Osmanlı İmparatorluğu neden batmıştı?
Bir zamanlar cihana hâkim olan koca devlet bilimden uzak kaldığı için çağdaşlığı kaçırmış, ülkeyi hurafeler sarmış, her alanda gerilediği için çöküp gitmişti.

Bundan ders almamış olacağız ki, bugün de aynı yanlışı yaparak, aynı karanlık yola girmek ister gibi bir halimiz var!

2022 Türkiye’sinde artık en değerli bilim adamlarımızın bile yargı önüne çıkartılmaya başlanması üzücüdür. Gidişat ürkütücü!

★★★

Ortaçağ’da da bilim yargılanmış, “halkın dini duygularını aşağılıyorlar” diye bilim adamlarına hapis ve ölüm cezaları verilmişti.

Bilinen ünlü olaylardan biri, dünyanın döndüğünü keşfeden Galileo’nun yargılanmasıdır.

1633 yılında İtalyan Bilgin Galileo “Dünya dönüyor” dediği için engizisyon mahkemesinde yargılanmış “Dünyanın döndüğü iddiasından vazgeçmediği takdirde ölüm cezasına çarptırılacağı” açıklanmıştı.

Galileo idamdan kurtulmak için dünyanın dönmediğini kabul etmiş ama mahkemeden çıkarken “Ben dönmüyor desem de, dünya yine dönüyor” demişti. Engizisyon mahkemesi, Galileo’yu öldürmedi ama ömür boyu hapse mahkûm etti.

Tarih boyunca din ile bilim sürekli çatışmış, hepsinde de tartışmaları bilim kazanmıştır.

21’inci yüzyıl Türkiye’sinde, 17’nci yüzyıldaki gibi, bir bilim adamının yargılanması hazindir.

★★★

Türkiye’nin gururu olan dünyaca ünlü saygın bilim adamımız Prof. Dr. Celâl Şengör’ün Habertürk Televizyonu’ndaki “Teke Tek Bilim Programı”nda, Hz. Musa ve Hz. İbrahim Peygamberlerin yaşadığına ilişkin hiçbir kanıt olmadığını, adı geçen bütün bu kişilerin tarihte yaşamadığını, hepsinin masal olduğunu belirtmiş “Tarihi bir kişilik olarak yaşadığı bilinen tek peygamber Hz. Muhammed’dir” demişti.

Prof. Şengör, Hz. Musa ve Hz. İbrahim hakkındaki sözleri nedeniyle “Halkın bir kesiminin benimsediği dini değerleri alenen aşağılamak” suçlamasıyla ve “şüpheli” sıfatıyla İstanbul Adalet Sarayı’nda ifade verdi.

Savcının sorguya çektiği Prof. Şengör:

“Ben bilim tarihçisiyim. Bilimin doğruları neyse onu söyledim. Bu, bilimsel bir değerlendirme olup tarihi gerçeklik taşımaktadır. Ben suç işlemedim. Sayın Cumhuriyet Savcısı internette Wikipedia’ya bile bakmış olsa ne demek istediğimi anlar” dedi ve ekledi:

“Bilimi yargılamak Ortaçağ’da kalmış bir şeydir.”

★★★

Dinle bilimi çatıştırmak, aslında dine ve o ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüklerden biridir.
Savcı dava açacak mı? Mahkeme davayı kabul edecek mi? Bunu bilmiyoruz ama ceza mahkemelerinde müspet delillere ve belgelere dayalı karar verildiğini biliyoruz. Dünyada, Prof. Şengör’ün söylediklerinin aksini kanıtlayacak bilgi ve belge yoktur.

Dileriz “Türkler bilimi yargılıyor” diye dünyanın diline düşmeyiz!

“Nuh Tufanı da bir masal!”


Dinî değerleri aşağıladığı iddiasıyla ifadesi alınan bilim adamı Prof. Dr. Celâl Şengör’ün savunmasına ek olarak, asırlardır gerçek gibi hikâye edilen Nuh’un Gemisi ve Nuh Tufanı şöyle anlatıldı:

“Nuh Tufanı da masallara dayanmaktadır. Prof. Celâl Şengör, 2003 yılında, dünyanın en prestijli kuruluşlarından olan Amerika Jeoloji Derneği tarafından yayınlanan bir kitabında Nuh Tufanı menkıbesini ayrıntılı olarak inceleyip, onun da Sümer, Asur ve Babil mitolojilerine, yani masallarına dayandığını, sözde dünyayı kaplayan bir tufan için jeolojik en küçük bir iz bile bulunmadığını belgelemiştir.”

Şengör’ün savunmasını yapan ünlü avukat Celâl Ülgen, bir bilim adamının yargılanmasının yanlış olduğunu belirterek:

“Maalesef bilim yargılanıyor. Bilimsel bir gerçeği deklare etmiş olmaktan dolayı yargıç karşısına ya da savcı karşısına bir bilim adamını çıkartmak, bilimin yargılanması demektir. Oysaki bilimin yargılanmasını Ortaçağ’da bırakmıştık” dedi.

GÜNÜN SÖZÜ

İlim, Çin’de de olsa gidip öğreniniz. (Hz. Muhammed)