Unuttunuz mu bilmiyorum, “Ergenekon Operasyonu” vardı. Bu soruşturma kapsamında dalga dalga operasyonlar yapılıyor, soruşturmayı yürüten  Özel Yetkili Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz’e, iktidara yakın yayın organlarından büyük destek veriliyor, “Bu savcının heykeli dikilmelidir” önerileri de eksik olmuyordu. O günlerde, “Türkiye bağırsaklarını temizliyor”  yorumları yapılıyor, Savcı Öz’e bir şey olmaması için sıkı bir şekilde korunuyor, dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan da daha önce kendisinin kullandığı zırhlı makam aracını Savcı Öz’e tahsis ediyordu.

Osman Yıldırım, Danıştay’a yapılan saldırının azmettiricisi olduğu gerekçesiyle yargılanıyordu. Danıştay’ın basılması sonucu avukat Alparslan Arslan, Danıştay Üyesi Yücel Özbilgin’i şehit etmişti. Yargıtay 9. Ceza Dairesi, hakkında ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasını onadı. Değişik aşamalarından sonra bu dava bozuldu ve Ergenekon Davası ile Danıştay Baskını davası birleştirildi.

SAVCI CEZAEVİNE GİTTİ

Ankara Emniyet Müdürlüğü’nden bir yetkili, “İstanbul’dan bir ekip geldi. Onları koruma altında cezaevine götürdük” dediğinde, bu ziyaretin önemli bir ziyaret olduğunu tahmin etmiştim. Çünkü, o günlerde Ergenekon Davasında “gizli tanıklık” yapacak birileri aranıyordu. Onu cezaevinde buldular.

İstanbul’dan gelen özel yetkili savcı, yanında iki-üç emniyet görevlisiyle birlikte  Sincan Cezaevi’nde yatan Osman Yıldırım’la görüşmeye gelmişti. Bilgiler sağlam ama bir de bunu cezaevinden sorumlu Başsavcı vekiline sormak gerekiyordu. Başsavcı Vekili Bekir Selçuk’tu. DGM döneminde, üstelik terörün en azgın olduğu yıllarda Diyarbakır Başsavcılığı görevinde bulunmuştu. Sağolsun, görevi döneminde her zaman yardımını gördüğüm, asla yanıltmayan ama söylemek istemediği bir konu olduğunda da bunu söylemeyeceğini de belirten bir isimdi.

GİZLİ GÖRÜŞME

Bekir Beye, “Osman Yıldırım’ı gizli tanıklığa ikna etmek için İstanbul’dan savcı ve bazı emniyet mensupları gelip cezaevinde görüşmüşler” dediğimde,  kendisinden ve söylediklerinden emin bir dille,

“Böyle bir şey olamaz. Böyle bir görüşme yapılacaksa bile bundan mutlaka benim haberim olur, onayım alınır” dedi.

Ben de “Ama size de haber vermemiş olamazlar mı? diye sorduğumda, “Vermemezlik yapamazlar” karşılığını verdi. Ben de aldığım bilgiden o kadar eminim ki, “Bekir Bey, siz yine de bu konuyu bir araştırırsanız iyi olur. Size bilgi vermemiş, sizden de gizli görüşme de yapılmış olabilir” dedim.

Ertesi gün Bekir Bey aradı, “Evet görüşme olmuş. Çok gizli bir görev olduğu için kimsenin haberinin olmaması istenmiş. O yüzden bana da söylememişler” dediğinde açıkçası ben de hiç şaşırmadım.

OSMAN’A POLİS KORUMA

Osman Yıldırım, 25 Mayıs 2021 tarihli ifadesinde, kendisine koruma polisi verildiğini, yurtdışına çıkarıldığını, zaman zaman Türkiye’ye geldiğini belirtiyor. İfadesinde eski bir AKP milletvekiliyle yaptığı görüşmeyi de aktarıyor. “Türk Silahlı Kuvvetleri’ne madem kumpas kurulmuşsa o zaman bu kumpasın tek sorumlusu ben değilim. TSK’ye kumpas davası açılması ve vatana ihanetten bazı kişilerle birlikte yargılanmayı talep ediyorum” diyor.

Cezaevinde bazı savcı ve emniyet mensuplarının Osman Yıldırım’la gizli görüşmesinden sonra, o Ergenekon davasının hem sanığı, hem gizli tanığı olmuştu. Osman’ın verdiği ya da ona söylettirilenle çoğu kişinin canı yandı. Sonunda Ergenekon Davası’ndan serbest bırakıldı.  Dönemin ünlü Savcısı Zekeriya Öz’ün Osman’a “Osman’ım” dediği de yayılmıştı. Tahliye olduktan sonra Osman kayboldu. Yurtdışına gittiği söyleniyordu. Bu arada Savcı Zekeriya Öz de FETÖ’cü çıkmış, o da hakkında yurtdışı çıkış yasağı olmadığı için Sarp Sınır Kapısı’ndan yurtdışına çıkmış, oradan Almanya’ya gitmişti.

Osman Yıldırım, 15 Temmuz darbe girişiminden sonra Türkiye’ye döndü. Dönem değişmişti. Osman yakalandı, cezaevine konuldu, Danıştay Davası’ndan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.

İFADELERDE ÖNEMLİ İDDİALAR

Osman Yıldırım değişik makamlara dilekçeler veriyor. “Danıştay saldırısı ve Ergenekon’un iç yüzünü anlatmak istiyorum. Beni yeniden yargılayın” diyor. Hangi pazarlıklar sonucu bu olayların içinde yer aldığını açıklarsa bugün önemli görevlerde olanların çok zor duruma düşeceğini de öne sürüyor.

İfadesinde çok önemli iddialar var. Osman ya yeniden gündeme gelmek istiyor ya da “Ben yandım, beni bu yola itenleri de yakacağım” havasında. Osman’ın yurtdışına çıkması, kendi anlatımına göre koruma verilmesi, 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra Türkiye’ye dönmesi ilginç.

O şimdi Edirne Cezaevi’nde yatıyor. Danıştay Davası kapsamında ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı. Yazdığı dilekçelerde, “Danıştay davasının iç yüzünü açıklamak istiyorum” diye yazıyor.  Belirttiğim gibi Osman gündeme gelmek ya da birilerine bu dilekçelerle, ifadelerle mesaj vermeye çalışıyor.

Olayları resimlerle anlatıyor. Birilerine fena takmış durumda. Savcı Zekeriya Öz, “Osman’ım” dediği Osman Yıldırım’ı kullandı. Kendisi de kullanıldı. Osman cezaevinde, bir dönemin anlı-şanlı özel yetkili savcısı ise kaçak.