“Merhaba sevgili Uğur Dündar,

Bu mektubu size, dört ayı aşkın bir süredir kapatıldığım hücremden yazıyorum.  Gazeteler elime ulaşır ulaşmaz SÖZCÜ’deki köşenize bakıyorum. Orada resminizi görmek bile güven duygusu veriyor.

Hekimlik yıllarımda şahsınıza duyduğumuz bu güvenin sahada da çokça şahidi oldum. İskenderun’da görev yaparken “Soğukoluk Cehennemine” kapatılmış zavallı kadınları nasıl kurtardığınızı, kadın tacirlerinin inlerine girip nasıl dağıttığınızı, anlata anlata bitiremeyenlerden dinledim.

Doktorlarla ilgili yazılarınızı duygulanarak okudum. Doktorların ve sağlık çalışanlarının size olan sevgilerini iyi bilirim. Özellikle kazanç maksadıyla toplumun sağlığını hiçe sayanların korkulu rüyası oldunuz her zaman...

★★★

Gündemi üzülerek takip ediyorum. Gün geçmiyor ki yargı kullanılarak toplumun sinir uçlarına dokunulmasın. Bilinen simge isimler neye karşı iseler, ne ile mücadele ediyorlarsa, onunla suçlanıyorlar!.. Toplum hafızası abandone ediliyor, insanlarımızın adalet ve hakkaniyet duyguları incitiliyor.

Bir gazeteci olarak Sedat Peker’in iddialarını irdelemenizi “suçu ve suçluyu övme” suçlamasına konu edip yargılamak, yukarıda anlatmak istediklerimin en somut örneklerinin başında gelmekte ve bizleri incitmektedir.

Mevcut iktidar hangi kesimi hedef alıyorsa, hepsini bünyesinde toplamış biri olarak hücreye tıkılmam tesadüf değil elbette!..

Cinsiyetim, mesleğim, siyasi ve kültürel mensubiyetim göz önünde bulundurulduğunda, bu zulümden payımı fazlasıyla almış oluyorum.

★★★

CHP’li belediyeleri itibarsızlaştırmak için 6 yıl önce, (2016) hazırladıkları dosyayı,  seçim öncesi raftan indirip operasyonu başlattılar. İçinde hak, hukuk ve adaletin olmadığı klasik operasyonlardan birini yaşıyoruz.

Savcı, bugüne kadar ifademi almadı! Dosyama gizlilik kararı koydukları ve bugüne kadar iddianamem hazırlanmadığı için savunma hakkım engelleniyor.

Masumiyet karinesi gözetilmeksizin atılı suçlamaları medya marifetiyle duyurup uzun tutukluluk süresiyle oluşturdukları algıyı pekiştiriyorlar.

★★★

Değerli avukatım sevgili Celal Ülgen, kendisi gibi değerli avukatlardan oluşan ekibi ve adalete inanıp gönülden destek veren herkesin gayretiyle bu operasyon da tarihin karanlıklarına gidecek, kötülük kaybedecek doğruluk, dürüstlük kazanacak. Buna yürekten inanıyorum.

Selam ve sevgilerimle,

Handan Toprak Benli,

Bakırköy Kadın Kapalı Ceza ve İnfaz Kurumu G-18”

★★★

Mektubu yazan Dr. Handan Toprak Benli, İstanbul-Avcılar’ın eski Belediye Başkanı.

Kendisiyle hiç tanışmadım, başkan olduğu dönemde Avcılar’da program yapmadım, telefonla bile konuşmadım. Ancak halk sağlığı uzmanı bir hekim olarak bölgede çok sevildiğini ve o nedenle belediye başkanı seçildiğini biliyorum.

Ayrıca görev süresince makam odasına kamera ve seskayıt cihazı koyarak tüm görüşmelerini kayıt altına aldırdığını, böylece şeffaf bir belediyecilik anlayışı sergilediğini de öğrendim.

Avukatı değerli hukukçu Celal Ülgen ise “Dosyasını inceleyip masumiyetine inandıktan sonra savunmasını üstlendim. Suçlandığı konunun kendisiyle doğrudan bir bağlantısı bulunmuyor. Bu nedenle bırakın hücreye kapatılmayı, İçişleri Bakanlığınca soruşturma izninin bile verilmemesi gerekirdi. Ayrıca bu dosyanın 6 yıl süreyle bekletildikten sonra raflardan indirilmiş ve yargı konusu yapılmış olması çok düşündürücü...” diyor.

Nisan ayı başında gözaltına alındığındaki ifadesinde “Evladıma bırakacağım tek mirasım, tertemiz öz geçmişimdir” diyen Handan Toprak Benli’nin hücresinden yazdığı mektup, adaletin bir gün herkese lazım olacağını hatırlatıyor!..