6 yaşındayken, 29 yaşındaki tarikat mensubuyla evlendirilen H.K.G’nin bu durumunu yakın çevresi biliyordu ama kamuoyu ancak H.K.G’nin yıllar sonra Savcılığa yaptığı suç duyurusu sonrası, C. Savcısı Ercan Ateş’in hazırladığı iddianamenin meslektaşımız Timur Soykan tarafından haberleştirilmesiyle öğrendi.

Tarikatlar, yasalarımıza göre sözde yasak. Arkadan dolanıp vakıf, dernek, kitapevi etrafında toplanıyor,  denetimsiz okullar, yurtlar açıyor, Devletten büyük yardım ve destekler alıyorlar. Devletin yapması gereken bazı hizmetler, vakıf ve dernekler üzerinden yapılıyor, kamu binaları bunlara 49 yıllığına tahsis ediliyor. Bu vakıflarla Milli Eğitim Bakanlığı protokol imzalıyor ve onların okullara girmesine, propagandasına izin veriliyor.

EŞİ TARİKATTA

Tarikata katılmakla bir çok ailenin düzeni de bozuluyor. “Menzil – Bir Tarikatın İki Yüzü” adlı kitabımdan sonra çok sayıda mektup almıştım. Bunlardan birisi, 56 yaşında, 30 yıllık evli, iki kız, bir erkek çocuğu babasıydı. İki kızını gelin etmişti.  Baba, mektubunda bana şunları yazıyordu:

“Menzil kitabınızı ibretle okudum. Şu anda bu tarikat yüzünden evliliğim bitme aşamasında. Eşim 2004 yılından bu yana tarikata haberim olmadan üye olmuş. En başta kapanmak istedi. Tartıştık, karşı çıktım. Çocuklarım çok küçüktü. Namaza başladı. ‘Namaz Allahın emri’ dedik. Ama yine bir tartışmamız tarikat yüzündendi. Tartışma sırasında, ‘boşamaya kalksan bile tarikattan vazgeçmeyeceğin’ söyledi.

DÜĞÜNÜNE GELMEDİ

Hadi çocuklarımın toplumda boynu bükülmesin diye, aşırı gitmemek şartıyla yine uygun davrandım. Büyük kızımın kınasına, düğününe eşim gelmedi. Düşünün bir kızın kınasında, düğününde annesi yok. Kızıma hem annelik, hem babalık yaparak o işi hallettik.

Bu 14 yıllık sıkıntı ve stres kalbime hasar verdi. Sigara, alkol kullanmamama rağmen 2019 da By-pas ameliyatı oldum.  Küçük kızım Mayıs 2022 de evlendi. ‘Baba şimdi annem yine gelmez; sen de üzülürsün’ diyerek düğün istemedi. Onu düğünsüz göndermek zorunda kaldım.

DİYANET’İN CEVABI

Eşimin tarikat bağını, tarikatların ailelerde yarattığı olumsuzlukları Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) yazdım. Onlar da, bu başvurumu Diyanet İşleri Başkanlığı’na göndermişler.  Diyanet’ten verilen 08. 08. 2022 tarihli cevapta, ‘Fikir özgürlüğüdür, Kurumumuzca konuyla ilgili tesis edilecek bir işlem bulunmamaktadır’ denildi.  Oradan, Emniyete de yazmışlar. Emniyetten biri aradı. ‘Suç unsuru görürsen ara bizi’ dedi.

Kimi kime şikayet edeceksin. Hür iradeymiş. Son zamanlarda eşim haftanın 4 gününü sohbet evinde geçiriyor. Sonunda sabrım taştı ve tek başıma dergahlarına gidip oradaki kadınlarla eşimde orada olduğu halde konuştum.  Eşimin bir tarikatta olmasını istemediğimi, 30 yıllık evliliğimi yıkmayacağımı söyledim. Orada ki bayanlar ‘Kötü bir şey yapmıyoruz ya, Allah rızası için dua ediyoruz’ dediler. Zaten başka da bir şey dedikleri yok.

BEN NE YAPAYIM?

Onlara, ‘Allah rızası için yapıyorsun da benim bu tarafta yuvam etkileniyor onu ne yapacaksın?’ dedim. Denize düşen yılana sarılır. Çare aradım. Evde, değişen bir şey yok. ‘Geri adım atacaksın’ dedim ama yine de aynı. Biraz çocuklardan destek görseydi  bırakıp gidecekti. Onlardan da destek göremedi.

Şimdi bu devlet bana çözüm bulamıyorsa ben ne yapayım? Göz göre göre üzerine titrediğim yuvam yıkılacak. Artık eşim evliliği sadece yemek yapıp, çamaşır yıkamak olarak algılayıp bütün işi gücü tarikatına verdi. Bana eşimi bu bataktan kurtarabilmek konusunda bir yardımınız, tavsiyeniz olur mu? Gerekirse sizin gittiğiniz gibi Adıyaman’a gidip şeyhlerine rica edeceğim. Bilmiyorum orada başıma bir şey gelir mi? Gelse bile gideceğim.”

OKUYOR, YORUMLUYORDUK

Adını, telefon numarasını yazan okurumuzu aradım.  “Beni 20 yıldır mahvettiler. Üniversite mezunuyum; işletme fakültesinden. Eşim ticaret lisesi mezunuydu. Dergi, gazete okuyor, yorum yapıyorduk. Tarikata girdikten sonra kafasını dünyaya kapatacağı aklıma gelmezdi. Şu anda köyümüzde tek başıma zeytin topluyorum. ‘Neden?’ dersen, daha önce eşimle birlikte çalışıyorduk.  Şimdi, ben çalışırken, o tarikat evinde oluyor” dediğinde sözleri, sesi çaresizlik içeriyordu.

Biz bir tarikatın içinde yaşananları iddianameden öğrendik. 6 yaşındaki kızın evlendirildiği ülkede, kim bilir başka neler neler oluyor? Kuşkusuz, bu olayın dinle ilgisi yok. Dini farklı bir biçimde kullananlar asıl dinimize zarar verenlerdir.  Devletin bu konuda daha duyarlı olması, denetimleri eksiksiz yapması gerekir.

Din adamlarının dini nikah kıyması Osmanlı döneminde de vardı. Padişah 2. Mahmut, din adamlarının dini nikah kıymasını yaşanan olumsuzluklar nedeniyle yasaklamıştı. Resmi nikahı olmayanların, dini nikahının kıyılmamasına ilişkin yasalarımızda hüküm vardı. Ne oldu sahi?