Türkiye yine tarikat ve cemaatlerin sarmalına girdi.

Gidişat umut kırıcı, huzur bozucu!

Hemen her gün yeni bir gericilik ve yobazlık olayıyla karşılaşıyoruz.

FETO etrafında toplanan yobaz kafaların 15 Temmuz 2016 günü gerçekleştirdiği hain darbe teşebbüsünden ders almadığımız anlaşılıyor.

Anayasa’nın 24’üncü maddesi “Kimse ibadete, dini ayin ve törenlere katılmaya zorlanamaz” diyor. Diyor ama Anayasa’yı takan kim?

Hukuka güven her geçen gün biraz daha azalıyor.

Çağ dışı bir takım softaların hiç bir takibata uğramayan sözleri dehşet verici... Hepsinin adı, yeri yurdu biliniyor ama haklarında hiçbir takibat yapılmıyor. Şöyle diyorlar:

HHH

“Namaz kılmayanlar hesap sormak için çağırılır, azarlanır, tekdir edilir, çağrılır dövülür, devam ederse taziren öldürülebilir!” (Arapça, hâkimin veya devlet yöneticisinin takdirine bağlı olarak yapılan cezalandırmaya ‘tazir’ denir)

“Dinde zorlama vardır. Namaz kılmamanın da, oruç tutmamanın da cezası dinde bellidir. Sopalama vardır, dayak vardır!”

“Muğla Valiliği’ne Fethiye’deki ‘Milyon Fest’ adı verilen ahlâksız müzik festivalini de iptal ettirttik. Böylelikle ilk defa Eskişehir’de kamuoyu oluşturup iptal ettirdiğimiz Zeytinli Müzik Festivali’nden sonra Vali ve Kaymakamlar üzerinde baskı kurup iptalini sağladığımız 16’ncı müzik festivali oldu.”

“Bunları neden engelliyoruz? Çünkü festivallerde ahlâk elden gidiyor, kızlar erkekler sarmaş dolaş oluyor. Bu ahlâk dışıdır. Gençliğimizin ahlâkını korumalıyız. Müzik festivalleri serbest kalsa bunlar fuhuş yapacaklar!”

Gericiler böyle diyor ve iptal ettirdikleri festivallerle övünüyor. Müziksever gençlere karşı ülkede âdeta bir nefret dalgası yaratılmak isteniyor.

6 yıl önce FETÖ tehlikesini savuşturmuştuk ama yeni tarikat ve cemaatler etkilerini arttırıp tehlikeli olmaya başladılar... Hem de devlet görevlilerinin himayesinde!

HHH

Vali ve kaymakamlara baskı yaparak böyle antidemokratik kararlar aldırdıkları için gurur duyan gericilerin ifadelerinden öğrendiğimize göre bunlar şimdiye kadar çeşitli kentlerde büyüklü-küçüklü 16 müzik festivalini iptal ettirmişler!

Ülkemizde müzik neredeyse günah ilan edilecek!

Bu çağda nasıl bir anlayıştır, nasıl bir ülke yönetimidir bu?

Bugüne kadar hiçbir iktidar ülkeye böyle acayip yasaklar getirmemişti.

Gençlerin hem müzik zevklerini ellerinden alıyor, hem de onlardan oy bekliyorlar. Daha çok beklerler!

Gülşen’in başına gelenler!


Sahne kıyafetleri nedeniyle gerici çevrelerin tepkisini çeken Şarkıcı Gülşen, 4 ay önce İmam Hatipliler için söylediği bir söz nedeniyle tutuklanıp hapse atıldı.

Demokrasinin kurallarıyla işlediği ve yargının bağımsız olduğu ülkelerde böyle bir tutuklama mümkün değildir.

Sanatçının sözleri amacını aşarak hakaret şekline dönüşmüş olabilir. Ancak hakaret, tutuklu yargılanmayı gerektirecek bir suç değildir. Yasalarda tutuklamanın şartları bellidir ama bunlar göz ardı edilmiş, mahkemede hukuki değil, siyasi bir karar verilmiştir.

Bu ülkede, kadınlara “sürtük” “çukur” diyenler oldu...

“Milletin a...sına koyacağız” diye 85 milyona hakaret edenler görüldü...

İnsanlarımız “Hain” “Şerefsiz” “Zürriyetsiz” “Haysiyetsiz” “Ölü sevici” “Cibilliyeti bozuk” “Ağzından salyalar akan tasmalılar” diye ağır hakaretlere uğradı...

Ana muhalefet lideri yumruklandı, linç edilerek öldürülmek istendi...

İYİ Parti liderinin evi basıldı, tehdit edildi...

Namaz kılmayanların öldürülebileceği fetvası verildi...

Bunların hiç biri suç sayılmadı.

Şarkıcı Gülşen, İmam Hatiplilere sürçü lisan ederek (yanlışlıkla incitecek bir lâf söyledi diye) halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçundan hapse atıldı. Hukuk bunun neresinde?

GÜNÜN SÖZÜ

Kötü bir işin en güçlü tanığı vicdanımızdır! (Hazreti Ömer)