-İçimizde ışık olmazsa çevre ışığı yetersiz kalır. -

Anadolu topraklarından Orta Asya’ya sürülmeye çalışıldığımız günlerde ATATÜRK ve arkadaşlarının çabalarıyla vatanımızı kurtarıp devletimizi kurarak yaşam sonsuzluğuna cumhuriyetle adım attığımız günlerden bugünlere geldik. Yaşadığımız çelişkiler, tutarsızlıklar, yadsımalar ve kötülüklerle çekilmezlikler ortamında olumlu çabalarımızla aydınlığın içinde olacağız. Bizim hiç batmayan güneşimiz ATATÜRK’ün armağanı olan topraklarımızda şanlı cumhuriyetimizi tüm değerleriyle yücelterek sonsuza değin (ilelebet) yaşatacağız.  Bu bizim ulusal ereğimiz (amacımız, gayemiz)dir. Aykırılıklar, bozukluklar, yıkımlar, çelişkiler, tutarsızlıklar, yanılgı ve yanlışlıkların sürdürülmesi, yinelenmesi önlenecek, aklın, bilimin,  ahlâkın ve istencin (azmin) gücüyle tüm karşıtlıklar önlenip giderilecektir. ATATÜRK aydınlığı bizim yaşam gücümüzdür. Geçmişin değerlerini koruyup güçlendirerek geleceği daha iyi yapmaya çalışmak ulusal görevimiz, insanlık borcumuzdur.

ATATÜRK’Ü sevmekle, saymakla yetinmeyecek O’nun açtığı yolda O’na yaraşır kişilik, tutum ve çabalarla koşacağız. Geleceğin öncüleri olarak girişeceğimiz tüm yarışlarda başarıları birbirine eklemek zorundayız. Bu bizim ATATÜRK’e yaraşırlığımızın koşuludur. Sözle, özentiyle değil, özle ve gerçekten Atatürkçü olarak ulusal görevlerimizi yerine getirmek çabalarımızı artan hızla sürdürmek zorundayız. Günümüzün tutarsızlık, bozukluk ve çirkinliklerini ancak böyle giderip yaraşır olduğumuz ortama kavuşabilir, daha ilerilere ulaşırız. Çalışmak, çalışmak, yılmadan ve yorulmadan koşmak zorundayız. Çıkarılan engelleri, laik cumhuriyeti niteliklerinden arındırıp soyutlayarak inanç sömürüleriyle getirilmek istenen karanlığı görmek ve bu doğrultudaki kötülükleri engelleyip gidermek zorundayız. Bu çaba bizim ATATÜRK’e olan sözümüz, insanlık ve yurtseverlik borcumuz, görevimizdir.

Bu görevimizi sözlerle değil, eylemlerle, çalışma ve çabalarla gerçekleştirmek, sonraki kuşaklara örnek olacak tutumlarla başarmak zorundayız. Kutsal topraklarımızı bağımsızlığın güneşinde tutarak, sonsuza değin aydınlık içinde yaşam yuvası kılmak hepimizin insanlık ve yaşam borcudur. Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın koşullarını, ülkemizin o günün hanedanın sapkın yöneticileriyle içine düştüğü durumu gözetirsek sorumluluğumuzun ne kadar önemli, ne kadar yaşamsal olduğunu daha iyi kavrarız. ATATÜRK’ümüze karşı borcumuz,  varlık koşulumuz ve insanlık görevimizdir.