“Varsın gidiyorlarsa gitsinler!”

Kimler için söyleniyor bu?

Doktorlar için...

Kim söylüyor bunu?

Cumhurbaşkanı Erdoğan...

...Ve diyor ki:

“Gerekirse yurt dışından ülkemizde dönmek isteyenleri süratle davet eder ve onları ülkemizde istihdam ederiz! Buralar boş kalmaz, merak etmeyin... Ve şu anda asistan doktorlarımızla biz bu yola devam ederiz!”

Bilgi, uzmanlık ve tecrübeyi önemsemeyen bu sözlerin doktorlar üzerinde tam bir hayal kırıklığı yaratması normaldir.

Yurt dışından hangi ülkelerin doktorları Türkiye’ye gelir?

Gerçekçi olalım... Giden Türk doktorlardan kaç kişi dönmüş ki?

İngiliz, Fransız, Alman, Amerikalı doktorlar gelirler mi? Gelmez, çünkü Batılı doktorlar, bizim doktorlardan beş-on misli daha fazla kazanıyor..

Türkiye’ye gelecek olan Suriyeli, Iraklı, Sudanlı, Bangladeşli, Afgan doktorlardır. Bunlarla idare edeceğiz! Hiç yoktan iyidir tabii ki... Vatana ve millete hayırlı olsun!

★★★

Birleştirici, koruyup kollayıcı olması, sorunlara çare bulması gereken Cumhurbaşkanı’nın, hak arayan doktorları kovar gibi konuşması doğru olmamıştır.

Aslında yalnız doktorlara değil, hiç kimseye karşı kullanılmaması gereken sözlerdir bunlar...

Doktorlar, devlet hastanelerinden istifa ediyor, özel sektöre veya yurt dışına gitmeye hazırlanıyorsa, bunu keyiflerinden yapmıyorlar.

Kim durup dururken ülkesini, yerini yurdunu terk eder?

Kim kurulu düzenini bozup, yabancı ellerde bilinmez bir geleceğe doğru yola çıkar?

Özellikle genç doktorlar kaçmak istiyorlarsa, bu duyguyu yaratan sebepler saptanıp, soruna çare aranmalıydı.

★★★

- Doktorlar giderlerse gitsinler!

- Gençler giderlerse gitsinler!

- Mühendisler, akademisyenler giderlerse gitsinler!

- Kısacası, kim istiyorsa gitsin!

İktidarın insanlarımıza bakış açısı bu!

Böyle mi olmalı Türkiye?

Her meslekte uzmanlar kolay yetişmiyor.

Diyelim ki, umutlarını kaybedip gittiler...

Bu durumda Türkiye’de nasıl bir yaşam ortaya çıkar?

- Daha kalitesiz bir sağlık hizmeti...

- Daha kötü bir eğitim...

- Daha zayıf ve dışa bağımlı bir ekonomi...

- Gücünü kaybeden, hiçbir alanda söyleyecek sözü kalmayan, vasata mahkûm bir ülke...

Böyle bir memleket mi isteniyor?

21’inci Yüzyıl Türkiyesi’nde, “Hak arayan” insanlarımıza “Had bildirme” gibi yanlış tutumu artık bırakmak, ehliyet ve liyakate önem vermek gerekiyor!

13 hakem ZAN altında kaldı!


Ülkede bir hakem depremi yaşandı. Üst düzeydeki 13 milli futbol hakemi, sezon ortasında hakemliklerine son verilerek zan altında bırakıldı!

Türkiye Futbol Federasyonu’nun, maç listesinden çıkarttığı 13 hakemden biri olan Cüneyt Çakır’a, Avrupa Futbol Federasyonu’nun (UEFA) 17 Mart Perşembe günü Manchester City ile Dinamo Kiev Avrupa Ligi 3’üncü tur rövanş maçını yönetmesi için görev vermesi ilginçtir.

Türkiye Futbol Federasyonu eski başkanlarından Mustafa Kemal Ulusu , 13 hakeme yapılan bu büyük operasyonun zamanlamasının çok yanlış olduğunu belirterek bu konudaki görüşlerini şöyle özetledi:

“Şimdi, önümüzdeki Perşembe günü Avrupa’da çok önemli bir maçı idare edecek olan Cüneyt Çakır hocamızın durumunu düşünebiliyor musunuz? Bu maça müthiş bir çöküntü içinde çıkacaktır. Türkiye’de hakemliği bitirilen bu değerli hakemimizin UEFA ve FİFA nezdinde itibarı ne olacaktır? Ayrıca 13 millî hakem hakkında çıkartılan ‘Acaba neleri vardı?’ şeklindeki dedikodu ve kuşkular ne olacak? Ben, Federasyon Başkanı Nihat Bey’i iyi tanırım. Böyle bir karara nasıl imza attı bilemiyorum. Tecrübeli bir ağabeyleri olarak, yanlış karardan dönmeleri gerekir diye düşünüyorum!”

GÜNÜN SÖZÜ


Bilgi önemlidir ama hiç bilmemek, yanlış bilmekten daha iyidir!