Değer bilmeyen, kendini bilmeyendir.

Son zamanlarda cumhuriyetimize yönelik suçlamalarda ve olumsuz nitelemelerde bulunan kimi kendini bilmezler siyasal yerlerine ve bu nedenle kullandıkları etiketlerine güvenerek gelişigüzel konuşmalarıyla kimi değerlendirme ve eleştirilerini suçlamalarla sürdürüyor. Özellikle cumhuriyetimize yönelik olumsuz değerlendirme ve nitelemeleri kendi düzeysizlikleriyle çirkin partizanlıklarının göstergesi biçiminde yansıyor. Anlamadıkları anlaşılan dilimizdeki gelişmeler konusunda olur olmaz değerlendirmelerle bilgisizliklerini açıklamış oluyorlar. Dilimize saldırı nitelikli sözleri yetersizliklerinin ve siyasal bağnazlıklarının ürünüdür bilgisizlik, yetersizlikle birlikte terbiyesizlikleri de sırıtıyor. Bir de Tv kanallarına çıkıp utanmadan boy gösteriyorlar.  ATATÜRK’ümüzün önderi olduğu Türk Devrimi’ni karalayan değerlendirmeleri kendi niteliklerini yansıtan olumsuzluklar, hatta nankörlüktür. İçi boş ya da çöp dolu kafalar benzetmesinin bunlar için uygun bir benzetme olacağı söylenmektedir.

Hiçbir şey olmadıkları halde kendilerini bir şeyler sanarak ATATÜRK’ümüze ve Türk Devrimi’ne saldıran kendini bilmezler gerçekte cumhuriyet ve devrim karşıtlarıdır. Tiksindirici tutumları durumlarının göstergesidir. Değerbilmezliğin (nankörlüğün), ahlâk ve bilgi düzeyiyle kişiliğin yansıması olan sözler kimlerin nerelerde olduklarının ibretlik örnekleridir.  Uluorta konuşmalarıyla siyaset yaptıklarını sanan bilgisiz ve görgüsüz yetersizler akıllarının ermediği konularda konuşunca ortam iyice kararıyor.

Bu arada konumuzla ilgili bir durum da Cumhuriyet gazetesinde Özdemir ÎNCE’nin etkin dokunuşları, yukarda değindiğimiz konuyla ilgili siyasette adı geçen bir kişinin yetersizliğini,  saptırmalarını, yadsımalarını, tüm yanılgı ve yanlışlarını eleştirmesi yararlı ve etkin bir değerlendirme olmuştur. Cumhuriyetimize yönelik suçlamaları ve gizlemeye çalıştığı ATATÜRK, lâiklik ve devrim karşıtlığı kendisinin nitelik ve düzeyini ortaya koyan sözde siyasetçinin amacı ve yetersizliği iyice anlaşılmıştır. İçinde ve aralarında bulunduklarının ses çıkarmayarak uygun buldukları konuşmalar kendilerinin durumlarını ve tutumlarını da belirlemektedir. AKP için de değerlendirme, bir ölçü olan durum, ortamın göstergesidir. Hak etmedikleri, yaraşır olmadıkları yerlere getirilenler, kullanılanlar,  kendilerini kullandıranlar ilgili kavram ve kurumlara sakıncalarıyla zarar verenlerdir.

Zaman zaman kimi sorularla karşılaşıyorum. Bunlardan ilginç biri de “Bugünki düzenin padişahlıktan derdi ne?” Bir de Recep Tayyip Erdoğan’lı afişler. Yanıtlamakta güçlük çekiyorum. Bir çok değerlendirme, birçok eleştiri yapılabilir. Ama bir gerçek var ki pek iyi görülmüyor, uygun karşılanmıyor. Abartılı olmak bir yana her yerde ve her yanda olması, ATATÜRK resimleriyle yarışırcasına bir durum görünümü vermesi iyi olmuyor. Demokratik düzen içerikli lâik ve çağdaş cumhuriyetimizin anayasal andındaki TARAFSIZlığa karşın parti genel başkanlığını sürdüren bir kimse tarafından temsilindeki aykırılığın hukuk bağlamında savunulması olanaksızdır. Kanımızca büyük ve ağır aykırılık geçerliği de etkilemektedir.