yapılanların tamamının kimi alanlarda 5 katını, kimi alanlarda 10 katı ve daha fazlası hizmet üretmeyi biz başardık” demişti. Isparta her seçimde Erdoğan’a hep yüksek oy vermişti. Isparta’ya Demirel’in başbakanlığı döneminde de kesintisiz 24 saat kar yağdığı oldu ama kentliler “5 gün boyunca elektriksiz kalma çaresizliğini” Erdoğan döneminde yaşadı.

Kök sebep neydi?

Vali mi beceremedi?

Belediye Başkanı mı?

Enerji Bakanı mı?

Dağıtım şirketi mi?

Tayyip Erdoğan mı?

Valiyi “korona kaptın” diyerek görevden attılar. Vali korona kaptıysa tedavisi yapılır, dinlenir, yardımcısı vardır, görevi yüklenir. Valiyi Isparta’yı 5 gün elektriksiz koyan “günah keçisi” ilan ettiler. Bence “Ispartalıyı çocuk yerine koyup” aldatmaya kalkıştılar.

Vali sebep!

Kesinti netice!

Donmak alın yazısı.

Ispartalı, “vali sebep- kesinti netice” ilişkisini gül sessizliği içinde izliyor.

★★★

Kendi anlatımıyla Tayyip Erdoğan Barajlar Kralı benzetmesini Demirel’den almış kendisini “Enerjinin yeni Reis’i” ilan etmişti ama yüksek elektrik zamları ve Isparta’nın 5 gün karanlığa gömülmesi ayarların yalama ve ilkelerin kelek duruma gelmiş olduğunu gösterdi. En kayırılan, en beğenilen, en kollanan ve partiye en yakın müteahhitlere Isparta’nın elektrik dağıtım imtiyazı peşin fiyata dolar üzerinden satılmış ve bütün Türkiye’de yapıldığı gibi Ispartalılar, eti senin kemiği benim” diye müteahhitlere terk edilmişti.

Bakım yoktu.

Yenileme yoktu.

Denetim yoktu.

İkinci hat yoktu.

Yedek hat yoktu.

SCADA yoktu.

Kayrılan, kollanan, baş köşeye konulan müteahhit şirketler bunların hiç birini yapmamışlardı. Ayarlar bu nedenle yalama, ilkeler bu yüzden kelek hale getirilmişti. Kayrılan şirketlerin patronları, kısa zamanda yüksek gelir vurmak için “elektrik dağıtım imtiyazını devletten satın almaya” özendirilmişlerdi.  Şirketler, “tahminlerin üzerinde kar yağdığı için Isparta 5 gün elektriksiz kaldı” diye açıklama yaptılar.

Ses çıkaran olmadı.

Ispartalılar sustu.

Hiç tepki vermediler.

Ispartalılar; “ayarları yalama ve ilkeleri kelek yapanın Erdoğan yönetimi” olduğunu sessiz, sakin, tepkisiz kalarak dışa vurmuş oldular.

Demirel’i gördü.

Erdoğan’ı da gördü.

Ispartalı, yüzünü bütün Türkiye’de olduğu gibi yeni bir arayışa çevirdi.

Suskunluğu bundandır.

★★★

İstanbul, İzmir, Diyarbakır, Bitlis, Mardin ve Türkiye’nin her yerinde yüksek zamları protesto eden kalabalık gruplar sokağa çıktılar, çıkmaya devam ediyorlar ve ellerindeki elektrik faturalarını ateşe verip, “Erdoğan İstifa” diye bağırarak yürüyorlar.

Derinden.

Dipten.

Bir arzu kabarıyor.

Bir istek yükseliyor.

Değişim yaklaşıyor.

Fatura yakmak ve istifa diye bağırmak halkın değiştirme kararı verdiğinin” işaretleri olmalı.