Resmi verilere göre ülkemizde 3 milyon 736 bin, Suriyeliler konusunu yakından izleyen Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ’a göre de 5 milyon 300 bin Suriyeli bulunuyor. İçişleri Bakanı’na göre 84 bini çocuk olmak üzere 193 bin 294 Suriyeli Türk vatandaşlığına alındı.

Ümit Özdağ araştırmacıdır, soruşturmacıdır. Bazı rakamlar veriyorsa mutlaka elinde sağlam bilgiler vardır. O zaman en doğrusu Ümit Özdağ’ı arayıp, “Siz, 900 bin Suriyelinin Türk vatandaşlığa alındığını söylerken, İçişleri Bakanlığı 193 bin kişi diyor. Hangisi doğru?” deyip sormak.

O SORUNUN CEVABI

İçişleri Bakanlığı, bazı gazetelere ve gazetecilere kapalı. Elinizde bulunan bir haberi doğrulatma şansınız yoktur. Ümit Özdağ vatandaşlığa alınan Suriyelilerle ilgili soruma şu karşılığı verdi:

“Geçmişten beri Suriyeliler konusunda da İçişleri Bakanlığı’nın değil, benim söylediklerimin doğru olduğu ortaya çıkmıştır. En son silah ruhsatları sayısında da yine benim söylediklerim doğru çıkmıştı. Vatandaşlığa alınan Suriyeliler konusunda da benim açıkladığım sayılar doğrudur. İçişleri Bakanlığı yanlış bilgiler veriyor. Resmi yayınlarında yıllara göre kaç Suriyeliye vatandaşlık verildiği belli. Yıllara göre vatandaşlığa alınanları topladığımızda bile açıkladıkları 193 bin rakamının çok üstünde Suriyeliye vatandaşlık verildiği ortaya çıkıyor. Önümüzdeki günlerde biz belgeleriyle kaç Suriyeliye vatandaşlık verildiğini açıklayıp, bakana bazı sorular soracağız. Gerçeğin bizim söylediğimiz olduğunu da ortaya koyacağız.”

“DAĞITIN” EMRİ

10 binin üzerinde yabancının bulunduğu illerde bir takım kısıtlamalara gidiliyor. Belli mahallelerde yığılmalar önlenmeye çalışılıyor. Ankara’nın Altındağ ve Mamak ilçelerinin bazı semtlerinde meydana gelen çatışmalardan sonra dağıtımda Ankara pilot il oldu. Burada alınan sonuçlar ve uygulama diğer illere de örnek olacak. Suriyelilerden başka semt ve illere gidenlere eşyalarını taşımaları için devlet yardımı da yapılıyor.

Suriyelilerde doğurganlık oranı hayli yüksek. Ülkemizde doğanlara vatandaşlık veriliyor. Böylece sanki Suriyeli sayısı artmıyormuş gibi bir izlenim yaratılıyor. Nitekim, bakanın açıklamasına göre vatandaşlığa alınanların neredeyse yarısı çocuk.

Türk vatandaşlığına geçmek isteyen Suriyelilerin kaydı alınıyor. 6-7 yıl önce vatandaşlığa geçmek için başvuranların Türkçe öğrenmediği, mesleği ve geliriyle ilgili yanlış bilgiler verdiği de ortaya çıkıyor. Ancak ilginçtir bu konuda komisyon araştırma yapmıyor, kişinin beyanıyla yetiniliyor. Tek üzerinde durdukları suça karışıp karışmadıkları oluyor.

TURİSTİK İKAMETE SINIR

“Kısa süreli turistik ikamet” adı altında ülkemizde 5-6 yıldır kalan yabancılar var. Kalma sürelerini devamlı uzatıyorlar. Turist diye gelen bu kişilerin ülkemizde neler yaptığı da belli değil.

Bunların engellenmesi için AB ve OECD ülkeleri dışındaki ülke vatandaşlarına bu haftadan itibaren sürelerini doldurduktan sonra turistik ikamet izni verilmeyecek. Bu durumdan en çok İran, Türk Cumhuriyetleri, Afrika ülkelerinden gelenler etkilenecek. Bulunma süresini dolduran çıkış yapmakla yükümlü olacak. Okul, tedavi gibi bazı istisnalar da uygulanacak.

Büyük kentlerde Göç İdaresi’nde yeterli görevli bulunmadığı için yapılması gereken bazı işlemler de yapılamıyor. Örneğin “kısa süreli turistik ikamet”le ülkemize giren, ancak yıllardır ülkemizden ayrılmayanların parmak izi kaydı bile yok. Nihayet, bazı uyarılar üzerine İçişleri Bakanlığı, ikamet süresini doldurmamış olanlardan da parmak izi alınmasını kararlaştırdı.

Bir dönem Avrupa ülkelerine gitsin diye sığınmacıları devlet sınıra taşımıştı. Şimdi o sınırlar da kapalı...Türkiye, bir çok ülke vatandaşının toplanma merkezi oldu... Şimdi de içinden çıkamıyorlar.

Sokak lambalarına bir haller oldu


Bu köşede bazı ilçelerde sokak lambalarının gündüz saatlerinde yandığını dile getirmiştik, bunun arızayı gidermek ya da yanmayan lambaları belirlemek amacını taşımadığı ortada. Çalışanlarının maaşlarını ödemekte zorlanan belediyeler, erken yakılan, geç söndürülen lambalardan şikayetçi.

Hem öyle bir şikayetçi ki, bazı yerlerde vatandaşlar tepki olarak sokak lambalarının ampullerini sapanla, taşla kırıyor ve böylece belediyelerini daha fazla elektrik parası ödememesini sağlamaya çalışıyorlar. Elektrik dağıtım şirketleri, belediyeleri dinlemiyorsa, vatandaşın tepkisini dikkate almalı.

Sokak lambalarının gün içinde yakıldığını belirtmemizden sonra, lambaların boşa yanmasından yüreği yanan okuyucularımızdan çok sayıda ileti geldi. Öneride bulunanlar oldu. İşte bir örnek:

YAZ-KIŞ YANIYOR

“Anadolu’da kışın kimsenin kalmadığı köylerde, mezralarda sokak lambaları yanıyor. Gidin Konya’daki yaylalara kışın kimse yok. Ama yaz-kış yanıyor. Biz tasarruf etmedikçe, kaynakları böyle hoyratça kullandıkça daha çok sıkıntı yaşarız. Bunlara çözüm bulunmalı.”

Isparta’nın 5 gün elektriksiz kalmasından hiç mi ders alınmadı? Bir yanda elektrik sıkıntısı, bir yanda günlerdir üzerinde çalışıldığı söylenen ama bir türlü indirilemeyen fiyatlar...