Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından ömür boyu hapis cezasına çarptırılmıştı. 19 Ağustos 2021’da cezaevine konulan, rütbeleri alınan eski emekli tümgeneraller İdris Koralp, Kenan Deniz 74, Erol Özkasnak 76, Cevat Temel Özkaynak 77,  Korgeneral Yıldırım Türker, Orgeneral Fevzi Türkeri 81, koramiraller Aydan Erol, Hakkı Kılınç, Orgeneral Çetin Doğan 82, Korgeneral Çetin Saner, Orgeneral Çevik Bir 83, Korgeneral Vural Avar 84, eski Hava Kuvvetleri Komutanları Orgeneral İlhan Kılıç 86, Orgeneral Ahmet Çörekçi de 90 yaşında. Yeni tanık ifadelerinden sonra onların da yeniden yargılanabileceği gündeme gelmişti.

28 Şubat Davası’nda, “cebir” ve “şiddet” eylemi olarak tankların 4 Şubat 1997’de Sincan ilçe merkezinden geçişi gösterilmişti. Ama o tanklar sadece o yıl değil, 1965’ten bu yana yürütülüyor. 1997’de o tank taburunun komutanı olan emekli Tuğgeneral Namık Kemal Çalışkan’ın bu köşede yayımlanan, tankların geçişinin çok önceden planlandığına ilişkin açıklamaları yer almıştı. Yargılamanın yenilenmesiyle ilgili yeni ifadeler de ortaya çıktı. Onları okuyalım:

RUTİN TATBİKAT

Tanık  Emekli Tuğgeneral Ali Er anlatıyor: Ben Haziran 1992-Nisan 1994 tarihleri arasında Etimesgut Zırhlı Eğitim Tümen Komutanlığı Gösteri ve Tatbikat Komutanlığı görevinde bulundum. 1993 yılında, o zaman adı Mürted, şimdi Akıncı Üssü olan yerde tatbikat için tanklar ve beraberinde çeşitli zırhlı araçları Sincan’ın içinden götürerek tatbikat yaptık. 1994 yılında ise tasarruf amacı ile zırhlı araçları götürmeyerek sadece personeli götürüp tatbikat yaptık. Bu tür tatbikatlar birliğin yıllık rutin tatbikatlarıdır. Tatbikatlar yıllık tatbikat programı dahilinde yapılır bir yıl önceden tarihleri belirlenir. Bu tatbikatlar genelde Şubat-Mart aylarında yapılır, biz giderken çevre güvenliğini, şehir içinden geçerken de yol üzerinde de bütün güzergah boyunca emniyet ve jandarma alır. Bu organizasyonu tümen komutanı yapar. Emirler tümen harekat şubesi tarafından belirlenir.

Tanık emekli Korgeneral Erdoğan Karakuş: 1965 yılından beri rutin olarak tank ve zırhlı araçlar Sincan’ın içinden geçirilerek tatbikat yapılıyordu. Eskiden Sincan 4 bin 800 nüfusa sahip bir beldeydi. 1992 yılını çok iyi hatırlıyorum 100’e yakın tank ve zırhlı birlik Sincan içinden geçerek Mürted’e gelmiştir. Ben de havadan koordinasyonu sağlıyordum. Biz bu hava korumasını sadece ABD ve NATO cephaneliği değil,  kendi güvenlik programımız çerçevesinde de icra ediyorduk. Hatta 1993 yılında Pakistan’a tank ve zırhlı birliklerin Türkiye’den intikaline karar verildi. Sevkiyatını biz yapıyorduk. 48 tank ve zırhlı araç Sincan’ın içinden tank taşıma araçları ile değil bizzat yürüyerek Mürted’e geldi ve oradan intikalini sağladık. Bu tür tatbikat hem NATO’nun, ABD’nin cephaneliği için hem de bizim güvenlik çerçevemiz içinde gerekliydi.

O GECEYLE İLGİSİ YOK

28 Şubat Davası’nda, tankların Sincan’dan geçişi 31 Ocak 1997’de düzenlenen, İran Büyükelçisi’nin de katıldığı Sincan’daki “Kudüs Gecesi”ne tepki olarak değerlendirilmişti. Tankların 4 Şubat 1997’de geçişi, hükümeti devirmeye yönelik girişim olarak mahkemede öne sürüldü.

Avukat Aykanat Kaçmaz, “Kudüs Gecesi, İran’ın dini lideri  Humeyni’nin ‘Ramazan ayının son cuması kutlansın’ beyanı üzerine bir çok yerde icra edildi. 4 Şubat’ta, tankların Sincan’dan geçişi Kudüs gecesinden 15 gün önce koordine edilmiş, güzergahı belirlenmiştir. Bunu özellikle belirtmek istiyoruz. Bu koordinasyondan sonra Kudüs gecesinin 7 Şubat yerine 31 Ocak tarihine çekildiğin düşünüyoruz. Tanıkların da beyan ettiği gibi tanklar Kudüs gecesine tepki olarak yürütülmemiştir” açıklamasını getirdi.

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ

Tankların, yalnız 1997’de değil, önceki yıllarda da Sincan’dan geçtiğini üç komutan anlattı. Belgeler de istenirse mahkemeye sunulur. Bu ifadelerden sonra yargılamanın yeniden yapılacağına avukatlar da inanıyordu. Davaları bozulan 16 sanığın yargılaması da bu arada devam ediyor. Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti, gereğini düşündü ve hükümlüler için yargılamanın yeniden yapılması talebini şu gerekçeyle reddetti:

“...yargılanmanın yenilenmesi hususunda iddia edilen konuların istinaf mahkemesi aşamasında ve Yargıtay aşamasında değerlendirildiğinden ve bu taleplerin reddine... Mahkumiyet hükmünün tek dayanağı bu husus değildir. Delil olarak ileri sürülen tanık beyanının tek başına yargılamanın yenilenmesine neden olarak değerlendirilmesi  mümkün değildir.”

“ASLA DEĞERLENDİRİLMEDİ”

Hükümlü avukatlarından Aykanat Kaçmaz, mahkeme heyetinin “İddia edilen hususların istinaf ve Yargıtay aşamalarında değerlendirilmiş olduğunu” gerekçe göstermesine karşın, bu konuların değerlendirilmesinin “Asla” söz konusu olmadığını söyledi.

Hükümleri kesinleşen ve cezaevinde olan 14 emekli komutan çabuk unutuldu. Yargılaması devam edenlerin durumu nasıl sonuçlanır bilemem ama avukat Aykanat Kaçmaz, yargılamanın yenilenmesinin kabul edilmediği mahkeme kararına, bir üst mahkeme olan 6. Ağır Ceza Mahkemesi’nde itiraz etti. Mahkeme kararını bekleyelim, görelim...