Genel Başkanlar Kemal Kılıçdaroğlu (CHP), Ali Babacan (DEVA), Gültekin Uysal (DP), Ahmet Davutoğlu (GP), Meral Akşener (İYİ Parti), Temel Karamollaoğlu (SP) zorlukları, engelleri aşa aşa “Güçlendirilmiş Parlamenter Sistemi” inşa etmek için dün önemli bir adım attı. Kuşkusuz burada en çok emeği geçenler hukukçu genel başkan yardımcıları Muharrem Erkek (CHP), Bahadır Erdem (İYİ Parti), Mustafa Yeneroğlu (DEVA), Ayhan Sefer Üstün (GP),  Bülent Şahinalp (DP), Bülent Kaya (SP) oldu. Sessiz-sedasız, çalışmalarını özenle hazırladılar ve sunumlarını da yaptılar.

Türkiye, yeni sistemde öngörülen düzenlemeleri genel başkan yardımcılarından öğrendi. Başkan Yardımcıları kendilerine ayrılan sürede ve belirlenen konuyu okudular. Sistemin yasama bölümü beş ana, 27 alt başlık, yürütme dört ana 17 alt başlık, yargı yedi ana, 19 alt başlık, Demokratik bir sistemin temel esasları da üç ana, dokuz alt başlık olmak üzere toplam 101 maddeden oluşuyor. Yapılması gereken düzenlemeler arasında Anayasa değişikliği ve bir çok yasada buna göre düzenlemeler öngörülüyor.

HEP AYNI DÜZEN

Genel başkan önde, konuşma yapacak genel başkan yardımcılarının hemen arkasındaki koltukta yerim ayrılmıştı. Önce genel başkan yardımcıları geldi. Erkek, Yeneroğlu, Şahinalp oturdu. Arada 6 koltuk boş bırakıldı. Devamında Bülent Kaya, Bahadır Erdem ve Ayhan Sefer Üstün oturdu. Onlar, genel başkanlar gelmeden notlarını son kez kontrol ettiler. Genel başkanlar Sakarya Salonu’na büyük bir coşku içinde, alkışlarla girdiler.



Büyük parti, küçük parti yok. Hepsi tam anlamıyla eşitti. Hatta siyasi partilerin davetli sayıları bile aynıydı. Gelenler de “Tarihi toplantıya tanıklık” ettikleri için mutluydu. Toplantıyı izlemek için SÖZ Gazetesi sahibi ve yazarı Şehmus Aslan İskenderun’dan gelmişti. “Böyle bir birlikteliğe tanıklık etmek bir gazeteci için çok önemli” diyordu.

700’ü aşkın davetlinin salona alınmasında bir sorun çıkmadı. Her şey tıkır tıkır yürüdü. Bazı televizyonlara toplantı salonunun dışında platform kurulmuş, onlar da canlı yayınlarını oradan sürdürüyordu. Siyasetçisi, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, gazeteciler kısaca her kesimin temsilcisi vardı.

ALKIŞ... ALKIŞLAR

Genel Başkan Yardımcılarının kürsüye çıktıklarında ilk sözleri “Savaşa hayır” oldu. Konuşmalarında en çok alkışlanan bölüm, Cumhurbaşkanının partili olmayacağı, görev süresinin 7 yılla sınırlanacağı, bu sürenin dolmasından sonra siyasette görev alamayacağı oldu. Hemen arka sırada oturan bir partili, “Yani Cumhurbaşkanlığı yapanlar, bir daha muhtar bile olamaz” yorumunu yaptı.

Öngörülen en önemli yenilikler yargı bölümünde yer aldı. Hakimler ve Savcılar Kurulu’na, Yargıtay, Danıştay üyeliklerine seçimlerle ilgili açıklamaların arkasından gelen alkışlar, insanların “Bağımsız yargıya olan özlemlerini” ortaya koyuyordu.

Kamu kesimine yerleştirmede puan esasının dikkate alınması, mülakatın kaldırılması, zorunluysa soruların kur’a ile belirlenmesi, kamera kaydına alınması da hemen her siyasi partinin özlemi olmuş. O alkışlar da  “Torpilsiz günler” içindi.

Kadın cinayetleri, kadın-erkek ayrımcılığı da Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’in vazgeçilmezleri arasında. Bu konu aktarılırken, kadınların alkışları, sloganları salonda yükseliyordu. Kadınlar bu gün için hazırlıklı gelmişti. Kadının, çocuğun adı geçen her bölümde onların sesi yükseldi.

Olağanüstü Hal (OHAL) süresince keyfi uygulamalara karşı da “Dur” deniliyor. Ülkemiz insanı OHAL sürecinden çok çekti. İnsanlar yargıya bile gidemedi. Benzer durumun yaşanmaması niçin alkışlamasınlar mı?

HEP DUYUYORUZ

Aslında dün açıklanan konuların bir bölümüne milletvekilleri yabancı değildi. Çünkü hazırladıkları yasa teklifleri olmuştu. Ancak, AKP döneminde muhalefetin hiçbir teklifi genel kuruldan geçmemişti. İşte geçmeyen bazı yasa teklifleri yeni sistemin önemli parçaları olarak karşımıza çıkıyor.

Geçen pazar günü yapılmak istenen değişiklikleri ayrıntılı olarak yazmıştım. Yazdıklarımın getirilmek istenen sistemde aynen yer aldığını duymak da gazeteci olarak beni ayrıca mutlu etti. Cumhurbaşkanının 7 yıllığına seçileceğini, görev süresi dolunca siyasi partilere giremeyeceğini de belirtmiştim. Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun iki ayrı birime dönüştürüleceğini, kurulda Adalet Bakanı’nın ve yardımcısının bulunmayacağını, kararları nedeniyle Devleti tazminat ödemeye mahkum eden hakimlere, bu cezanın rucu edileceğini de belirtmiştim. Ayhan Sefer Üstün tam bu bölümü anlatırken, arka sırada oturan siyasetçi, “Bu gidişle memlekette hakim bulamazlar” dedi.

Önemli bir yola çıkılırken, kuşkusuz bazı korkular, endişeler de yok değil. Neyse, duyduklarımla bozgunculuk yapmayayım...